Ekonomistlerin yüzde 82’si küresel ekonominin bu yıl istikrarlı kalmasını veya güçlenmesini bekliyor ancak jeopolitik ve iç siyasi gerilimler ufku bulanıklaştırıyor. Yeni yayımlanan Baş Ekonomistler Görünümü raporuna göre ankete katılanların yaklaşık yüzde 97’si jeopolitiğin bu yıl küresel ekonomik dalgalanmaya katkıda bulunacağını tahmin ediyor. Büyüme beklentileri dünya genelinde dengesiz de olsa iyileşti.
Dünya Ekonomik Forumu’nda (WEF) bugün yayınlanan en son Baş Ekonomistler Görünümü, 2024’te küresel ekonomiye ilişkin artan bir ihtiyatlı iyimserlik duygusu sunuyor. Her 10 baş ekonomistten sekizinden fazlası, küresel ekonominin bu yıl ya güçlenmesini ya da istikrarlı kalmasını bekliyor ki, bu bir önceki rapordaki oranın neredeyse iki katı. Küresel koşullarda gerileme öngörenlerin oranı Ocak ayındaki yüzde 56’dan yüzde 17’ye geriledi.
Ancak jeopolitik ve iç siyasi gerilimler ufku bulanıklaştırıyor. Ankete katılanların yaklaşık yüzde 97’si jeopolitiğin bu yıl küresel ekonomik dalgalanmaya katkıda bulunacağını tahmin ediyor. Ankete katılanların yüzde 83’ü, dünya nüfusunun neredeyse yarısının oy kullandığı 2024’te iç siyasetin bir dalgalanma kaynağı olacağını söyledi.
BÜYÜME BEKLENTİLERİ İYİLEŞTİ
Büyüme beklentileri dünya genelinde dengesiz de olsa iyileşti. Anket, neredeyse tüm baş ekonomistlerin (%97) Ocak ayındaki yüzde 59’dan bu yıl orta ila güçlü bir büyüme beklediği Amerika Birleşik Devletleri’nin görünümünde önemli bir artış olduğunu ortaya koyuyor. Asya ekonomileri de güçlü görünüyor ve tüm katılımcılar Güney Asya ile Doğu Asya ve Pasifik bölgelerinde en azından ılımlı bir büyüme öngörüyor. Çin’e yönelik beklentiler biraz daha az iyimser, dörtte üçü ılımlı bir büyüme bekliyor ve sadece yüzde 4’ü bu yıl güçlü bir büyüme öngörüyor.
Buna karşılık, ekonomistlerin yaklaşık yüzde 70’i 2024’ün geri kalanında zayıf büyüme öngördüğü için Avrupa’nın görünümü kasvetli olmaya devam ediyor. Diğer bölgelerin, bir önceki ankete göre hafif bir iyileşme ile genel olarak ılımlı bir büyüme yaşaması bekleniyor.
KARAR VERİCİLER İÇİN ZORLU BİR ORTAM
En son anket, işletmelerin ve politika yapıcıların karşı karşıya olduğu artan zorlukları vurgulamaktadır. Ankete katılanların yüzde 86’sına göre, siyasi ve ekonomik dinamikler arasındaki gerilimler bu yıl karar vericiler için giderek artan bir zorluk olacakken, yüzde 79’u artan karmaşıklığın karar verme sürecine ağırlık vermesini bekliyor.
Kurumsal karar alma sürecini etkilemesi beklenen faktörler arasında küresel ekonominin genel sağlığı (%100), para politikası (%86), finansal piyasalar (%86), işgücü piyasası koşulları (%79), jeopolitik (%86) ve iç politika (%71) yer alıyor. Özellikle, ekonomistlerin %73’ü, şirketlerin büyüme hedeflerinin karar alma sürecini yönlendireceğine inanıyor ve bu oran, şirketlerin çevresel ve sosyal hedeflerinin rolüne atıfta bulunan oranın (%37) neredeyse iki katı.
GELECEK 5 YILDA YÜZDE 4’LÜK BÜYÜME
Baş ekonomistlerin çoğu, küresel büyümede sürekli bir toparlanma beklentileri konusunda iyimser ve yaklaşık yüzde 70’i önümüzdeki beş yıl içinde yüzde 4’lük bir büyümeye dönüş bekliyor (üç yıl içinde %42). Yüksek gelirli ülkelerde, büyümenin teknolojik dönüşüm, yapay zeka ve yeşil ve enerji geçişi tarafından yönlendirilmesini bekliyorlar. Bununla birlikte, bu faktörlerin düşük gelirli ekonomilerdeki etkisi konusunda görüşler bölünmüştür. Jeopolitik, iç politika, borç seviyeleri, iklim değişikliği ve sosyal kutuplaşmanın hem yüksek hem de düşük gelirli ekonomilerde büyümeyi azaltması beklenirken, büyümeyi sürükleyecek faktörler konusunda daha fazla fikir birliği var.
Önümüzdeki beş yıl içinde büyümeyi destekleme olasılığı en yüksek olan politika kaldıraçları açısından, genel olarak en önemlileri inovasyon, altyapı geliştirme, para politikası ve eğitim ve becerilerdir. Düşük gelirli ekonomilerin, yüksek gelirli ekonomilere kıyasla kurumlar, sosyal hizmetler ve finansmana erişim ile ilgili müdahalelerden daha fazla kazanç sağlayacağı görülmektedir. Çevresel ve endüstriyel politikaların büyüme üzerindeki etkisi konusunda kayda değer bir fikir birliği eksikliği vardır.