Unico Sigorta CEO’su Ender Güzeler, sektörün son açıklanan 10. ay verileri, trafik sigortasındaki maliyet kalemleri, asgari ücret artışının trafik sigortasına etkisi ve yeni yapılan değer kaybı tazminatına yönelik düzenleme hakkında çarpıcı açıklamalar yaptı.

Editör: AYTAÇ NALLAR
Unico Sigorta CEO’su Ender Güzeler, değer kaybı tazminatında yapılan yeni düzenlemenin değer kaybının hesaplanmasında vatandaşla sigorta şirketi arasındaki anlaşmazlıkları yüksek oranda ortadan kaldıracağını söyledi. Güzeler, sektördeki son gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Sektörün açıklanan 10. ay sonuçlarını değerlendiren Güzeler, hayat dışı ve hayat da dahil olmak üzere her geçen gün sektörün daha da güçlendiğini gösteren rasyolarla karşılaştıklarını belirterek, “Tabii bu durumun; son birkaç yıl içerisinde hem kamu otoritesi tarafından gerçekleştirilen regülasyonlar hem de sigorta şirketlerinin sigorta tekniğine, sigorta matematiğine daha fazla önem vermeye başlamasıyla birlikte oluştuğunu düşünüyorum. Hayat dışı sigorta sektörü 10. ayın sonu itibariyle 814 milyar TL prim büyüklüğüne ulaştı. Bu sene sonu 1 trilyonu geçecek. Bu da enflasyonun üzerinde, yüzde 9’luk bir büyümeyi gösteriyor” dedi.
Sektörde özkaynak karlılığının yüzde 60, vergi öncesi karlılığın yüzde 17, teknik karlılığın yüzde 15 olduğunu ifade eden Güzeler, “Cari oran yüzde 127. Sektörün özkaynakları da büyüyor. Öz kaynaklarının teknik karşılıkları karşılama oranı da yüzde 47’ye ulaşmış durumda. Bunlar, sigorta sektörünün her geçen gün çok güçlendiğini, sağlam bir yapıya kavuştuğunun işaretleri. Önümüzdeki dönemde bu güçlenmenin devam edeceğini, sektörün daha güçlü, daha itibarlı bir hale geleceğini görüyoruz” şeklinde konuştu.
TRAFİKTE ZARAR 42 MİLYAR TL
Güzeler, trafik sigortasında ise yılın ilk çeyreğinde 16 milyar TL olan teknik zararın katlanarak 42 milyar TL’ye çıktığını vurgulayarak, hasar/prim oranının yüzde 137 olduğunu söyledi. Güzeler, “Bunun içine elde ettiğimiz fonlarla ürettiğimiz mali karı da dahil ettiğimizde; nihai olarak yüzde 5-6 seviyelerinde zararımız söz konusu” dedi.
Ender Güzeler, trafikteki temel sorunun maliyetlerden kaynaklandığını kaydederek, “Önce maliyetleri oluşturan kalemlerdeki fiyatlar yükseliyor. Fiyatlar yükselince onu yakalayacak bir prim artışı yapılıyor. Sonra tekrar maliyetler yükseliyor, tekrar bir prim artışı yapılıyor. Dolayısıyla fiyatla maliyet arasındaki senkronizasyonu yakalayamıyoruz. Maliyetler kaçıyor, fiyatla da maliyetlerin yarattığı zararları kapatmaya çalışıyoruz” dedi.
TÜRKİYE’NİN EN ÖNEMLİ YEDEK PARÇA ALICISI SİGORTACILAR
Trafik sigortasındaki maliyetlere de dikkat çeken Güzeler, bunların başında yedek parçanın geldiğini belirterek, şunları söyledi:
“Yedek parça maliyetleri hem birim fiyat olarak artıyor, hem kur artışı var. Bugüne kadar yıllık kümülatif yüzde 27 prim artışı oldu sene başından bu yana. Fakat Euronun artışı yüzde 33’leri buldu. Doların artışı biraz daha aşağıda. Prim artışıyla dolar ve Euro artışlarını kıyasladığımızda; prim artışı, dolar artışının 5 puan üzerinde, Euro artışının 5 puan altında kalıyor. Türkiye’nin otomobille ilgili ithalatın yüzde 73’ü Euro bölgesinden geliyor. Dolayısıyla Euronun değişimi ile prim değişimini kıyaslamak daha doğru. Euronun birim fiyatlardaki artışını tam karşılamayan bir prim artışı var. Sektör, 10. ayın sonuna kadar 93 milyar liralık yedek parça satın alması yaptı. Aslında bu rakamlara baktığımızda Türkiye’nin en önemli yedek parça alıcısı sigorta sektörü ve toplam 5.6 milyar dolar düzeyindeki ithalatın yüzde 35’ini sigorta şirketi ödüyor. Dolayısıyla burada sigorta şirketi yedek parça müşterisi olarak birinci sıradaki müşteridir.”
MALİYETLERİ YAKALAMAYAN PRİM ARTIŞI VAR
Trafikte ikinci maliyet kaleminin işçilik olduğuna dikkat çeken Güzeler, “Sanayi sektöründeki saatlik işçi maliyetlerinde brüt ücret endeksi yüzde 75 artmış olmasına rağmen yine prim artışı bu oranın çok altında kalıyor. Üçüncü faktör, bizim bedeni hasarlarla ilgili sağlık enflasyonu ve bu da TÜFE’nin 5-10 puan üzerinde seyrediyor. Dolayısıyla şu an enflasyonun üzerine 5 ila 10 puan da koyduğumuzda yine prim artışının üzerine çıkıyoruz. Dolayısıyla maliyetlerdeki artışı tam yakalayamayan bir prim artışı var” dedi.
ASGARİ ÜCRET %20 ARTARSA HASAR MALİYETİMİZ %12 ARTAR
Ender Güzeler, gelecek yılın başında asgari ücrette yaşanacak artışa da değinerek, bu konuda şunları söyledi:
“Asgari ücret, bedeni hasarlardaki maliyeti belirleyen kalem. Bu yılın sonunda asgari ücret artışı olacak. Her yüzde 5’lik asgari ücret artışı, bizim hasar maliyetlerini yüzde 3 arttıracak. Çünkü ödenmemiş, hala işlemde duran bedeni hasar dosyalarının tamamını da yeni asgari ücrete göre tazminat muallaklarını güncellememiz gerekiyor. Bu durum, önümüzdeki senenin başında asgari ücreti karşılayacak kadar bir trafikte artışı zorunlu kılıyor. Bugün kabaca, yüzde 20 asgari ücret artarsa yüzde 12 hasar maliyet de artacak.”
DEĞER KAYBINDA BARDAĞIN DOLU VE BOŞ TARAFI VAR
Ender Güzeler, değer kaybı tazminatında yapılan yeni düzenlemenin olası etkileri hakkında da değerlendirmelerde bulunarak, şunları söyledi:
“En son yapılan düzenleme değer kaybının hesaplanması konusunda; vatandaşla, sigorta şirketi arasındaki anlaşmazlıkları çok yüksek oranda ortadan kaldıracaktır. Çünkü hesaplama yöntemi teke inmiş oldu. Daha önce farklı hesaplama yöntemleri kullanılıyordu. Yani sigorta şirketi bir yöntemi kullanıyor, eksper başka bir yöntemi, tahkim başka bir yöntemi kullanıyordu. Hesaplamalar arasında farklılık oluyordu. Şimdi tek tip bir hesaplama olduğu için sigorta şirketi de hesaplasa, eksper de, tahkim de, mahkeme de hesaplasa aynı değer kaybına ulaşacak. Aslında vatandaşlarımızın en hızlı hasarlarına tazmin edebilecekleri yol, sigorta şirketlerine başvurmaları. Çünkü artık farklı bir hesaplama, farklı bir değer kaybı ortaya çıkmayacak. Hesaplama yönteminin teke indirgenmesi ve piyasa rayiç değeri üzerinden hesaplama yöntemine geçilmesi; bizim hasar maliyetlerimizi yaklaşık yüzde 30-35 arttıracak. Bu bardağın boş tarafı. Bir de bardağın dolu tarafı var; o da, dosyaların tasfiye süreci idari süreçlerde hallolacak. Yani vatandaşın artık tahkime, avukata, mahkemeye gitme ihtiyacı minimum seviyeye inecek. Dolayısıyla oradaki yargılama giderlerinden de biz tasarruf etmiş olacağız. Beklentimiz bu işin birbirini artı eksi götürmesi yönünde. Vatandaşa katkısı ne olacak derseniz, daha tereddütsüz, daha net bir şekilde hasarlarını tazmin edebilecekler.”














