Serseri mayınlar önce İstanbul Boğazı’na ardından da İğneada açıklarına ulaşınca, gözler sigortaya çevrildi. Karadeniz savaş bölgesi ilan edildiği için tüm sigortalar durdu. Ancak, serseri mayınlar yeni bir tartışma başlattı. Peki, mayının gemi ya da teknelere vereceği zararı sigorta karşılar mı?
Ukrayna’nın, limanlarını korumak için döşediği ve fırtına nedeniyle çıpalarından kurtulan mayınlar önce İstanbul Boğazı’nda ardından da İğneada açıklarında tespit edildi ve imha edildi. Mayınların Türk karasularına ulaşması ile birlikte de bir taraftan alarma geçilirken diğer taraftan da tüm tekne sahipleri serseri mayınlara karşı uyarıldı. Bu durum bazı tartışmaları ve soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Bu tartışmaların başında da serseri mayınların teknelere verecekleri zararların sigortadan karşılanıp, karşılanamayacağı geliyor. Kimi kesimler, ‘mümkün değil sigorta karşılamaz’ diyor, kimi kesimler de, ‘sigorta varsa ödemek zorunda’ tezini savunuyor.
KARADENİZ SAVAŞ BÖLGESİ
Mayın zararı sigortadan karşılanır mı, karşılanmaz mı sorusunun cevabına geçmeden önce; Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın deniz sigortacılığında geldiği son noktayı değerlendireyim. Detayları, Türk P&I Sigorta Genel Müdürü aynı zamanda da kaptan olan Ufuk Teker’den aldım. Karadeniz’in neredeyse tamamı savaş bölgesi ilan edilmiş durumda. Peki, bu ne anlama geliyor? Bu bölgelere sigortada savaş teminatı verilmiyor, olası bir hasar durumunda sigorta zararı karşılamıyor. Savaş teminatı verilmediği için de gemiler Karadeniz’e çıkamıyor, sefer yapamıyor. İstisnai durum var mı? Var; mesela Ukrayna karasuları için sigortacılar hiçbir şart altında sigorta teminatı vermezken, Rusya suları için savaş teminatı veriliyor ancak astronomik fiyatlarda sigorta yapılıyor ki, bu da, ‘sigorta vermiyoruz’ demekle eşdeğer.
Yine Ufuk Teker’den öğrendiğime göre Ukrayna limanlarında 94 yabancı uyruklu gemi bulunuyor ve bu gemilerin 26 tanesi Türk sahipli. Sigorta bulunamadığından da bu gemiler limanlardan ayrılamıyor. Gemilerin tamamı da yük taşıyan kargo gemileri. Özetle, Karadeniz savaş bölgesi ilan edildiğinden, sigortalar tamamen durmuş durumda ve yük taşıyan gemiler hareket edemiyor.
MAYINLARIN SAYISI BELİRSİZ
Gelelim, serseri mayın konusuna. Mayınlar kimin, nereden geliyor tartışması sürürken kısa adı SOHOD olan Türk Deniz Kuvvetleri Seyir Hidrografi ve Oşinografi Dairesi’nin 18 Mart tarihli bildirisi aslında bu tartışmalara açıklık getiriyor. Bildiride; Odessa, Ochakov, Chernomorsk, Yuzhnyy limanları açıklarına mayın döküldüğünün rapor edildiği, mayınların donanımlarından koparak sürüklenen mayın haline gelebileceği ve seyir tehlikesi yaratabileceği belirtiliyor. Aynı bildiride, “Bu sebeple bölgede bulunan ve seyir tehlikesi yapan tüm gemilerin sürüklenen mayınlara karşı keskin gözcülük tesis etmeleri önemlidir” deniyor.
Bu mayınlar neden döşenmiş, neden sürükleniyor? Bu soruları Ufuk Teker’e sordum. Teker, Ukrayna’nın, limanlarını korumak için hem karasularına hem de nehir ağızlarına mayın döşediğini, döşerken de alelacele döşendiğini ve eski tip mayınlar olduğunu söylüyor. Bu şekilde 420 adet mayın olduğunu ve bu mayınların bazılarının fırtına nedeniyle çıpalarından kurtularak sürüklendiğini belirten Teker, serseri mayınların sayısının belirsiz olduğunu da kaydediyor. Teker, bu mayınların İstanbul Boğazı’na doğru sürüklendiğini ve ulaşmalarının 22 gün sürdüğünü, ilk gelen mayınların bu süreden biraz daha erken Boğaza ulaştığını da sözlerine ekliyor.
SİGORTA YAPTIRMAMIŞLAR
Peki, serseri mayınlar Boğaz’da ya da Karadeniz açıklarındaki gemilere, teknelere zarar verirse, bu zararı sigorta karşılar mı? Sigortanın karşılaması için öncelikle gemilerin ya da teknelerin veya da yatların mevcut sigortalarına ek olarak savaş teminatını da almaları gerekiyor. Eğer bu teminat yoksa mayının vereceği zararı sigorta karşılamıyor. Bu teminat var mı? Gemilerin tamamında savaş teminatı bulunuyor. Ama iş, balıkçı teknelerine, yatlara veya bir yakadan diğer yakaya yolcu taşıyan teknelere gelince, neredeyse tamamında bu teminat bulunmuyor. Neden? Gövde sigortası ve zorunlu sigortaların tamamını yaptırmışlar ama savaş teminatı alma ihtiyacı hissetmemişler. Altını çizeyim, sigorta yapılmıyor değil, tekne sahipleri bu teminatı almaya gerek duymuyor. Hal böyle olunca da eğer bu serseri mayınlardan biri teknelere zarar verirse, tekne sahipleri zararını sigortadan alamaz. İşin ilginci mesela, şehir hatları vapur işletmelerinde mayının vereceği zarara karşı sigorta bulunuyor.
SERSERİ MAYINLARA KARŞI ALINACAK TEDBİRLER NELER?
- Geçişler gündüz yapılmalı.
- Gözcü sayısı arttırılmalı, başüstüne (bir geminin baş tarafındaki güverteye başüstü deniyor) gözcü koyulmalı.
- Tespit edilen yüzen mayınları uzaklaştırmak üzere başüstünde her iki tarafta tazyikli su her an kullanıma hazır olmalı.
- Radar kısa mesafede çalıştırılarak, su üstündeki temaslar tespit edilmeli.
- Asgari emniyetli sürat ile seyir yapılmalı.
- Seyir planları azami su derinliği olacak şekilde yapılmalı.
- Gemi bölmeleri iyi bir sızdırmazlık sağlayacak şekilde kapatılmalı.
- Görevli olanlar dışında su kesiminin altında personel bulundurulmamalı.
- Gemi içindeki ses ve gürültü seviyesi asgari düzeye indirilmeli.
DEVLET FON AYIRDI GEMİLER TÜRKİYE’YE GELDİ
Rusya, Ukrayna savaşı nedeniyle Karadeniz’in tamamının savaş bölgesi ilan edilmesi ile sigortada savaş şartı devreye girdi. Savaş hali sigorta teminatı dışında tutuluyor, bölge savaş bölgesi olduğu için de sigorta yapılamıyor. Yapılamadığından da ne o bölgeye ne de o bölgeden başka yerlere ticaret gerçekleşemiyor. Bu nedenle de Rusya ve Ukrayna limanlarından onlarca gemi yükleri ile birlikte bekliyor. Ancak 15 Mart’ta, Ayçiçek yağı ve hububat yüklü Türk gemileri Rusya limanlarından hareket ederek, Türkiye geldi. Peki, sigorta bulunamazken, hiçbir gemi Rus ve Ukrayna limanlarından çıkamazken, nasıl oldu da Türk gemileri yola çıktı?
10 Mart tarihinde alınan bir kararla Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan savaş durumu nedeniyle bu bölgelerde yük ve yolcu taşıması yapan sivil deniz ve hava araçlarının sigorta teminatı sorunlarının 2022 sonuna kadar Özel Riskler Yönetim Merkezi (ÖRYM) kapsamında yönetilmesine karar verildi. Bu kapsamda ilk poliçeler ise Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından ithal edilen ürünler için düzenlendi ve Özel Riskler Yönetim Merkezi, savaş bölgesinde bekletilen ve Toprak Mahsulleri Ofisi’ne ait ayçiçek yağı ve hububatı sigortaladı, böylece gemiler de yola çıktı.
Geçen sene uluslararası piyasalardan sigorta ve reasürans teminatı bulunamayan riskler ile sigorta edilmesinde kamu yararı bulunan riskler için teminat sağlamak amacıyla Özel Riskler Yönetim Merkezi kuruldu ve işletici olarak da Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın hissedarı olduğu Türk Reasürans belirlendi. Ayrıca, savaş hali gibi olağanüstü durumlarda yurtiçinden veya uluslararası piyasalardan sigorta teminatı sağlanmaması durumunda sivil hava ve deniz ulaşım araçları için Hazine ve Maliye Bakanlığınca sigorta teminatı sağlanması ve bu sigorta işlemlerinin de Özel Riskler Yönetim Merkezi tarafından yapılması yasa ile sağlandı.
Bu kapsamda da Özel Riskler Yönetim Merkezi, TMO’nun parasını ödeyerek Rusya’dan ithal etmeye çalıştığı Ayçiçek yağı, hububatı sigortaladı ve gemiler savaş bölgesinden Türkiye’ye geldi. Sigorta işlemi için de Hazine ve Maliye Bakanlığı kanunda verilen yetkiyle fon ayırdı.
Noyan Doğan/Hürriyet Gazetesi