Nüfusun hızla yaşlanması hem kamu sosyal güvenlik sistemlerini hem de özel sigortayı olumsuz etkilemeye başladı. Uzmanlar, son yıllarda hayat sigortası primlerinin yüzde 10’lar civarında düşerken, sosyal yardımların yüzde 35’ler mertebesinde arttığını dikkat çekiyor.
Dünya çapında yaşlanan nüfusun, sigorta sektörünü önemli ölçüde etkileyeceği vurgulandı. Uluslararası haber ajanslarında yer alan habere göre nüfusun hızla yaşlanması hem kamu sosyal güvenlik sistemlerini hem de özel sigortayı olumsuz etkilemeye başladı.
Yaşlanan nüfusun etkileri analiz edilirken, ilk etkinin sağlık sigortasına olacağı savunuluyor. Yaşlılar için sağlık ve uzun süreli bakım yardımlarının arttığına dikkat çekilirken, bunun da sigortacılar için fazladan ciddi maliyet yarattığı vurgulanıyor.
Analize göre emeklilik yardımları da başka sorun olarak ortaya çıkıyor. Bu da emeklilik yardımları ile yüksek gider konusunu günde getiriyor. Uzmanlar, yıllık gelir sigortasında sigortacıların, nüfusun uzun ömürlü olması nedeniyle yüksek giderlerle karşı karşıya kaldıklarına dikkat çekiyor.
HAYAT PRİMLERİ AZALIYOR SOSYAL YARDIMLAR ARTIYOR
Bir başka sorun ise yaşlı bağımlılık yardımları. Yaşlanan nüfusun bağımlı kişilerin sayısında artış yarattığını ifade eden uzmanlar, yaşlı bağımlılık yardımlarının maliyetinin ABD, Japonya, Avrupa’da istikrarlı bir şekilde arttığını söylüyor ve örnek olarak da Fransa’da yaşlı bağımlılık yardımlarının gelecek altı yılda 50 milyar Euro’ya ulaşması gösteriliyor.
Uzmanlar, son yıllarda hayat sigortası primlerinin yüzde 10’lar civarında düşerken, sosyal yardımların yüzde 35’ler mertebesinde arttığını dikkat çekiyor. ABD’de, 50 yaş üstü kişilerin 2050 yılına kadar iki katına ulaşacağı vurgulanıyor ve kamu emeklilik fonlarının 2022’de 1.4 milyar dolar açık yarattığı belirtiliyor.
2050’DE ORAN YÜZDE 26’YI ÇIKACAK
Uzmanlar, bağımlı nüfusun çalışma çağındaki nüfusa oranının 2050 yılında yüzde 26’ya yükselmesini bekliyor ki, bugün bu oran yüzde 15’ler seviyesinde. 65 yaş ve üzeri yaştakilerin, toplam nüfusa oranına bakıldığında AB’de bu oran yüzde 21, ABD’de yüzde 17, Çin’de yüzde 15, Japonya’da yüzde 29, Asya’da yüzde 10, Fransa’da yüzde 21, Avustralya’da yüzde 17, Hindistan’da yüzde 7, Birleşik Arap Emirliklerinde yüzde 2, Latin Amerika’da yüzde 9, Afrika’da yüzde 3.