Denizli’de devlet destekli alacak sigortası konuşuldu. Denizli Sanayi Odası’nda düzenlenen ve Gazeteci Noyan Doğan’ın moderatörlüğünü üstlendiği toplantıya konuşmacı olarak Türk Reasürans Genel Müdür Yardımcısı Ali Sertaç Canal ve Denizli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Selim Kasapoğlu katıldı. Canal, son dönemde, Denizli’de KOBİ’lerden alacak sigortasına yoğun ilgi olduğunu söyledi. Kasapoğlu ise, alacak sigortasının tüm işletmelerde kurum kültürü olarak yerleşmesi gerektiğini kaydetti.
Editör: AYTAÇ NALLAR
Denizli’de sanayici ve KOBİ’lere, devlet destekli alacak sigortası anlatıldı. Denizli Sanayi Odası’nda düzenlenen ve Gazeteci Noyan Doğan’ın moderatörlüğünü üstlendiği toplantıya konuşmacı olarak Türk Reasürans Genel Müdür Yardımcısı Ali Sertaç Canal ve Denizli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Selim Kasapoğlu katıldı.
Türk Reasürans Genel Müdür Yardımcısı Ali Sertaç Canal, başta kablo ve tekstil sektörü olmak üzere Denizli’nin alacak sigortasını çok kullanan bir şehir olduğunu söyledi. Son döneme kadar sigortayı ağırlıklı sanayi ve ticari şirketlerin kullandığını belirten Canal, “Son dönemde yaşanan sıkıntılarla ortaya çıkan ekonomik konjonktür, artık KOBİ’leri de önlem almaya itiyor. Son bir sene içinde devlet destekli alacak sigortasına Denizli’deki KOBİ’lerin ilgisi arttı” dedi.
SANAYİCİNİN DE İLGİSİ ARTTI
Kur ve finansmana erişim sıkıntılarına bir de alacak tahsilat sıkıntısının eklenmemesi gerektiğini ifade eden Canal, şunları söyledi:
“Şu anda sanayiciler, ticaret erbapları çeşitli problemlerle uğraşıyorlar. Bir de bunun üzerine alacaklarını tahsil edemedikleri zaman ortaya çıkacak ek sorunlarla baş etmemeleri lazım. Biz burada devreye giriyoruz. Özellikle destekli alacak sigortası açısından bakarsak; KOBİ’lerimizin yurt içerisinde vadesi geldiğinde ödenmeyen risklerini teminat altına aldığımız için KOBİ’lerin yeni bazı sıkıntılarla karşılaşmaması adına biz devreye giriyoruz. Son dönemde Denizli’deki KOBİ’ler buna ağırlık verdi. Denizli’de ihracat ağırlıklı çalışıldığı için yurtiçi tarafa çok vakit ayırılamamış. Artık yurt içerisinde de riskler öngörülemez olduğu için, artan konkordatolardan dolayı, sanayicinin de bu poliçelere ilgisi artmış durumda.”
Ali Sertaç Canal, Denizli’nin, hem ihracat ağırlıklı olması hem de alacaklarını teminat altına almasından dolayı sıkıntı yaşayan bir şehir olmadığına da değinerek, “Ama yaşamayacağı anlamına da gelmiyor. Özellikle konkordatolardaki öngörülemezlik ve son dönemde hakikaten büyük şirketlerin konkordato olayının içerisine giriyor olması; yavaş yavaş KOBİ’leri, onun tedarikçisi olan firmaları ciddi zorlamaya ve etkilemeye başladı” dedi.
ALACAK SİGORTASI BİR RİSK YÖNETİMİ
Denizli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Selim Kasapoğlu, birçok firmanın alacak sigortasında istifade ettiğini söyledi. Alacak sigortasına risk yönetimi olarak baktığını vurgulayan Kasapoğlu, şu açıklamaları yaptı:
“Bu bir risk yönetimi. Yani bizim bir pazarımız var; yurtiçi olsun, yurtdışı olsun. Bu pazara ürün satıyoruz ve oradaki firmalar hakkında çok bir bilgiye sahip değiliz. Sigorta firmasına dönüyoruz, diyoruz ki ben buraya bir ürün satacağım, nedir bunun limiti, bana ne kadar limit veriyorsun? Şimdi bu aslında bankanın ya da sigorta şirketinin verdiği limit sizin bir risk yönetiminizi de yapıyor. Diyor ki, buna buradan fazlasını verme ya da buradan fazlasını vereceksen kontrollü bir şekilde git. Dolayısıyla alacak sigortasının bütün işletmelerde, ihracat firmalarında bir kurum kültürü olarak yerleşmesi gerektiğini düşünüyorum. Ama işte bu da biraz sigorta şirketiyle, banka ile birlikte ortak hareket ederek oluşturulacak bir yapı olmalı. Burada da tabii firmaların bunu özümsemesi lazım.”
SİGORTA ŞİRKETLERİ LİMİTLERİ DÜŞÜRÜYOR
Selim Kasapoğlu, sigorta şirketlerinin birçok pazar hakkında düşük limit verdiğini de kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizim eleştirimiz şu olabilir. Sigorta firmaları sıkıntılı durumlarda limitleri hızlı bir şekilde kapatıyorlar ya da hızlı bir şekilde düşürüyorlar. Burada biraz daha piyasa ile uyumlu hareket etmeleri lazım. Bizim yıllardır çalıştığımız firmayla bir anda limitlerimizi kapatmamız, sıfırlamamız mümkün değil. Dolayısıyla hızlı karar almak, hızlı hareket etmek sıkıntı olabiliyor. Sigorta firmalarının bu piyasa dinamiklerine biraz daha uyarak, gerekirse risk alarak üreticinin yanında durmaları gerekiyor. Çünkü bana göre bu bir risk yönetimi ve bu bir günlük, iki günlük, bir yıllık, iki yıllık bir iş değil. Bu yola çıkıldıktan sonra uzun yıllar bu risk beraber yönetilmeli. Bunun düştüğü günler olabilir, pazarın yükseldiği günler olabilir. İki durumda da bu birlikteliğin bozulmaması gerekiyor. Bu birliktelik bir kere bozulduktan sonra bunu tekrar toparlamanın kolay olmayacağını düşünüyorum.”