Sigorta Gazetesi

DASK’ın depremle sınavı

DASK’ın ödediği ya da ödeyeceği tazminat yetersiz bulunuyor. Öyle ki, kimi depremzedeler, 50-70 bin lira gibi çok düşük tutar aldıklarından yakınıyor. DASK’ın artırdığı teminat tutarlarından konutu yıkılan bazı depremzedeler yararlanamıyor. Zorunlu deprem sigortası yenilenmediği için mağdur olan depremzedeler var ki, bu şikayet ağırlıklı bankalar üzerinden yapılan sigorta poliçelerinden kaynaklanıyor.

Günlerdir deprem bölgesindeki konutu yakılan, hasar gören vatandaşlardan DASK ve zorunlu deprem sigortası ile ilgili soru ve şikayet alıyorum. Ağırlıklı şikayet edilen de birkaç konu var. Birincisi, DASK’ın ödediği ya da ödeyeceği tazminat yetersiz bulunuyor. Öyle ki, kimi depremzedeler, 50-70 bin lira gibi çok düşük tutar aldıklarından yakınıyor. İkincisi, DASK’ın artırdığı teminat tutarlarından konutu yıkılan bazı depremzedelerin yararlanamaması. Bir de bunlara ek, zorunlu deprem sigortası yenilenmediği için mağdur olan depremzedeler var ki, bu şikayet ağırlıklı bankalar üzerinden yapılan sigorta poliçelerinden kaynaklanıyor.

Deprem bölgesinde her iki konuttan birinin zorunlu deprem sigortalı olduğu ve bölgedeki konut hasarlarının çok büyük kısmını DASK’ın karşılayacağı hesaba katıldığında; bu üç konu çok önemli. Hepsine tek tek değineyim. Hatta soru, cevap şeklinde değineyim ki, daha net anlaşılsın.

27 KASIM 2022 TARİHİNE DİKKAT!

DASK, hasarı, eski teminat üzerinden mi, yoksa yeni teminattan mı ödeyecek?

27 Kasım 2022 tarihinde DASK’ın verdiği teminat tutarı artırılarak; inşaat birim metrekare maliyet tutarı 1.508 liradan 3 bin 16 liraya, bir konut için 320 bin lira olan en yüksek teminat tutarı da 640 bin liraya çıkarıldı. 27 Kasım tarihine kadar 100 metrekare bir konutun teminat tutarı 150 bin lira iken, bu tarihten sonra teminat tutarı 300 bin liraya yükseldi. Bu artış da, sigortalılara, DASK tarafından gönderilen, ‘Teminat limitleri iki katına çıktı, yeni teminatlardan yararlanmak için zeyilname yaptırın’ içerikli SMS’ler aracılığı ile duyuruldu.

Sigortalılara, ‘konutunun teminatı düşük olmasın, yeni teminatlardan yararlanmak için ek prim ödeyerek poliçeni değiştir’ denildi. Kimileri değiştirdi, kimileri değiştirmedi. 27 Kasım tarihinden önce DASK poliçesi olup, zeyilname yaptırmayanların hasarları eski teminatlar üzerinden; zeyilname yaptırıp, teminatını artıranların hasarları ise yeni teminatlar üzerinden ödeniyor. Yani, poliçede teminat tutarı ne yazıyorsa DASK, onu ödüyor. 27 Kasım tarihinden sonra DASK yaptıranların tamamı artırılmış yeni teminatlı poliçeler olduğu için zaten sorun yok.

PİYASA DEĞERİ NEDEN ÖDENMİYOR?

Konutun değeri 2 milyon lira, DASK ödüyor en fazla 620 bin lira, neden bu kadar düşük ödüyor?

Zorunlu deprem sigortasının teminatı; konutun piyasa değerine ya da konut sahibinin kendi takdirine göre belirlenmediği gibi, konutun bulunduğu arsanın değeri de sigortanın konusuna girmiyor. DASK, konutun yeniden inşa bedelini ödüyor. Kaldı ki, konutun piyasa değerini artıran arsadır, arsa da sigorta kapsamına girmez. Ancak, deprem bölgesindeki kimi konutların, DASK’ın verdiği teminatın üzeri için sigorta şirketlerinden yaptırılmış konut sigortası da bulunuyor. Bu durumda yıkılan konut için DASK poliçede yazan teminat tutarını; sigorta şirketi de DASK’ın üzeri için yine poliçe yazan teminat tutarını ödüyor. Böylece depremzedenin konut zararının tamamına yakını karşılanmış oluyor.

YANLIŞ BEYAN SORUN YARATTI

DASK, depremde ağır hasar alan evim için 70 bin lira ödedi, bu parayla ne yapılır ki?

Maalesef, deprem bölgesinde böyle bir sorun yaşanıyor. Malum elektrik, su ve tapu işlemlerinde DASK zorunlu. Zorunlu deprem sigortası da vatandaşın beyanına göre yapılıyor. Kimi vatandaşlar, elektrik ve su aboneliği veya tapu işlemi sırasında sigortaya daha az prim ödemek için konutunun metrekaresini düşük beyan ediyor. Şöyle ki; konut 150 metrekare ise, bu durumda, teminat 452 bin lira ve ödenecek prim de bin lira. Öncelik deprem olmadığı için vatandaş, elektrik ve su aboneliği işini çözmek ve DASK’a da fazla prim ödemek istemediğinden konutun metrekaresini 50 metrekare diye beyan edince; DASK’ın verdiği teminat 100 bin liraya iniyor, ödenecek prim de 300 liraya düşüyor. Vatandaş elektrik, su abonelik işini çözüyor ama depremde yıkılan evi için DASK’tan 452 bin lira alacağına 100 bin lira alıyor. İşte, deprem bölgesinde yaşanan tam da budur.

DAVA AÇABİLİRSİNİZ

DASK poliçesini banka yapıyordu, poliçenin süresi dolmuş, yenilememiş, depremde konutum yıkıldı, bu kimin suçu?

Deprem bölgesinde, sigorta poliçesi yenilenmediği için mağdur olan depremzedeler var. Yenileme yapılmayanların neredeyse tamamına yakını, bankaların kredi bağlantılı yaptıkları DASK poliçeleri. Suçlu da, sorumlu da banka. Bankaların o poliçeleri yenileme sorumluluğu ve zorunluluğu bulunuyor. İşin garip tarafı; DASK poliçesinin yenilenmemesinden sadece vatandaş değil banka da mağdur oluyor. Düşünsenize; konut için kredi vermiş, deprem olmuş, ev yıkılmış, kredi verdiği vatandaş depremzede olmuş, sigortayı yenilemediği için DASK’tan para alınamıyor. Neyse, bu bankanın sorunu. Sigortanın yenilenme sorumluluğu bankada olduğu için vatandaş, ‘sigortayı yenilemedin kabahat senin’ diyerek dava açabilir ve davayı da vatandaş kazanır.

YARDIM SİSTEMİ DEĞİL

27 Kasım öncesi ya da sonrasına bakmadan DASK, tüm hasarları karşılasın, ne olur?

Bu tür söylemleri son günlerde vatandaşlardan çokça duyuyorum. DASK, bir sigorta sistemi; Hilal-i Ahmer kuruluşu değil. Kaç konut sigortalandı, ne kadar teminat verildi, karşılığında ne kadar prim toplandı; en ince ayrıntısına kadar hesaplanır, ona göre yurtdışından teminat alınır. Şu kadarını söyleyeyim, depremde oluşan hasarın tamamına yakını yurtdışından karşılanacak. Sadece DASK değil, sigorta sistemi de bir yardım sistemi değil. Yani, ‘vatandaşın ödediği primleri toplayayım, bir yerde deprem olursa, bu paralarla hasarı öderiz’ şeklinde bu iş yürümüyor. Öyle olsa; bin lira ödeyip, 600 bin lira sigorta teminatı mı alınır?

BUNLARI ACİL YAPIN

Noyan Doğan/Hürriyet Gazetesi

Exit mobile version