spot_img
Salı, Ocak 21, 2025

GÜNCEL HABERLER

EYT ile iş dünyası kalifiye çalışanlarını kaybetti

0
İşsizlik rakamları Kasım ayında gerilerken, istihdam edilenlerin sayısında düşüş yaşandı. EYT düzenlemesinin iş dünyasında yarattığı etkiler ise kalifiye iş gücü kaybı ve maliyet artışlarıyla...

Neova Sigorta’dan, tamamlayıcı sağlık sigortası

0
Neova Sigorta, sağlık alanındaki güvence anlayışına yeni bir soluk getiriyor. Neova Tamamlayıcı Sağlık Sigortası, yurt dışı muayene, vefa paketi ve sünnet teminatını da kapsayan...

VHV, Avrupa’da 2024’ün reasürans ve sigorta şirketi seçildi

0
VHV Reasürans, Avrupa’nın önemli sigortacılık yayınlarından Insurance Business Review tarafından “Avrupa’da 2024 Yılının Reasürans ve Sigorta Şirketi” ödülüne layık görüldü. (BASIN BÜLTENİ) VHV Türkiye CEO’su...

Hepiyi’den sömestr tatiline özel kampanya

0
Hepiyi Sigorta, 2025 yılının ilk kampanyasında sömestir tatiline özel bir fırsat sunuyor. Kampanya kapsamında, 6 Aylık Hepiyi Premium Yurt Dışı Seyahat Sağlık Sigortası 31...

Quick Sigorta’dan eğitime ve tarıma iki önemli destek

0
Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde, Quick Sigorta tarafından yaptırılacak olan Quick Sigorta Mahmut Erdemoğlu Tarım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ve Quick Sigorta Mine Erdemoğlu Öğrenci...

AREX Sigorta sermayesini artırdı

0
2020 yılı Eylül ayında sigorta sektörüne giriş yapan AREX Sigorta ödenmiş sermayesini 338 milyon TL’ye yükselttiğini açıkladı. (BASIN BÜLTENİ) AREX Sigorta Genel Müdürü Dr. Abdullah...

Fotoğraf yarışmasının 2025 başvuruları başladı

0
Anadolu Hayat Emeklilik’in her yıl geleneksel olarak düzenlediği Kadın Gözüyle Hayattan Kareler fotoğraf yarışması için başvurular başladı. Bu yıl on dokuzuncu kez düzenlenen ve...

Zurich Türkiye, NN Hayat ve Emeklilik’i satın aldı

0
Zurich Türkiye’nin, NN Hayat ve Emeklilik’i satın alma süreci, yasal onayların alınması ve hisse devrinin yapılması ile tamamlandı. (BASIN BÜLTENİ) Hollanda merkezli NN Grup bünyesinde...

Anadolu Sigorta’dan kaskoda avantaj

0
Anadolu Sigorta, AS+ Yetkili Servisleri aracılığıyla kasko sigortalılarının hasarsızlık kademelerinin etkilenmemesini sağlarken, araç sahiplerine farklı risklere karşı kapsamlı bir güvence ve onarım paketlerini içeren...

Lloyd’s CEO’su Neal, 2025’te ayrılıyor

0
Lloyd's, CEO’su John Neal'ın 2025 yılında ayrılacağını duyurdu. John Neal, brokerlik grubu Aon'a geçecek. Lloyd's of London, İcra Kurulu Başkanı John Neal'ın sigorta ve reasürans...
ManşetHaluk Özsarı yazdı: İnsanlar yaşamadıkça yaşlanırlar

Haluk Özsarı yazdı: İnsanlar yaşamadıkça yaşlanırlar

Yaşlanan nüfusun koşullarına uygun yeni bakış açıları geliştirilmelidir. Dünya deneyimlerinden de yararlanılarak, merkezi ve yerel farklı uygulamalarla çeşitliliğe gidilmeli, model sosyal güvenlik sistemiyle ilişkilendirilmeli, sağlık bakımıyla birlikte uzun süreli bakım da göz önüne alınmalı, uygun kaynak gereklilikleri kamu ve özel sektör işbirliğiyle birlikte oluşturulmalıdır.

Bu hafta, 1800’lü yıllarda toplam 4 kez ve 14 yıl Birleşik Krallık Başbakanlığı yapmış olan William Ewart Gladstone’nun sözü ile başlamak istedim.

Hepimizin bir yaş daha aldığı yılın bu ilk ayında, özellikle sağlıklı yaş alma konusunu yayınlanmış bir rapordan alıntıları dikkatlerinize sunuyorum. Önümüzdeki ay, başka bir kurum tarafından konuyla ilgili bir başka rapor daha paylaşılacaktır.

TÜSEB Raporu

Dünyada bir çok ülkede deneyimlediği yaşlanma süreci, demografik özelliklerinin bir sonucu olarak Türkiye’de de tartışılmaya başlandı. Hatta Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) Halk Sağlığı ve Kronik Hastalıklar Enstitüsü Başkanlığı, ülkemizdeki politika ve model oluşturma sürecine katkı vermek için 2021 yılında, bu konuda özel ve bir kapsamlı bir rapor hazırladı https://files.tuseb.gov.tr/tuseb/files/yayinlar/20230703124223-FV7IKDhzD1kH-.pdf). Türkı̇ye Yaşlı Sağlığı Raporu: Güncel Durum, Sorunlar Ve Kısa-Orta Vadelı̇ Çözümler adlı rapor, 14 bölüm ve 488 sayfadan oluşuyor. Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Raporu’na, Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Dünya Sağlık Örgütü-Türkiye, Kızılay, 25 üniversite, 19 dernek temsilcisi, 6 ayrı çalışma grubunda 147 konusunda uzman kişi ile katkı vermişti.

Raporun fikir önderliğinden yayına kadar geçen süreçteki gayretleri için; dönemin Enstitü Başkanı Prof. Dr. İlhan SATMAN, Geriatri konusundaki birikimlerini paylaşan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Akif KARAN başta olmak üzere, kamu ve özel sektör ile akademik bilgi ve deneyimlerini katan tüm değerli yazarları saygıyla anmak gerekir.

Raporda; yaşlılık sınırı olarak genellikle 65 yaş kabul edildiği, Gerontoloji’nin yaşlanma sürecini araştıran bilim dalı, Geriatri’nin ise yaşlılık tıbbı olarak isimlendirildiği belirtiliyor. İç Hastalıkları Anabilim Dalının bir yan dalı olan Geriatri’nin 65 yaş ve üstü kişilerin tüm sağlık sorunları ve hastalıkları ile ilgili tetkik, tanı, tedavi, takip görevlerini üstlenen ve başarılı yaşlanma sürecini yöneten bir uzmanlık alanı olduğu tanımlanmaktadır.

Artık, Üç Yaşlıdan İkisi Daha Az Gelişmiş Ülkelerde

Nüfusumuzun öngörülenin bile üstünde bir hızda yaşlanması, geniş aile yapısından çekirdek aileye geçiş, şehirleşme oranının artması ve tarım toplumundan sanayi toplumuna dönüşüm sürecinin hızlanması gibi başlıkların öne çıkan sorunlar olarak sıralandığı Rapor’da; 2025 yılında dünyadaki üç yaşlıdan ikisinin daha az gelişmiş ülkelerde yaşayacağı belirtilmektedir.

Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımına göre, biyolojik açıdan yaşlanma “moleküler ve hücresel hasarın kademeli olarak birikmesi sonucunda fizyolojik yedek kapasitede ve genel olarak bireysel kapasitede azalma ile birçok hastalığın ortaya çıktığı ve ölüm riskinin arttığı durum” olarak tanımlanmaktadır. Raporda, yaşlanmanın bir hastalık olmadığı, ama bu dönemde hastalıkların sıklığı ve sayısının arttığı anlatılmaktadır.

Ülkemizde 65 yaş ve üzerindeki nüfus oranının; 1950’de yüzde 3,3, 2000 yılında yüzde 6,7, 2020’de yüzde 9,5 olduğu belirtilen raporda, bu oranın 2040 yılında yüzde 16,3’e, 2080 yılında yüzde 25,6’ya yükseleceğinin  öngörüldüğü ifade edilmektedir.

TÜİK 65 ve üstü yaş nüfusunun son beş yılda yüzde 21,4 artarak 2023 yılında 8 milyon 722 bin 806 kişi olduğunu yayımlamıştır (https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Istatistiklerle-Yaslilar-2023-53710).  27 Mart 2024 tarihli TÜİK açıklamasına göre, yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı, 2018 yılında yüzde 8,8 iken 2023 yılında yüzde 10,2’ye yükselmiştir. Buna göre, yaşlı nüfusun 2023 yılında yüzde 44,5’ini erkekler, yüzde 55,5’ini ise kadınlar oluşturmaktadır.

Tarama Testleri ve Bağışıklama Programları

Yaşlılarda hastalıkların erken teşhisi ve komplikasyonlarının önlenmesi için tarama testlerinin uygulandığı belirtilen raporda; tarama testleri planlanırken yaşam beklentisi, tarama testinden geçme yeteneği ve kişisel tercihlerin dikkate alınması vurgulanmaktadır. Ülkemizde yaşlılar için meme, prostat, kolon, serviks ve riskli grup için akciğer kanseri tarama politikaları belirlendiği, yaşla birlikte sıklığı artan diyabet, hipertansiyon, osteoporoz, tiroid disfonksiyonu, vb. hastalıklar için taramaların sürdürülmesinin gerekliliğinden söz edilmektedir. Ayrıca, yaşlılara yönelik bağışıklama programlarının (influenza aşısı, pnömokok aşısı, herpes zoster aşısı, tetanoz-difteri-boğmaca aşısı, COVID-19 aşısı) titizlikle uygulanması, fiziksel durumların elverdiği ölçüde, yaşlıların haftada en az 150-300 dakika orta şiddette veya en az 75-150 dakika yüksek şiddette aerobik aktivite yapmasının yararından söz edilmektedir.

Birinci basamakta ileri yaştaki bireylere sunulan sağlık hizmetinin kapsamına kronik hastalıklar ve geriatrik sendromların da dahil edilmesi; bu konudaki tarama ve takiplerin aile hekimleri tarafından yapılabilmesi için eğitim ve izlem materyallerinin mevcut olduğu da anlatılmaktadır. İkinci ve üçüncü basamakta ileri yaştaki bireye poliklinik hizmetlerinde öncelik sağlanması, refakatçisi yoksa hastane tarafından eşlik edecek personel sağlanması gibi uygulamalarla hizmete erişimin kolaylaştırılmasına değinilerek, E-sağlık uygulamalarına ileri yaştaki bireylerin erişiminin sağlanması ve sağlık okuryazarlığı konusunda bilinçlendirilme gerekliliğine vurgu yapılmaktadır.

İleri yaştaki kırılgan bireylerin düşmelerinin önlenmesi için güvenli ev ortamı oluşturulması ile sosyal desteğin önemi dikkate sunularak, yaşam boyu öğrenme modeli uygulamalarının yaygınlaştırılarak topluma katılımlarının sağlanması, gönüllülük projeleri ve gençlerle iletişimlerini sağlayan toplumsal projelerle kuşaklararası iletişime ve bu sayede ileri yaştaki bireylerin zihinsel sağlıklarına katkıda bulunulma gerekliliğinin altı çizilmektedir.

Bireyin ileri yaşlara kadar fiziksel, ruhsal ve bilişsel yönden kendine yetebilmesi, bağımsız olması, “dinç/zinde yaşlı” olabilmesi geriatrik tıbbın asıl amacı olduğu ifade edilen raporda, kırılganlığı belirlemek için uygun tarama testleri rutin olarak yapılmalı; önlenmesi veya geriletilmesinde fiziksel egzersiz, beslenmenin düzenlenmesi, polifarmasi ile mücadele ve bilişsel eğitim gibi müdahalelerden yararlanılmalsı tavsiye edilmektedir.

Raporda, yaşlıda; yetersiz besin alımı, iştah kaybı, kronik hastalıklara bağlı inflamatuvar süreçler ile düşmelerin tıbbi, sosyal ve ekonomik sonuçlarının önemli bir halk sağlığı sorunu oluşturduğu ifade ediliyor. Herhangi bir nedenle başvuran 65 yaş üstündeki tüm bireylerde düşme riskinin belirlenmesi, güvenli bir çevre oluşturularak riskin azaltılması istenmektedir.

Dijital Okuryazarlık

Raporda yer alan detaylı değerlendirmelere internet üzerinden erişilebilir. Ancak son olarak, dijital okuryazarlıkla ilgili başlıklara değinmek isterim. Bu yolla, hastaların sağlık hizmetlerine ulaşımının kolaylaştırılması ile  Tele-Tıp, Tele-Hemşirelik ve Tele-Rehabilitasyon hizmetlerinden yararlandırılması özellikle vurgulanmaktadır. Bu bağlamda; Tele-İzlem ve değerlendirme; fizyoterapi ve rehabilitasyon uygulamaları ile Tele-Konferans/Tele-Eğitim, Tele-Konsültasyon Tele-Danışmanlık için görüntü-bazlı, sensör-bazlı, sanal gerçeklik-bazlı veya robotik uygulamalar gibi teknolojilerin kullanılması önerilmektedir.

Yaşlılarda bilgi iletişim teknolojileri kullanımı ile hekime başvuruların azaltılması, hastaneye yeniden yatışların önlenmesi, hasta ve bakıcı eğitimi ile olumsuz koşulların ortaya çıkışının önlenmesi, hastaların vital bulgularının izlenmesi, gerektiğinde sağlık çalışanlarının müdahalesinin sağlanması ve bakım hizmetlerine erişimin kolaylaştırılması mümkündür.

Giyilebilir teknoloji ürünleri ile yaşlı bireylerin hayatı kolaylaşmakta, yaşam kalitesi artmakta, fiziksel, zihinsel ve sosyal kapasiteleri iyileşmekte ve gerçek zamanlı sağlık takibi yapılabilmektedir. Kaybolma, düşme, kardiyovasküler fonksiyonlar, tremor, işitme ve görme sorunları, bası yaraları, solunum fonksiyonları, denge sorunları, diyabet, iskelet ve kas sorunları, ağız ve diş sorunları, dışkı ve idrar kontrolü ile ilgili sorunlar gibi alanlarda bu teknolojilerden yararlanılmaktadır.

“Akıllı evler” sensörler ve ev içi cihazlar ile bağlantılı yüksek teknolojiye sahip bir ağ ile donatılmış, cihazların ve uygulamaların uzaktan izlenme, erişilebilme veya kontrol edilebilme özelliklerine sahip ve sakinlerinin ihtiyaçlarına cevap verecek hizmetler sunan konutlardır. Fizyolojik ve fonksiyonel parametrelerin takibi, emniyetli ortam sağlanması ve risklerin azaltılması, izlem ve gerektiğinde yardım, sosyal etkileşimin kolaylaştırılması, bilişsel ve duyusal destek konularında etkili ve yararlıdır.

Sağlık Çalışanlarının İnovasyon Süreci Farkındalığı

Öte yandan, rapor, ülkemizde sağlık çalışanları ve süreçte yer alan diğer paydaşların inovasyon süreci konusunda farkındalık yetersizliğine de değinmektedir. Bu konuda sıralanan başlıklar arasında;

  • Fikri mülkiyet hakları konusunda yaşanan belirsizlikler,
  • Belgelendirme ve klinik çalışmalar sürecindeki desteklerin azlığı;,
  • İnovasyon sürecini teşvik eden ve kolaylaştıran politikaların, altyapı ve kaynakların yetersizliği,
  • Farklı alanlardaki kurum ve kuruluşlarla iş birliği ağlarının yetersizliği,
  • Sağlık odaklı inovasyon merkezlerinin yokluğu ve motivasyon sağlayan yol gösterici süreçleri destekleyecek ve cazip hale getirecek modellerin eksikliği sıralanmaktadır.

Ülkemize özgü sağlıkta inovasyon modeli ve politikaların geliştirilmesi, tüm süreçlerde rol alacak sağlık odaklı inovasyon merkezlerinin kurulması, tüm paydaşların yer aldığı entegre iş birliği platformlarının oluşturulması tavsiye edilmektedir.

Hedeflerde olduğu kadar, kaynaklarda da önceliklendirmenin gözetilmesi, inovasyon insan gücü altyapısı ve stratejik ihtiyaçlara göre planlama ve destekleme ile yatırım-üretim-pazar ilişkisine işlevsellik kazandırılması önerilerinde bulunulmaktadır.

Sonuç olarak, ülkemizde beklenen yaşam süresi uzamakta ve yaşlı sayısı tahminlerden daha hızlı artmaktadır. Toplumun yaşlanması başta sağlık ve bakım hizmeti olmak üzere ekonomik, sosyal, politik, vb. her alanda etkili olmaktadır. Daha önce yaşanmamış bu duruma uygun politikalar üretilmeli, mevcut ve muhtemel sorunlara yönelik çözüm önerileri geliştirilmelidir. Bireyler genç yaşlardan itibaren aktif ve sağlıklı yaşlanma konusunda eğitilmelidir. Sağlık çalışanlarının yaşlı sağlığı ve bakımı konusunda bilgi ve becerilerinin artırılması için mezuniyet öncesinde olduğu gibi mezuniyet sonrasında da eğitimleri devam etmelidir. Yaşlılarımıza etkin ve kaliteli sağlık ve bakım hizmeti sadece hekimler değil tüm sağlık çalışanlarının interdisipliner ekip çalışması ile ve tüm toplumun ilgi ve desteği ile verilebilir.

“İnsan, Yaşlı Olmaya Karar Verdiği Gün Yaşlanır”

Konuyla ilgili iki ayrı yaşanmışlığı paylaşmak isterim.

İlki Cicero ile ilgili, Cicero’ya yaşlılığında sorulmuş; “Üstad, yeniden gençliğe dönmek ister miydiniz?” Verdiği yanıt kısa ve öz; “Yarışı birinci bitiren bir at, neden bir daha başlangıç çizgisine dönmek istesin ki…”

İkincisi de, yazımın başında sözünü ettiğim Birleşik Krallık Başbakanı Gladstone’a ait bazı görüşler;

“Ben her zaman yaşlılar gibi olgun düşünen gençlere, gençler gibi neşeli olan yaşlılara hayranımdır. Zaten neşeli olanlar hiçbir zaman yaşlanmazlar.

Yıllar cildi buruşturabilir, ancak heyecanların bitişiyle ruh buruşur.

İnsan; kendine olan güveni kadar genç, kuşkusu kadar yaşlı, cesareti kadar genç, korkuları kadar yaşlı, umudu kadar genç, bezginliği kadar yaşlıdır.

Hiç kimse fazla yaşamış olmakla yaşlanmaz. İnsanları yaşlandıran, ideallerinin bitmesidir.

Kalbi sevdikçe,  neşe duydukça, güzellikleri fark ettikçe, beyni yeni şeyler keşfettikçe,

herkes gençtir.

İnsanlar yaşadıkça yaşlandıklarını sanırlar, halbuki yaşamadıkça yaşlanırlar..

İnsan, yaşlı olmaya karar verdiği gün yaşlanır…”

Yaşlanan Nüfusun Koşullarına Uygun Yeni Bakış Açıları

Unutmayalım ki, yaşlanma yaşamın doğal bir aşamasıdır. Bu aşamaya yönelik olarak, politika yapıcı ve karar vericilerin toplumlar için duyarlı olmalarına ihtiyaç vardır. Bu ihtiyaç hem hizmet hem de yeni bir modelleme açısından gereklidir.

Yaşlanan nüfusun koşullarına uygun yeni bakış açıları geliştirilmelidir. Dünya deneyimlerinden de yararlanılarak, merkezi ve yerel farklı uygulamalarla çeşitliliğe gidilmeli, model sosyal güvenlik sistemiyle ilişkilendirilmeli, sağlık bakımıyla birlikte uzun süreli bakım da göz önüne alınmalı, uygun kaynak gereklilikleri kamu ve özel sektör işbirliğiyle birlikte oluşturulmalıdır.

İLGİLİ HABERLER