Sigorta Gazetesi

‘Dünya artık sigorta edilebilir olmayacak’

AXA Climate CEO’su Antoine Denoix, iklim değişikliği üzerine çarpıcı açıklamalar yaptı. İklim değişikliğinde kilit parametrenin atmosferdeki karbon seviyesi olduğunu belirten Denoix, karbon seviyesindeki artıştan dolayı çok fazla tehdit ile karşı karşıya kalındığını vurguladı. Denoix, “Karamsar olmak istemem ama iklim değişikliğinde bence en kötü senaryodayız” dedi.

Röportaj: Aytaç NALLAR

Bize, iklim değişikliği tam olarak ne anlama geliyor, anlatır mısınız?

İklim değişikliği nasıl çalışıyor, basit biçimde anlatayım. Tüm karbon faaliyetlerinden dolayı oluşan karbon, atmosferde tutuluyor ve sıcaklıkta evrende tutuluyor. Dolayısıyla bunun sonucunda sıcaklıklar giderek artıyor. Bu noktada bilmemiz gereken şey, aslında bu artan sıcaklığın etkileri; yağmurlar azalıyor. Bizim öncelikle karbon emisyonlarını azaltmamız gerekiyor.

İklim değişikliğinin etkilerini nasıl görüyorsunuz?

Şimdi iklim değişikliğinde kilit parametre, atmosferdeki karbon seviyesi. Karbon seviyesindeki artıştan dolayı çok fazla tehdit ile karşı karşıyayız. Dolayısıyla artışları giderek daha fazla ölçümlememiz gerekiyor. Tabi ki tarımda sıkıntılar yaşanıyor, kuraklık var, yağmurlar azalıyor. Bunun da halka bir etkisi oluyor. Havaya etkisi oluyor, bize etkisi oluyor; aldığımız nefes, yaşama biçimimiz tüm bunlara etkisi oluyor. Dolayısıyla bazı yerlerde artık yaşayamıyoruz bile, sıcaklık dalgalarından dolayı. Hindistan’ın bazı bölgelerinde, Pakistan’ın bazı bölgelerinde pek çok kişi yer değiştirmeye çalışıyor; kuraklıktan dolayı

Ekonomiye etkisi nasıl oluyor, bu ölçülebilir midir?

Biz iklim değişikliğinin maliyetini ölçebiliyoruz. Ekonomi için trilyonlarca dolar anlamına geliyor. Aynı zamanda biz adaptasyonun maliyetini de ölçümledik. Riskleri azaltmanın maliyetine baktık. Maliyet analizi son derece net; bizim hızlı biçimde iklim değişikliğinin etkisini azaltmamız gerekiyor.

“ÇEVREYİ ANLAMAZSAK SAYGI DUYAMAYIZ”

İklim değişikliğinin en yoğun etkilediği sektörlerin başında sigortacılık geliyor. Nasıl etkiliyor ve bu etkisi ne yönde gidiyor?

Bizim önceki CEO’muz şöyle bir şey söylüyordu. Dünya artık bir süre sonra sigorta edilebilir olmayacak. Bizim için önemli olan, müşterilerimizi koruyabilmek, sigortalanabilir bir dünyayı koruyabilmek. AXA Climate tam da bu niyetle devreye girdi. Biz aslında inovasyon laboratuvarı olarak çalışıyoruz.

AXA Climate, olarak ne yapıyorsunuz?

Parametrik sigorta temin ediyoruz. Sigorta kontratlarında eğitim sağlıyoruz. Bir iklim okulumuz var. Amacımız bilinçlendirmeyi artırmak. İklim konusunda 10 yıl içinde neler olacak buna bakıyoruz. Aynı anda finansmanı da sağlıyoruz. Bizim amacımız iklim adaptasyonunu gerçekleştirebilmek.

Sorunların tespiti yapıldı, peki çözüm önerileri neler? Bu aşamada tüm kesimlere düşen görevler neler?

Öncelikle karbon ayak izini ölçümlememiz gerekiyor. Eğer ölçemezseniz, gözlemleyemezsiniz de. Öncelikle pazara somut ürünler sunmamız gerekiyor. Eğitim gerekiyor. Çevreye bakmamız gerekiyor. Eğer çevreyi anlamazsak, çevreye saygı duyamayız, iklimdeki değişiklikleri kurumumuza taşıyamayız. Onun için eğitime ihtiyacımız var. İkinci olarak, bizim sigorta ürünlerini daha basit ve daha hızlı hale getirmemiz gerekiyor. Parametrik sigorta bunun iyi bir örneği. Mesela tarım sektöründe, kuraklık durumunda, hızlı çözünürlüklü uydularla kuraklıkta neler olduğunu tespit edebiliyoruz. Eğer bunu tespit edersek hızlı bir biçimde ödeme yapabiliyoruz.

“EN KÖTÜ SENARYODAYIZ”

İklim değişikliğinden en çok etkilenen ülkeler var mı?

Tabii ki, var. Biz her şeyi ölçümleyebiliyoruz. İklim değişikliğinin önümüzdeki 10 yıldaki etkilerine de bakabiliyoruz. Bu konuda güçlü bir dengesizlik söz konusu. Ciddi ölçüde etkilenen ülkelerle, etkilenmeyen arasında önemli bir fark var. Ne yazık ki, bazı ülkeler daha fazla etkilenecek. Mesela; Hindistan, Çin ve tüm Akdeniz havzası ciddi bir biçimde kuraklıktan etkilenecek. Aslında küresel boyutta bizim dayanışma sergilememiz gerekiyor, kolektif bir biçimde harekete geçmemiz gerekiyor, ülkelerin birlikte çalışması gerekiyor. Böylece ciddi ölçüde etkilenen ülkelerle az etkilenen ülkeler arasındaki boşluk daha fazla azalabilir.

En kötü senaryo nedir, size göre?

Karamsar olmak istemem ama bence zaten en kötü senaryodayız. Şuan hiç de iyi bir durumda değiliz. Karbon emisyonunu azaltabilmek için Türkiye’de ya da diğer ülkelerde durum aynı. Size iklim değişikliği ile ilgili zaman olduğu söyleniyor ama bunu dinlemeyin. Dolayısıyla şimdi bence en kötü senaryodayız. Burada önemli olan şey şu: Biz harekete geçecek miyiz, geçmeyecek miyiz? Buna tepki verecek miyiz, vermeyecek miyiz? Bizim 2030 itibariyle hedeflerimizi karşılayabilmemiz gerekiyor. Önümüzde yalnızca birkaç yıl var.

Exit mobile version