Türkiye Sigorta ve Türkiye Hayat Emeklilik Genel Müdürü Taha Çakmak, göreve geldiğinden bu yana en çok trafik sigortasının konuşulduğunu belirterek, “Arkadaşlar trafik sigortasını bir hafta bana anlattılar ve şunu öğrendim; uzun kuyruklu. Kafamda o var şu an, uzun kuyruk var. Rakamlarda da onu gördüm” dedi. Taha Çakmak, sigorta sektörünün gündemindeki konuları değerlendirdi.
Editör: AYTAÇ NALLAR
Türkiye Sigorta ve Türkiye Hayat Emeklilik Genel Müdürü Taha Çakmak, sigorta sektörünün gündemindeki konular, sağlık sigortaları, trafik sigortasında yaşanan sorunlar ile birlikte 2025 yılsonu beklentilerini paylaştı.
İlk çeyrekte sektör ne kadar büyüdü?
2024’ü yüzde 72 büyüme ile kapattık, sektör olarak. Bu gerçekten büyük bir rakam. 2025’in ilk çeyreğinde yüzde 50’ye yakın büyüme var. Yüzde 50 büyüyen başka sektör yok. 2025’te ortalama yüzde 45-50 büyüme bekliyorum. Ama önemli olan sigortalılık oranı. Burada da gidecek çok yolumuz var. Yüz birimlik üretim olarak bakarsak, ilk çeyrekte yüzde 50 büyümenin yüzde 25’i yine trafik. Ben geldiğimden beri konuştuğumuz konu trafik. Arkadaşlar trafik sigortasını bir hafta bana anlattılar ve şunu öğrendim; uzun kuyruklu. Kafamda o var şu an; uzun kuyruk var. Nasıl üreteceğimi öğrendim ama uzun kuyruklu. Rakamlarda da onu gördüm. Trafik sigortasında bir aracın maliyetinin yüzde 55’i aracın tamiri ise yüzde 45’i aracın tamiri hariç giderleri. İşte bunu yönetmek çok zor.
Yönetebiliyor musunuz?
Kaskodaki maliyet artışımız yüzde 35’tir; hasarlar ve rücularla beraber. Aynı rakamı trafik sigortasına koyun, yüzde 65-70’lerde. Sektör 2024’te 34 milyar TL zarar yazdı. Yüzde 25, bu konuda birinciliğimiz var, Türkiye Sigorta olarak. Kaskoda maliyet artışı yüzde 35 iken, trafikte 65-70’lerdeyse; yönetmeniz gereken sorun var demektir. Trafikte dosyayı kapatamıyoruz. Biz artık sigorta şirketi olarak şöyle yapıyoruz. Aracın ekspertizi yapıldı, misal 100 birim çıktı, yüzde 10 üzerine fiyat öneriyoruz. Yeter ki dosyayı kapatalım. Çünkü maddisi var, değer kaybı var. Dünyanın başka bir yerinde değer kaybı diye bir şey yok. Diğer tarafta bedeni var, malullük var… Süreç 10 yıla kadar uzuyor. Bu da yönetilemez bir süreç. Bir araca dört tane ekspertiz yapılıp, dört farklı fiyat geldiğinde yönetemezsiniz.
Size göre bunun bir çözümü var mı?
Bu konuyu artık sorun olarak bir kenara koydum. Uzun kuyrukluysa, biz de uzun kuyrukluyuz. Basiretli davranmak zorundayız. Bilanço ayarlayacağız.
SAĞLIKTA SİGORTALI SAYIMIZI ARTIRMALIYIZ
Sektör sağlık sigortasında farklılaşıyor. Siz nasıl görüyorsunuz?
Şimdi sektörün yüzde 25’i sağlık oldu. 2022’de sigortalı sayısı 6.2 milyondu, 2024 sonunda 8 milyona geldi. Buna rağmen sigortalılık oranı çok düşük, 85 milyon ülkede neredeyse onda biri. Başka açıdan bakalım. 2024’te GSYH 43 trilyon TL. Bir milyar dolar üzerine ilk defa çıktık. Sağlık harcamalarına bakıyoruz, yüzde 75’i devletin üzerinde, yüzde 15-20’si vatandaştan gidiyor. Bize gelen pay sadece yüzde 6-7. Yani sigortalı sayımızı arttırmamız lazım.
Nasıl artacak?
Ürün çeşitliği yapmamız lazım ki, sektörde herkes bunu yapıyor. Farkındasınız artık blok ürünler kimse satmıyor. Tamamlayıcı sağlık yapıyorsunuz. Rafınızda ne var? Yatarak sınırsız karşılıyor; ayakta 10 defa diyorsunuz. Vatandaş 10 defaya gerek duymuyor, 4-5 defa istiyor. Frekans daha az oluyor. Dolayısıyla fiyat da ona göre farklılaşıyor. Müşteri bu hastaneleri istemiyorum diyor. Raflardaki ürünleri terzi usulü yapıyoruz, buna göre maliyeti yönetiyoruz. Sektör de gayet güzel gidiyor. Sektörün hasar primi oranı sağlıkta yüzde 75’lerde. Ama daha sigortalı tarafında sağlıkta gidilecek çok yol var.
SEKTÖR OLARAK ÇARPRAZ SATIŞA ODAKLANDIK
Kaskoda da sigortalılık oranı artmıyor…
Şöyle bakalım. DASK zorunlu bir sigorta ama Türkiye’de 20 milyon konut var, burada bile maksimum sigortalılık oranı yüzde 60. Deprem bölgesiyiz, zorunlu bir sigorta ama orada bile oran yüzde 60’larda. İhtiyari konut yüzde 25, yani 4 kişiden biri. Kaskoda da aynı tablo. Zorunlu sigortaları artırdıktan sonra bu tarafı müşterileri iyi anlatmamız lazım. Kolay ulaşılabilir hale getirmemiz lazım ve ürün değişiklikleri ile beraber rahat ulaşılabilir yönetmemiz lazım. Bize düşen ödevler de var. Yani sıcak satışı daha da arttıracağız. Sağlık sigortasından bahsedelim. Tamamlayıcı sağlıkta 12-13 bin lira ortalama fiyatla poliçe satıyoruz. Asgari ücretin yarısı kadar bir ücret. Bir de 12 taksit yapıyoruz, aylık bin liraya sağlık sigortasını vatandaşa ulaştırabiliyorsunuz. Bu büyük bir kazanç aslında. Kasko da aynısı hakeza böyle. Yani sigorta şirketleri elinden geldiği kadar bu mali karları iyi yöneterek fiyatları dengeledi ve insanlara daha rahat ulaşılabilir ürünler sunmaya devam ediyor.
Fiyat odaklı mı, hizmet odaklı mı satış olmalı, size göre?
İkisi de olmak zorunda. Mesela yangın sigortasında her zaman müşteri sadıktır, yangın poliçesi yapmaya devam eder. Kaskoda daha yeni yeni sadık kalıyor ama tek vuruşluk oluyor. Hizmette ve fiyatta ikisini dengelerseniz müşteriyi tutundurursunuz. Yoksa aktif müşteriniz olmadığı sürece diğer pasif müşteri bir şey ifade etmiyor. Müşteriyi tutundurmamız lazım ve inanın bana müşteriyi tutundurduğunuzda banka gibi çapraz satış yaparsınız. Çapraz satış bankacılığın asrın ürünlerinden biridir. Çapraz satışta kredi verirsiniz, yanına kredi kartı satarsınız, kredi mevduat hesabı tanımlarsınız, otomatik ödeme talimatı alırsınız. Sigortada da arabasının kaskosunu yaptın, trafiğini yanına vereceksin, tamamlayıcı sağlığını, konutunu vereceksin. Sigorta şirketleri olarak hepimizde çapraz satışı daha da artırabilmek için neler yapmamız lazım ona yoğunlaştık.
FAİZLER DÜŞÜNDE ER MEYDANI ORTAYA ÇIKACAK
Mali karlardan dolayı sigorta sektörünün bilançoları iyi çıkıyor. Enflasyonla birlikte faizler düşmeye başladığında bunun sektöre yansıması nasıl olacak?
Birleşik rasyo benim bu sektörde öğrendiğim en önemli nüanslardan biri. Z raporu var ya onun gibi. Mali karlar yüksek, doğru ama faizlerin düşüşüyle beraber ürün satışınız artacak. Burayı kaçırmayalım. Mesela ipotekli konut sayısı tarihin dibinde. Şimdi siz ipotekli konut satarsanız, konut sigortasını yanına satıyorsunuz. Hakeza taşıt kedileri, ticari krediler arttığında normal olarak ürünler de yanında gelecek. Böylelikle asıl er meydanı ortaya çıkacak, teknik karlılık ve bileşik rasyo ortaya çıkacak. Çünkü mali karlar artık daha disiplinli hale gelecek, daha da düşecek. Bundan sonra daha dikkatli olmak zorundayız. Bu bir hazırlık dönemi. Hazırlıya, hazırlıya geçmemiz lazım.