WEF, Bakım Ekonomisinin Geleceği raporunu yayınladı. Rapor, bakım ekonomisinin durumuna genel bir bakış sunuyor. Rapora göre, dünya nüfusu her geçen gün artıyor, tüm kesimlerin de hayatın daha iyi bir kısmı için bakıma ihtiyacı bulunuyor. 2030 yılına kadar 60 yaş ve üstü insan sayısı yüzde 40 artacak ve 2050 yılına kadar iki katına çıkacak. Bu demografik değişim, halihazırda var olan bakıma erişim açığına katkıda bulunacak ve bakım çalışanları için daha fazla talep yaratacaktır.
Dünya Ekonomik Forumu’nun (World Economic Forum) yeni raporuna göre, dünyanın bakım ihtiyaçları hızla artarken, refah ve büyümeyi destekleyebilecek güçlü bir bakım ekonomisi oluşturmak için hükümet, iş dünyası ve toplum paydaşları arasında daha sıkı bir işbirliğine ihtiyaç var. WEF’in Bakım Ekonomisinin Geleceği raporuna göre, dünya nüfusu 8 milyar ve her geçen gün artıyor, tüm kesimlerin de hayatın daha iyi bir kısmı için bakıma ihtiyacı bulunuyor.
Çocuk yetiştirme, toplum klinikleri, fizyoterapi, telesağlık ve huzurevleri geniş ve karmaşık küresel bakım ekonomisini oluşturuyor. Rapor, bakım ekonomisinin durumuna genel bir bakış sunuyor. Raporda, öncelikle çocuk ve yaşlı bakımı üzerinde duruluyor. Rapordan, çarpıcı başlıklar özetle şöyle:
ÜCRETSİZ BAKIMA AŞIRI GÜVEN TEMEL SORUN
Bakım Ekonomisinin Geleceği, bakım sistemlerinin karşılaştığı bazı temel zorlukların altını çiziyor. Birincisi, ücretsiz bakıma aşırı güvenmektir. Dünyada 2 milyara yakın insan tam zamanlı bakıcı olarak çalışıyor, ancak ücretsiz çalışıyor. Bu, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün verilerine göre küresel GSYİH’nın yüzde 9’unu temsil ediyor. Latin Amerika gibi bölgelerde, payın bölgesel GSYİH’nın dörtte birine kadar olduğu tahmin edilmektedir. Bakım işlerinin çoğunluğu kadınlar tarafından üstleniliyor ve göçmen kadınlar küresel bakım ekonomisinin yüzü olarak ortaya çıkıyor. Küresel olarak, kadınlar erkeklerden 2,5 kat daha fazla saat ücretsiz bakım sağlıyor.
Diğer bir faktör ise ücretli bakım sektörünün güvencesizliğidir. Artan bakım talebine rağmen, bakım sektöründeki ücretler düşüktür. İngiltere gibi ülkelerde, bakım çalışanlarına ülkenin tüm işgücünün yüzde 80’inden daha düşük ücretler ödenebilir. ABD’de, 1990 ve 2017 yılları arasında, diğer sektörlerdeki ücret artışı dört kat daha fazlayken, bakıcıların ücretleri sadece yüzde 12 arttı. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün tahminlerine göre, çocuk bakımı politikasındaki uçurum, her 10 ebeveynden 9’unu alternatif bakım arayışına sokuyor ve bu durum, çoğu kadın olan birinci basamak bakıcıların işgücünden ayrılmasına yol açıyor.
60 YAŞ ÜSTÜ YÜZDE 40 ARTACAK
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, 2030 yılına kadar 60 yaş ve üstü insan sayısı yüzde 40 artacak ve 2050 yılına kadar iki katına çıkacak. Bu demografik değişim, halihazırda var olan bakıma erişim açığına katkıda bulunacak ve bakım çalışanları için daha fazla talep yaratacaktır.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üyesi yedi ülkenin yaptığı bir araştırmaya dayanan rapor, GSYİH’nın yüzde 2’sinin bakım sektörüne yatırılmasının toplam istihdamı yüzde 2,4 ila yüzde 6,1 oranında artırabileceğini ve 22 milyona yakın iş yaratabileceğini gösteriyor. Bu rakam, inşaat yatırımının başaracağının iki katıdır.
ÖZEL ŞİRKETLERE SORUMLULUK DÜŞÜYOR
Kamu sektörü taahhüdünün yanı sıra, bakım ekonomisinin geleceğini şekillendirmeye yardımcı olmak için özel şirketlere de sorumluluk düşmektedir. Çalışanları için bakım yardımı sunan daha fazla şirket, yalnızca bakım sektöründe büyümeyi sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda işletmeler için hastalık, devamsızlık ve ilgili üretkenlik kayıplarını da azaltacaktır.
Gelecekte kaliteli bakım sağlayan yapılara ve süreçlere yatırım yapmak hayati önem taşıyacaktır. Bu, bakıcıların ve bakılan kişilerin ihtiyaçlarına daha iyi yanıt vermeyi, yüksek kalitede bakım sağlamayı, uygulanan sistemlerin sürdürülebilirliğini ve ayrıca eşitlik ve paylaşılan sorumlulukları içerir.