SEDDK’nın, Gri Sigorta ve Mellce Sigorta’ya el koyması ile “SEDDK iki sigorta şirketine neden el koydu, bundan sonra ne olacak, sırada başka şirketler de var mı, bu şirketlerden sigorta satın alanların durumu ne olacak, hasarlarını alabilecekler mi?” gibi benzeri sorular ortalarda dolaşmaya başladı.
Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK), Gri Sigorta ve Mellce Sigorta Kooperatifi’ne el koyduğunu açıkladı. Açıklama gündeme bomba gibi düşünce, ‘SEDDK iki sigorta şirketine neden el koydu, bundan sonra ne olacak, sırada başka şirketler de var mı, bu şirketlerden sigorta satın alanların durumu ne olacak, hasarlarını alabilecekler mi?’ gibi benzeri sorular ortalarda dolaşmaya başladı.
SEDDK, sigortalıların hak ve menfaatlerinin korunması, sektörün negatif yönde etkilenmemesi amacıyla tedbir uyguladı ve iki sigorta şirketine el koyarak, şirketlerin mevcut yönetim kurulu üyelerinin tamamının görevlerine son verdi, yeni yönetim kurulu üyeleri atadı ve bu şirketlerin idaresi Güvence Hesabına devredildi. Güvence Hesabı nedir? Aslında sigortada, tüketici açısından bir anlamda devlet güvencesidir diyebiliriz. Sigorta şirketine el konur ya da şirket iflas ederse Güvence Hesabı’na devrediliyor ve bu şirketlerin portföyünü artık Güvence Hesabı yönetiyor. Sigortalıların, özellikle trafik sigortası gibi zorunlu sigortalardan doğan hasarları bu hesaptan ödeniyor. Şimdi, Gri Sigorta ve Mellce Sigorta’nın portföyünü Güvence Hesabı yönetecek.
SERMAYE KOYMAK İSTEMEDİLER
Gelelim, SEDDK’nın bu iki şirkete neden el koyduğuna. Şirketlerin sermayeleri, yükümlülüklerini yerine getirmeye yetmiyordu. Sigorta şirketinin birinci yükümlülüğü de hasar ödemek. Bu şirketler poliçe sattıkça, yükümlülükleri artıyordu ancak sermayeleri yerinde sayıyor, hatta eksiye düşüyordu. Uzunca bir süredir de SEDDK, iki şirketin patronlarına, ‘sermaye koyun yoksa işin sonu kötüye gidecek’ diye baskı yapıyordu.
Her iki şirketin de mali verilerini inceledim. Mesela, Gri Sigorta’nın eksi 141.4 milyon özsermayesi var, ödenmiş sermayesi ise 50 milyon TL. Şirketin bu yılın 9 aylık dönemindeki zararı 24 milyon TL, geçmiş yıl zararı ise 63.3 milyon TL. Mellce Sigorta’nın ise özsermayesi eksi 40 milyon TL, ödenmiş sermayesi ise 23 milyon TL. Bu yılın 9 aylık döneminde şirket 24 milyon TL zarar açıklamış geçmiş yıl zararları ise 63 milyon TL’nin üzerinde. Açıkça söyleyeyim, bu şirketler bir müddettir yüzdürülüyordu. Bir süredir de bu şirketlere el konulması gerektiği konuşuluyordu. Gemi iyice su almaya başlayınca el konuldu. Belki de bu şirketlere kuruluş izni bile verilmemeliydi.
118 BİN TÜKETİCİ NE YAPACAK?
Peki, bundan sonra bu şirketlerden kasko, konut, işyeri sigortası yaptıranların durumu ne olacak? Araştırdım. Gri Sigorta’da 114 bine yakın poliçe sahibi var, bunun 60 bini kasko sigortalısı, 31 bini de konut ve işyeri sigortalısı. Mellce Sigorta’da ise toplam 4 bine yakın poliçe sahibi var, bunların tamamı da kasko sigortalısı. İki şirketin toplam poliçe sayısı 118 bin. Görünen o ki, iki şirkette kasko sigortasına ağırlık vermiş. Muhtemelen bu sigortalıların büyük bir kısmı poliçe yaptırdıkları şirketlere el konulduğundan halen haberdar değildir.
Diyeceksiniz ki, ‘trafik sigortası satmıyorlar mı?’. SEDDK bu şirketlere trafik satma yetkisi vermemiş. İyi ki de vermemiş; trafik sigortası satsalardı milyonlarca sigortalı olurdu ve Güvence Hesabı’nın bu şirketleri toparlaması 10 yıldan uzun sürerdi. Şimdi ise kasko, yangın sigortaları olduğu ve bu sigortalar da bir yıllık olduğu için portföyleri daha kolay yönetilebilir.
118 bin sigortalı bu durumdan nasıl etkilenecek? Evirmeye çevirmeye gerek yok, elbette etkilenecek. Şirketlerin hesapları incelenip, kasasında ne kadar para olduğuna, sattığı poliçeler için ne kadar karşılık ayırdığına, sorumluluklarının ne olduğuna bakılıncaya kadar sigortalılar hasar almakta bazı sorunlar elbette yaşayacak. Bana göre en büyük sorunu, işyeri sigortası olanlar yaşayacak. Tabi, hasar olursa yaşayacak; hasar olmazsa poliçe süresi bitene kadar sorun da olmaz.
PANİĞE GEREK YOK
Bildiğim kadarıyla sigortalıların sorun yaşamaması için SEDDK ve Türkiye Sigorta Birliği (TSB) çalışmalar yürütüyor. Ya sigortalılara poliçe süresi bitene kadarki primleri iade edilecek, sigortaları iptal edilecek ya da diğer sigorta şirketleri arasında, bu iki şirketin sigortalılarını devralmak isteyen çıkarsa, devredilecek. Yani, paniğe gerek yok. Sigortalı sayısı az olduğu ve trafik sigortası olmadığı için bu süreç sigortalılar zarar görmeden kolayca yönetilebilir.
Son olarak şunu da belirteyim, en son 2015 yılında iki sigorta şirketinin (Ege ve Hür Sigorta) faaliyeti durdurulmuştu. Aradan 8 yıl geçti, sigorta şirketini seçme konusundaki hassasiyet unutuldu. Her ürünü alırken gösterilen hassasiyetin sigorta yaptırırken de gösterilmesi gerektiği bir kere daha ortaya çıktı, sanırım.
Noyan Doğan/Hürriyet Gazetesi