Trafik sigortasında bıçak kemiğe dayandı. Şirketlerin sermayeleri eriyor, yerli, yabancı sermayedar çözüm arıyor, şirket yöneticileri trafik sigortası ile yatıp trafik ile kalkıyor, parayı orada mı değerlendirsem de şu trafik hasarlarını ödesem diye kırk takla atıyor, satsan olmuyor satmasan hiç olmuyor.
Geçen, ‘İki sigorta şirketine neden el konuldu?’ başlıklı yazımda Gri Sigorta ve Mellce Sigorta’ya el konulması sürecini ve bu şirketlerden sigorta yaptıran tüketicilerin durumlarını anlattım. Yazı sonrası okuyuculardan çokça soru ve yorum aldım. Kimileri ‘sırada başka şirketler var mı?’ diye merak ediyor, kimileri iki şirkete el konulmasının sigortacılık açısından itibar kaybı yaratıp yaratmayacağını, el konulmasının dışında alınacak başka önlemler olup olmadığını soruyor. Bu şirketlerden sigorta yaptırıp da hasarını alamayanlar da şikayetlerini paylaşıyor.
Bu şirketlere el konulması, sigortacılık açısından itibar kaybı mıdır? Çareler tükenmiş ki, el konulmuş. El konulmasaydı, belki de ileride yaşanacaklar sigortacılıkta daha fazla itibar kaybına neden olacaktı. Sırada başka şirketler var mı? O tarafını bilemem ama bu el koyma ile sektörün düzenleyici ve denetleyici kurumu olan Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK), diğer şirketlere de ‘ayağınızı denk alın’ mesajı vermiş oldu.
TEK NEDEN TRAFİK SİGORTASI
Bildiğim bir şey varsa, sigortacılık açısından çok daha büyük sorun var. Bu yazacaklarım vatandaştan çok kamu yönetimini ilgilendiriyor. Açıkça söyleyeyim, koca koca sigorta şirketlerinin sermayeleri her geçen gün eriyor. Bunun da tek nedeni trafik sigortası. Trafik sigortasında şirketlerin zararı artıyor. Uzun yıllardır süren bu zarar, son verilere göre 11 milyar lirayı geçmiş durumda. Trafik sigortası satan 31 şirketin neredeyse tamamı zarar ediyor. Diyeceksiniz ki, ‘kardan zarardır onlarınki’. Bilançoların tamamını inceledim, öyle değil. Mali karları bile düştüğünüzde 11 milyar lira zarar çıkıyor. Ve sene sonu bu zararın 15 milyar lirayı geçeceği tahmin ediliyor. Peki, bu zararın sigortacılara, sigortalılara ve ekonomiye etkileri neler? Madde madde sıralayayım.
SERMAYE İHTİYACI ARTIYOR
Düne kadar şirketler kasko, konut, işyeri, sağlık gibi branşlardan elde ettikleri gelir ve mali karlarla trafik sigortasındaki zararı karşıladılar. Karşılamak için de diğer sigortaların fiyatını artırmak durumunda kaldılar. Bir anlamda kasko, konut sigortalarını yaptıranlar trafik sigortasını finanse eder hale geldi. Bu da trafikteki zararın tüketiciye etkisi. Zarar arttıkça bu durum sürdürülemez hale geldi ve şirketler sermayeden yemeye başladı. Herkese açık, bakın sektörün mali rasyolarına, prim üretimi yüzde 100’lerin üzerinde artıyor, sigorta pazarı enflasyonun kaç katı büyüyor ama şirketlerin özsermayesi artmıyor, yerinde sayıyor, bazı şirketlerde azalıyor.
Böyle olunca da sermayedardan sürekli olarak sermaye koyması isteniyor. Koyan koyuyor, koymanın sermayesi eriyor; sonuç malum. Sigorta pazarının yüzde 60’a yakını yabancı sermaye. Siz sermayedar olsanız, her yıl sadece trafik sigortası nedeniyle sermayeniz erise ve sermaye koymak durumunda kalsanız ne düşünürsünüz, ne yaparsınız? Biliyorum ki, yabancı sermaye de dahil bazı şirketler, daha fazla zarar etmemek için trafik sigortası ruhsatını iade etmeyi bile düşünüyor.
EKONOMİYİ OLUMSUZ ETKİLEYECEK
Eminim birileri diyecek ki, ‘trafik sigortası primleri mi artsın diyorsun’. Primi artırmak çözüm değil. Olmadığı da geçen yıllarda trafik sigortasına yapılan yüklü artışlara rağmen gelinen zarardan anlaşıldı. Yasa değişikliklerinden tutun da hasar ödeme sürecinin rehabilitasyonuna kadar trafik sigortasını ilgilendiren birçok alanda köklü çözümler yapılmalı. Bunları tek tek sıralamayacağım. Bunların hepsi çok iyi biliniyor. İlla da anlat denirse tek tek sıralarım. Birileri, ‘trafik sigortası dünyada da kar edilen bir branş değil zaten’ lafını diline dolamış. Doğru, dünyada da kar edilmiyor ama bizdeki gibi zarar da edilmiyor; hele ki, böyle bir zararı yabancı sermaye anlamıyor bile.
Geçenlerde bir sigorta şirketinin yöneticisi ile konuşurken yaptığı tespiti paylaşayım. Aynen şunları söyledi: “Bizlerin sermayesinin güçlü olması lazım. Çünkü bizler deprem, sel gibi büyük afetlerde devreye giriyoruz, milyonlarca dolarlık hasarlar ödüyoruz. Trafik sigortasındaki zarardan dolayı sermayeler eriyor. Bunun ekonomiye ciddi olumsuz etkisi olacak.”
Özetle, trafik sigortasında bıçak kemiğe dayandı. Şirketlerin sermayeleri eriyor, yerli, yabancı sermayedar çözüm arıyor, şirket yöneticileri trafik sigortası ile yatıp trafik ile kalkıyor, parayı orada mı değerlendirsem de şu trafik hasarlarını ödesem diye kırk takla atıyor, satsan olmuyor satmasan hiç olmuyor.
Noyan Doğan/Hürriyet Gazetesi