Türkiye Sigorta Birliği (TSB), Swiss Re’nin Doğal Afetler Raporu’nun Türkçe versiyonunu yayımladı. Rapora göre, küresel ölçekte doğal afetlerden kaynaklanan sigortalı hasarların 2025 yılı itibarıyla 145 milyar ABD dolarına ulaşması bekleniyor.
Swiss Re tarafından yayınlanan “Doğal Afetler (Katastrofiler)” raporu, doğal afet kaynaklı sigortalı hasarların artan eğilimini ve bunun reasürans/sigorta sektörü ile toplum üzerindeki etkilerini ele alıyor. Raporda, küresel ölçekte doğal afetlerden kaynaklanan sigortalı hasarların 2025 yılı itibarıyla 145 milyar ABD dolarına ulaşmasının beklendiği ifade ediliyor. Bu artışın, reel bazda yıllık ortalama %5-7 oranında süregelen uzun vadeli bir artış eğilimini yansıttığı ve söz konusu eğilimin önümüzdeki dönemde ortalama hasar tutarlarının yükselmeye devam edeceğine işaret ettiği vurgulanıyor.
Türkiye Sigorta Birliği (TSB), Swiss Re Sigma-Doğal Afetler (Katastrofiler) Raporu’nun Türkçe versiyonunu yayımladı. Raporda öne çıkan noktalar:
Doğal afetlerden kaynaklanan küresel ekonomik kayıplar 318 milyar ABD doları oldu (2017’den bu yana en yüksek seviye) ve bunların yaklaşık %57’si sigortasızdı.
Doğal afetler kaynaklı sigortalı hasarlar, uzun vadeli eğilime uygun şekilde 2024’te 137 milyar ABD dolarına ulaştı. Bu rakamın 2025’te 145 milyar ABD dolarına yaklaşması öngörülüyor.
Toplam sigortalı hasarların 2025’te 300 milyar ABD dolarına veya daha fazlasına ulaşma olasılığı %10 olarak tahmin ediliyor.
2024’te küresel doğal afet koruma açığı, 2023’teki 177 milyar ABD dolarından ve 10 yıllık ortalama olan 143 milyar ABD dolarından daha yüksek şekilde, 181 milyar ABD doları olarak gerçekleşti.
SADECE YÜZDE 43’Ü SİGORTALI
Son yıllarda kayıpların büyük bölümü ikincil risklerden kaynaklansa da, birincil riskler hâlâ en yüksek hasar potansiyeline sahiptir. 2024 yılında küresel ekonomik kayıplar 318 milyar ABD dolarına ulaşarak 2017’den bu yana en yüksek seviyeyi görmüştür. Bu ekonomik kayıpların yalnızca yaklaşık %43’ü sigorta ile karşılanmıştır; bu durum, 181 milyar ABD doları seviyesinde ciddi bir doğal afet sigorta koruma açığına işaret etmektedir. Söz konusu açık, 2023’teki 177 milyar ABD doları ve son 10 yılın ortalaması olan 143 milyar ABD dolarının da üzerindedir.
Sigortalı hasarlarda yıllık %5-7 oranındaki uzun vadeli artış trendi ağırlıklı olarak sosyoekonomik faktörlerden kaynaklanmaktadır. Ekonomik büyüme, artan nüfus ve kentleşme; yüksek değerli varlıkların yoğunlaştığı alanların sayısını artırmakta ve toplam maruziyeti yükseltmektedir. Bazı risk türleri ve bölgelerde, iklim değişikliği etkileri de hasarları artıran bir diğer unsur olarak öne çıkmaktadır.
Birincil riskler, en yüksek hasar potansiyeline sahip risk grubudur. Bu tür afetlerin yüksek varlık değerlerine sahip kentsel alanlarda meydana gelmesi durumunda, yıllık toplam sigortalı hasarlar trendin çok üzerine çıkarak yüksek hasar yıllarını oluşturabilmektedir.
2025’TE POTANSİYEL HASAR 300 MİLYAR DOLAR
Model bazlı bir yaklaşımla yapılan hesaplamaya göre, 2025 yılında toplam sigortalı hasarların 300 milyar ABD dolarına veya fazlasına ulaşma olasılığı %10’dur. Yıllık %5-7’lik artış trendinin devam etmesi halinde, %10 olasılıkla gerçekleşebilecek bir yüksek hasar yılı senaryosundaki potansiyel sigortalı hasarlar, önümüzdeki yıllarda 300 milyar ABD dolarının üzerine çıkacaktır.
Küresel reasürans/sigorta piyasası şu anda 300 milyar ABD doları büyüklüğünde potansiyel bir hasarı karşılayabilecek donanıma sahiptir. Geleneksel reasürans sermayesi yaklaşık 500 milyar ABD doları olarak öngörülmektedir. Reasürans, yüksek hasar yıllarındaki dalgalanmaların sönümlenmesi açısından kritik bir rol oynamaktadır. 300 milyar ABD doları büyüklüğündeki bir hasardan sonra dahi, reasürans piyasasının güçlü sermaye yapısını koruyacağı ve önde gelen reasürörlerin yüksek ödeme gücü rasyolarını sürdüreceği öngörülmektedir.
HANGİ ÖNLEMLER ALINABİLİR?
Artan hasarları kontrol altına almak ve sigortalanabilirliği sürdürülebilir kılmak için, hasar potansiyelini daha en baştan azaltmaya yönelik daha fazla önlem alınması gerekmektedir. Bu, etkili önleme ve uyum stratejilerini kapsamaktadır.
Uyum önlemleri; yapı yönetmeliklerinin güçlendirilmesi, arazi kullanım planlamasının iyileştirilmesi ve dayanıklı altyapıya yatırım yapılması gibi uygulamaları içermekte olup, doğal tehlikelere karşı savunmasızlıkları azaltarak dayanıklılığı artırır.
Bu tür önlemler, sigorta maliyetlerini düşürerek sigortanın daha uygun fiyatlı hale gelmesine de katkı sağlar. Avustralya ve Birleşik Krallık’taki sel savunma sistemleri bunun başarılı örneklerindendir.
Risk azaltımı; bireysel mülk sahipleri, hükümetler, düzenleyiciler, denetleyiciler ve sigorta sektörü gibi çok sayıda paydaşı içeren bir iş birliği yaklaşımı gerektirir.
Sigorta sektörü; risk bilgisini paylaşarak, fiyat sinyallerini kullanarak, underwriting standartları belirleyerek ve teşvikler sunarak risk azaltımını özendirebilir. Sigorta poliçeleri, hasarları azaltmaya yönelik teşvikler içerebilir.
Sonuç olarak, etkili hasar azaltma önlemleri, mülk risklerinin sigortalanabilirliğini ve uygun fiyatlılığını korumak ve koruma açıklarını kapatmak için hayati öneme sahiptir.