Aon’un iki yılda bir gerçekleştirdiği Küresel Risk Yönetimi Araştırması’nın 2025 sonuçları açıklandı. Küresel çapta en büyük tehdit, siber saldırı ve veri ihlali olarak belirlenirken, Türkiye’de ilk sırada döviz kuru hareketleri, ikinci sırada artan rekabet yer aldı.

Aon’un iki yılda bir gerçekleştirdiği Küresel Risk Yönetimi Araştırması’nın 2025 sonuçları da paylaşıldı. Türkiye dahil 63 ülkeden 2.941 iş lideriyle gerçekleştirilen araştırmanın sonuçlarına göre küresel çapta en büyük tehdit, siber saldırı ve veri ihlali olarak belirlenirken bunu iş durması ve ekonomik durgunluk takip etti. Türkiye’de ise ilk sırada döviz kuru hareketleri yer alırken artan rekabet ikinci, ekonomik durgunluk ise üçüncü sırayı aldı.
Araştırmaya göre dünya genelinde şirketlerin en büyük zararı yüzde 53,7 ile ekonomik durgunluktan kaynaklanırken, Türkiye’de şirketlere en fazla zarar veren risk yüzde 73,3 ile döviz kuru hareketleri oldu.
JEOPOLİTİK DALGALANMALAR 5. SIRADA
Aon 2025 Küresel Risk Yönetimi Araştırması iş dünyası liderlerinin hâlihazırda gündemlerinde bulunan en büyük 10 riski ortaya koyarken gelecekteki risklere de ışık tutuyor. Katılımcılar 2028 yılı tahminlerinde yine siber saldırı ve veri ihlalini birinci sırada görürken, yapay zekânın 21 sıra yükselerek 8. en büyük risk haline geleceğini öngörüyor. Yine katılımcıların değerlendirmesine göre, 2028 yılında iklim değişikliği ilk kez ilk 10 risk arasına girecek ve 9. en büyük risk olacak. Katılımcılar jeopolitik dalgalanmaların etkisinin süreceğini ve 9. sıradan 5. sıraya çıkacağını da öngörüyor.
Küresel ve Türkiye İş Dünyasının Gündemindeki İlk 10 Risk

RİSK ALGISI FARKLILAŞIYOR
Rapor hakkında değerlendirmede bulunan Aon Türkiye Eş-CEO’su Selda Oknas Tanbay, “Bu yıl Türkiye verilerini ilk kez küresel raporla birlikte değerlendirme fırsatı bulduk. Her ülkenin politik ve ekonomik dinamikleri farklılaşabiliyor. Bizim sonuçlarımızda ekonomik ve politik risklerin daha üst sıralarda yer alması, şirketlerin günlük operasyonlarında bu belirsizliklerle daha yoğun şekilde karşı karşıya kalmasından kaynaklanıyor. Bu tablo, riskleri sadece tespit etmenin yeterli olmadığını; risk sermayesi ve insan sermayesinin doğru yönetilmesinin de artık stratejik bir zorunluluk haline geldiğini gösteriyor” dedi.
Aon Türkiye Eş-CEO’su Ferhan Özay ise şunları söyledi: “Raporumuzun ortaya çıkardığı önemli sonuçlardan biri ülkemizde geleceğe dair risk algısının farklılaştığı. Türkiye’de önümüzdeki üç yılın en kritik riskleri arasında artan rekabet ve politik dalgalanmalar öne çıkıyor. Ekonomik göstergelerdeki gelişmelerin, yüksek faiz ve maliye politikaları ile birlikte şirketler için yeni bir maliyet riski oluşturduğu görülüyor. İş dünyası artık sadece bugünün risklerini değil, geleceğin belirsizliklerini de yönetmek zorunda.”














