Yapay zeka destekli sağlık sigortacılığıyla, risk oluştuğunda ödeyen bir bakıştan ekosistem paydaşlarıyla çözüm ortaklığı sayesinde riski önleyen bir bakışa dönüşmektedir. Bunun için eş zamanlı bazı adımların birlikte atılmasında ciddi yarar olacaktır.
16 Aralık 2024 tarihli yazımda, izleyen hafta, “Sigortacılıkta Gelecek Senaryoları: 2040’a Giden Yolda Olası Yönelimler” adlı raporun özellikle yapay zeka açısından yaklaşımlarını paylaşacağımdan söz etmiştim.
Tip 1 Diyabetli Çocukların sensör aracılıyla kan şekeri izlem sistemine ilişkin düzenlemenin 12 Aralık 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanması ve yıl sonu yılbaşı sektör değerlendirmeleri önceliği yüzünden bugüne kaldı.
Ama iyi ki bugüne kalmış, çünkü geçtiğimiz hafta yapılan Türkiye Sigorta Birliği Önceliklendirme Konferansı’ndan da bazı başlıklarla da birlikte paylaşmak daha doğru olacakmış.
Sigorta Sektörünü Dönüştüren Yapay Zeka
Sigorta sektörünün küresel yapılanması olan The Global Federation of Insurance Associations (GFIA) tarafından hazırlanan rapor (https://www.tsb.org.tr/tr/AnasayfaSlider/108); sigorta sektöründe yapay zeka kullanımı ile fayda ve risklerini paylaşmaktadır. Yapay zekanın sigorta sektörünü de dönüştürdüğü ile değer zincirinde yapay zeka uygulamalarının hızla geliştirilmekte olduğu ifade edilmektedir.
Önceleri sadece sigortalı hizmetlerine odaklanan yapay zekanın (Artificial Intelligence-AI); artık risk değerlendirme, tazminat yönetimi ile satış ve dağıtım kanalları benzeri alanlara da yaygınlaşmasına dikkat çekilmektedir. Bu sürecin, üretken yapay zeka (Generative AI), Nesnelerin İnterneti (IoT) ve açık veri gibi yenilikçi uygulamalarla daha da artabileceğinden söz edilmektektedir.
Rapor, yapay zeka kullanılan alanları dört ana başlıkta irdelemektedir. Bunlar; sigortalı hizmetleri, risk modelleme ve doğal afetler, tazminat yönetimi, kötüye kullanım (en aşırısıyla dolandırıcılık) olarak sıralanabilir.
Sigortalı hizmetleri kapsamında sigortalı beklentilerini karşılamaya yönelik olarak;
- Sigortalı konuşma dökümleri oluşturulması, sigortalıyla tekrar iletişime geçildiğinde bunlardan yararlanılması,
- Sigortalı ve temsilcilerine aynı anda poliçe seçeneklerine yönelik önerilerde bulunulması
aktarılmaktadır.
Risk modelleme ve doğal afetler başlığı altında;
- Sigorta kullanımı temel alınarak kişiselleştirilmiş sigorta poliçeleri oluşturulabilmekte olduğu,
- Sigortalı beklentileriyle tam olarak örtüşmeyen ve açıkta kalan alanlar varsa azaltılması ile
- Sigortalanmayan risklerin değerlendirilmesine yardımcı olmak
sayılmaktadır. Bunlar da, hava olayları, risk haritaları çıkarılması, modellemeler, risk skorlamaları gibi örneklerle somutlaştırılmaktadır.
Tazminat yönetiminde süreçlerin hızlandırılması için değerlendirme ve ödeme yapılmasına destek olunduğu belirtilerek, tazminat önceliklendirme ve sınıflandırmaların hizmet kalitesini de artırmakta olduğu vurgulanmaktadır.
Yapay zeka tabanlı sigortacılıkta; kötüye kullanım tespiti çalışmaları, büyük veri analizi, sahte tazminatların önlenmesi gibi nedenlerle maliyet azaltma yoluyla düşük prim sunma fırsatı sağlanabileceği görüşü öne çıkarılmaktadır.
Ekosistem Paydaşlarıyla İş Birliği
Rapor, sigorta sektörünün yapay zeka ile ilgili olası riskleri önemseyerek uygun iş akışları geliştirdiğini belirterek bazı örnekler vermektedir. Bunlar arasında, öncelikle, sektörün geliştirdiği iç ve dış yönetişim sistemleriyle, başka sektörlere göre daha fazla hazırlıklı olunduğunu örneklemektedir.
Yapay zekanın kullanım amaç ve zamanı konusundaki şeffaflığı ile sigortalılara vereceği güveni artıracağı ve böylece sigortacılık benimsemesinin kolaylaşacağı belirtilmektedir.
GFIA Raporu, yapay zeka ile sigortacıların, sigortalılarına en iyi hizmeti sunabilmesi ve riskleri daha iyi yönetme potansiyeli olduğunu anlatmaktadır. Bu potansiyel konusunda, politika yapıcılara, yapay zekanın etkilerini en üst düzeye çıkarmak için, ekosistem paydaşlarıyla iş birliği yapılması ve böylelikle sigortalıların temel insan haklarının da korunabileceğine yönelik bir tavsiyede bulunulmaktadır.
Arama ve Önceliklendirme
Sevgili Oğuz BABÜROĞLU Hoca ve ekibinin profesyonelce yönetiminde; 18-19 Eylül 2024 tarihli “Arama Konferansı” sonrası, Türkiye Sigorta Birliği 10 Ocak 2025’te de ekosistem paydaşları katılımıyla “Önceliklendirme Konferansı” düzenledi.
İki toplantıdaki 100’ü aşkın katılımcının her birini grup çalışmalarıyla katkıya zorlayan akış ve yaklaşımları için; Birlik Başkanı Uğur GÜLEN, Yönetim Kurulu ve ekiplerine, Oğuz BABÜROĞLU Hoca ile ekibine teşekkür ediyorum.
Geçen Eylül ayında yapılan Türkiye Sigorta Birliği Arama Konferansı’nda sektörü mevcut boyutundan 2 kat büyütme vizyonu ortaya konmuştu.
Arama Konferansı’nda bu vizyona yönelik olarak, 6 değerlendirme kriteri ile önceliklendirildi. Bunlar arasında;
- Sigortalılık oranının artırılması,
- Tüketicinin sigortadan beklentilerinin karşılanması,
- Ekosistem uyumu ı̇çin sektörel hizalanma,
- Teknolojik altyapı, dijitalleşme ve ı̇novasyonun geliştirilmesi,
- Risk farkındalığı oluşturulması,
- Kaynak ve fon yaratmanın sağlanması
başlıkları sıralanmaktadır.
44,3 Milyar Dolar Primle Yüzde 4,7 Oranında Büyüklük
Sıralanan bu değerlendirme kriterlerine göre, 18 ayrı proje öne çıkmıştır. Öne çıkan projelerle, 2030 yılında yaklaşık 44,3 Milyar Dolar primle yüzde 4,7 oranında bir büyüklük oluşturulacağı öngörülmüştür.
Projelerden birisi de sağlık sigortaları kapsamının tedaviden korunmaya yönelmesi başlığını kapsıyordu.
Sağlık Sigortaları başlığı 3 farklı ürün hedefini içermekteydi, bunlar;
- Sağlık sigortacılığında yapılacak boşluk (gap) analizi ile nişlerin belirlenmesi, 10 yıllık hedef ve sorumlulukların netleştirilmesi,
- Sigortacılığın hastalıkların tedavisinden sağlığın korunması ve geliştirilmesine odaklanması; prim indirimleri ve erken tanı testleri gibi teşviklerle bunun desteklenmesi,
- Uzun vadeli sağlık sigortası için genç yaşta prim alınması ve yenileme garantisi için kamu desteği sağlanması
olarak sıralanmıştı.
Eş Zamanlı Adımlarla Hizalanma
İşin özü, yapay zeka destekli sağlık sigortacılığıyla, risk oluştuğunda ödeyen bir bakıştan ekosistem paydaşlarıyla çözüm ortaklığı sayesinde riski önleyen bir bakışa dönüşmektedir. Bunun için eş zamanlı bazı adımların birlikte atılmasında ciddi yarar olacaktır.
Bunlardan ilki, sağlık hizmetindeki finansörler ile kamu, özel, üniversite ayrımına girilmeksizin, tüm hizmet sunucuların, sağlık endüstrisi ve diğer paydaşların aynı hedefe yönelen bir hizalanma göstermesi olmalıdır.
Aile hekimliğinin entegrasyonu ve koruyucu sağlık hizmetlerinin de özel sağlık sigortaları kapsamına alınması sağlanmalıdır. Böylelikle, kişinin sağlık riski öncesi ve risk oluştuysa hastalık sonrası, risk yönetimi daha hakkaniyetli bir biçimde sağlanabilir.
Bu arada erken yaşta sigortalılığın teşviki ile kamunun vereceği uzun süreli sağlık sigortası teminatına ek olarak özel sigortaların da katılması dikkate alınmalıdır.
Öncelikli konularda tarama programlarıyla başlanarak yenilikçi tedavilere odaklanılması da üzerinde ayrıca düşünülmesi gereken bir başlık olmalıdır.
Yapay zeka kullanımından niş alanlara kadar tüm bunlar; sağlık hizmetindeki kazanımlar karşılığında sağlık sigortacılığının değer temelli bir modele geçişinin tetikleyicisi olabilecektir.