TSB Genel Sekreteri Özgür Obalı, deprem reform ajandasının detaylarını anlattı. Obalı, ajandanın müşteriler, ürün ve servisler, dağıtım kanalları, fiyatlama ve underwriting, ekosistem-ortaklıklar olmak üze 5 ana başlıktan oluştuğunu ve 12 inisiyatif belirlediklerini söyledi.
Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Genel Sekreteri Özgür Obalı, Kahramanmaraş depremi sonrası gündeme aldıkları ve beklenen Marmara deprem riski gözetilerek hazırladıkları deprem reform ajandasının detaylarını anlattı.
Deprem reform ajandası kapsamında 5 ana başlık ve 12 inisiyatif belirlediklerini belirterek, “İki büyük deprem, doğal afetlere karşı risk algısı ve hassasiyeti konusunda bizi ciddi anlamda sarstı. Sigortacılığa yönelik farkındalığın arttırılması gerektiği ve bunun da devlet eliyle, bazı yerlerde zorlayıcı hükümlerle olması gerektiği konusunda net irade koyduk ortaya” dedi.
HER ÜRÜNE DEPREM TEMİNATI VERİLMELİ
Deprem reform ajandasının; müşteriler, ürün ve servisler, dağıtım kanalları, fiyatlama ve underwriting ve ekosistem-ortaklıklar olmak üze 5 ana başlıktan oluştuğuna dikkat çeken Obalı, şunları söyledi:
“Bu 5 başlık altında 12 inisiyatif çıktı ortaya. Sigorta ürün algısını yeniden konumlandırılması burada kritik. Ürünlere yönelik doğru iletişim yapılması, yapay zekadan da faydalanarak vatandaşa doğru teminatı ve doğru sigortayı oluşturmak için birtakım çalışmalara kafa yoruyoruz. Deprem farkındalığı iletişimi ve eğitimi çok önemli. Bu eğitim tarafı sadece toplumun eğitimi değil, sigorta sektörünün, dağıtım kanallarından öğrencilere kadar farklı segmentlerde tasarlanıyor. Ürün ve servisler tarafında zorunlu afet sigortasına dönüşüm çok önemli bir hamleydi. Onun haricinde gönüllü deprem sigortası tarafında da her ürüne deprem teminatının gömülmesi en önemli maddelerden bir tanesi. Mesela köşedeki kahve dükkanında bile asgari hangi sigortaların mutlak suretle olması gerektiği, bunlar olmadan da iş yerine ruhsat verilmemesine kadar mikro bir takım çözüm önerileri üzerinde çalıştık. Reasürans kapasitesinin arttırılması başka bir madde olarak karşımıza çıktı. Doğru fiyatlama ile doğru teminatı oluşturma konusu çok önemli.”
HERKES HER ŞEYİ SATAMAMALI
Afet ürünlerinin lisanslama programı üzerine çalıştıklarına da değinin Obalı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Özellikle dağıtım kanallarının segmente edilip, baz ürünlerin en aşağıda olacağı, daha nitelikli ürünlerin ise sermaye piyasası lisanslama süreci benzeri bir yöntemle sertifikasyonla satılması üzerinde çalışıyoruz. Yani herkes her şeyi satamamalı. Bunun eğitimini almadan hiç bir dağıtım kanalının bu ürünleri sunmaması hedeflerimizden bir tanesi. Banka kanalının iyileştirilmesi çok önemli. Çok önemli bir dağıtım kanalı ama satış sonrası maalesef tam olarak istediğimiz randımanı veremiyor. Acentelerle banka kanalının barıştırılması çok değerli bir konsept olacak bizim için. Çünkü satış tarafında bankalar çok güçlü ama satış sonrasında acentelerin etkisini yadsımamak lazım.”