Allianz Trade, 2023 Küresel Isınma Raporu’nu yayınladı. Şirketin dünya genelindeki uzman ekonomistleri ile hazırladığı rapor, küresel ısınmanın giderek küresel kaynamaya dönüştüğünü ve dünya ekonomisi üzerinde ne kadar büyük ölçekli bir etkisi olduğunu gözler önüne seriyor. Rapora göre, 32 derecenin üzerinde aşırı sıcak bir gün, yarım günlük grev etkisi yaratıyor.
Allianz Trade, Küresel Isınma Raporu’nu yayınladı. Tüm dünyanın nasıl baş edileceğine odaklandığı küresel ısınmanın ekonomiye maliyetini ölçmeye de çalışan Allianz Trade’in dünya çapındaki ekonomistlerine göre havanın 32 derece üzerinde bir sıcaklığa çıkması ekonomiyi yarım günlük grev yapılmışçasına etkiliyor. Küresel olarak, sıcaklık artışlarının dünya çapında toplam potansiyel çalışma saatini yüzde 2,2 oranında azaltacağı öngörülüyor.
Yapılan ilk hesaplamalara göre de Amerika Birleşik Devletleri, Güney Avrupa ve Çin’de yaşanan sıcak hava dalgaları 2023 yılı küresel GSYH’nin yüzde 0,6’sına mal oldu. Ülkeler arasında ise bu maliyet Fransa için 0,1 puan ile Çin için 1,3 puan arasında değişiyor.
Geçtiğimiz birkaç ay içinde dünya genelinde rekor düzeyde yüksek sıcaklıklar yaşandığı vurgulanan raporda, Copernicus İklim Değişikliği Servisi/ECMWF’ye göre, bu yılki Haziran ayının kayıtlara geçen en sıcak Haziran ayı olduğu belirtiliyor. Sıcaklığın işgücünde yarattığı verimlilik kaybına vurgu yapılan rapora göre, ekonomik anlamda küresel ısınmadan düşük gelirli ülkeler çok daha fazla etkileniyor.
EKONOMİK MALİYETİN FATURASI ÇOK YÜKSEK
Raporda iklim değişikliğinin aşırı sıcak havaları ve aşırı sıcakların da doğal afetleri tetiklediğine, bunun sadece insanların yaşamlarını değil ekonomileri de derinden etkilediğine yer veriliyor. Doğal afetler, gelişmiş ülkelerde yüksek mal kayıpları ve gelişmekte olan ülkelerde hem mal hem de can kayıplarıyla ciddi boyutlarda olumsuz sonuçlar doğuruyor.
Doğal afetlerle gelişmiş ekonomiler daha dirençli bir şekilde mücadele ediyor ve kaybedilen üretimi başka bir yerde üretim artışıyla telafi edebiliyor. Bu ülkelerde çoğunlukla borçla finanse edilen yardım önlemlerinin de büyümeye olumlu etkisi GSYH ölçümünde ortaya çıkıyor. Öte yandan, rapora göre küresel ısınma, uluslararası afet ve kalkınma yardımları, nakit transferlerinde kısa vadeli olumlu bir artışa yol açsa bile genellikle düşük gelirli ülkeleri daha şiddetli etkiliyor.
SICAKLAR ÇALIŞAN VERİMLİLİĞİNİ DÜŞÜRÜYOR
Allianz Trade Küresel Isınma Raporu’na göre; sıcaktan etkilenen çalışanlar nedeniyle çalışma saatleri azalıyor, iş yavaşlaması yaşanıyor ve hatalar artıyor. Aşırı sıcaklıkların işgücü verimliliğini azalttığının belgelendiğine yer verilen raporda, olumsuz etkilerin genellikle; konut kalitesi, iklimlendirme şartları düşük yoksul ülkelerde daha belirgin olduğu belirtiliyor. Bu noktada uyumlanmanın kritik öneme sahip olduğu vurgulanan raporda, işçiler ve şirketlerin sıcak bir gün veya hafta boyunca kaybettiği üretkenliği aynı yıl içinde daha serin bir dönemde telafi etmeye çalışması gerektiği öneriliyor. Çalışma koşullarında toplumsal kararların etkili olduğu; bunun da sıcaklıklardan kaynaklanan verimlilik kayıplarının azaltılabileceğine işaret ediliyor.
Küresel olarak, sıcaklık artışlarının (ILO tarafından) dünya çapında toplam potansiyel çalışma saatini yüzde 2,2 oranında (80 milyon tam zamanlı işe eşdeğer) azaltacağı öngörülüyor. Lancet Countdown’ın 2022 raporuna göre, 2021 yılındaki potansiyel çalışma saati kaybı 470 milyar saat. Bu da, 1990-99 yıllarındaki yıllık ortalamaya göre yüzde 37’lik bir artış ve kişi başına ortalama 139 saat kayıp anlamına geliyor.
EKONOMİLER İÇİN YENİ FIRSATLAR YARATIYOR
Öte yandan; Allianz Trade Küresel Isınma Raporuna göre; tüm bu etkenlere karşın sıcak hava dalgalarına hem fiziksel hem de ekonomik olarak hazırlanmak mümkün. Diğer birçok doğal afetin aksine ısı dalgaları öngörülebiliyor ve adaptasyon çok önemli. Kısa vadede, uyarı ve önlem tedbirleri alınabilir ancak bu önlemler, şehirleri iklim değişikliğine hazırlayacak ve işyerlerini artan sıcaklıklara karşı verimli bir şekilde uyarlayacak daha uzun vadeli yapısal değişikliklerle tamamlanmalı.
Küresel ekonominin üçlüsü olan; küreselleşmeden kurtulma, dijitalleşme ve karbonsuzlaştırma ile birlikte yeşil dönüşümün gelişmekte olan ekonomiler için yeni fırsatlar sunması da adaptasyona yönelik teşvik niteliğine sahip. Allianz Trade’in hazırladığı diğer bir rapora göre ise, tüm bu sıralananlara ek olarak ClimateTech endüstrisinin üç kat büyüyerek 2030 yılına kadar 600 milyar euroluk bir pazar büyüklüğüne ulaşması bekleniyor.
Rapora göre diğer yandan risk sermayesi ve özel sermaye tarafından ClimateTech start-up’larına yapılan yatırımlar son birkaç yılda hızla arttı. Dünya çapında ise 2022 yılında neredeyse 100 milyar dolara ulaştı ve Avrupa bunun yaklaşık yüzde 30’unu oluşturuyor. Endüstrideki bu yatırım dalgasının artması iklimsel değişimler karşısında adaptasyonun ne kadar kritik bir öneme sahip olduğuna yönelik kapsamlı bir yaklaşım sunuyor.