Zurich Sigorta ile Mapfre Sigorta, Mapfre Yaşam’ın satışı konusunda anlaşmaya vardı. Satış işlemi SEDDK’nın onayının ardından tamamlanacak. Zurich Türkiye CEO’su Yılmaz Yıldız, satın alma ile ilgili açıklamalar yaptı.
Editör: AYTAÇ NALLAR
Zurich Sigorta ile Mapfre Sigorta, Mapfre Yaşam’ın satışı konusunda anlaşmaya vardı. Satış işlemi SEDDK’nın onayının ardından tamamlanacak. Zurich Türkiye CEO’su Yılmaz Yıldız, satın alma ile ilgili açıklamalar yaptı.
Mapfre Yaşam’ın satın alınmasının Zurich Grubu’nun Türkiye’deki dördüncü yatırımı olduğunu belirten Yıldız, 2008 yılında Türkiye Ekonomi Bankası’nın sigorta şirketi olan TEB Sigorta’yı satın alarak Türkiye’ye girdiklerini hatırlattı. TEB ile münhasır bir dağıtım anlaşmaları olduğunu, sonrasında ING Bank ile 2014’te yine münhasır bir dağıtım anlaşması üzerine ikinci yatırımı gerçekleştirdiklerini ifade eden Yıldız, “2020 yılında TEB’le olan münhasır dağıtım anlaşmamızı tekrar uzun dönemli olarak uzattık ve en sonda Mapfre Yaşamı alarak da hayat ve bireysel emeklilik sektörüne giriyoruz” dedi.
YATIRIMA DEVAM EDECEĞİZ
Yılmaz Yıldız, Zurich Sigorta’nın ana alanının hayat dışı sigortalar olduğunu, bu konuda da iyi bir pozisyonları olduğunu ve büyümeye devam ettiklerini kaydederek, “Hayat sigortaları faaliyetimizin olmadığı bir alandı. Şimdi hayat sigortacılığına da girdik. Hem kredi hayat hem birikimli hayat alanında faaliyet göstereceğiz. Sonrasında da bireysel emeklilik sistemine gireceğiz. Hayat ve bireysel emeklilikte büyüme iştahımız çok yüksek ve yatırım yapmaya büyümeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNE İNANIYORUZ
Mapfre Yaşam’ın mevcut ekibini daha da büyüterek, elementerden sonra hayat sigortalarında yola devam edeceklerini vurgulayan Yıldız, şu açıklamaları yaptı:
“Benzer şekilde sağlık; sağlık sigortasını da büyüme alanı olarak görüyoruz. Biz 2008’den beri Türkiye’deyiz. Devamlı olarak büyümeye devam ediyoruz. Bundan sonra da büyümeye devam edeceğiz. Çünkü Türkiye’nin geleceğine inanıyoruz. Türkiye’nin iyi bir yatırım ortamı sunduğuna inanıyoruz. Regülasyon mevzuatın göreceli olarak öngörülebilir olduğunu düşünüyoruz. Onun için Türkiye’ye inanan uluslararası sermaye yatırımcıları olarak yolumuza devam edeceğiz.”