Unico Sigorta Genel Müdürü Ender Güzeler, trafik sigortası ve hasar maliyetleri hakkında değerlendirmelerde bulundu. Güzeler, “Ben şöyle bir şeye benzetiyorum bunu, tavşan kaç tazı tut oyununa dönüşmeye başladı ki benzer bir şeyi sağlık sigortalarında da görüyorum” dedi.
Editör: AYTAÇ NALLAR
Unico Sigorta Genel Müdürü Ender Güzeler, trafik sigortasında hasar maliyetini kontrol edemediklerini, hasar maliyetinin tavşan kaç tazı tut oyununa dönüştüğünü söyledi. Güzeler, trafik sigortasındaki sorunlar hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Trafik sigortasında en önemli konunun hasar maliyeti olduğunu ve hasar maliyetinin kontrol edilemez şekilde geliştiğini belirten Güzeler, “Primler, kamu otoritesi tarafından, denetleyici ve düzenleyici kurum tarafından belirleniyor ama maliyetler serbest piyasa ekonomisinin dinamikleriyle belirleniyor. Hasar maliyetinin yönetilmesi ile ilgili proaktif bir denetleyici ve düzenleyici bir rol yok. Hasar maliyeti asgari ücrete, yedek parça fiyatlarına, işçilik fiyatlarına göre belirleniyor. Bir de hukuki süreçler var. Mevzuatsal uygulamalar nedeniyle birçok hasar talebi gereksiz yere hukuki sürecin içerisine sokuluyor ve dolayısıyla hukuk masrafları da toplam hasar maliyetini arttırıcı bir etken oluyor” dedi.
FİYAT ARTIŞI GELECEK ZARARI KOMPANSE EDİYOR
Ender Güzeler, trafik sigortasında hasar maliyetinin tavşan kaç tazı tut oyununa benzeterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tavşan kaç, tazı tut oyununa dönüşmeye başladı ki, benzer bir şeyi sağlık sigortalarında da görüyorum. Buradaki tavşan hasar maliyeti. Hasar maliyeti önden koşuyor, arkadan da şirketler zarar etmesin diye fiyatlar yukarı çekiliyor ve fiyatları yukarı çekerken de kullanılan yöntem, genel ekonomik parametrelerden kaynaklanan skorlama, tarife sistemi. Bu olay artık, gelecek zararı kompanse etmeye yönelik bir ayarlama oluyor. Bizde hasar maliyeti poliçeyi sattıktan sonra oluşuyor. Trafik sigortalarında bu, 10 yıl geriye doğru yayılıyor. Hasar maliyetinin en önemli kalemlerinden birisi asgari ücret artışı. Şimdi dört yıl sonra, beş yıl sonra, altı yıl sonra asgari ücretin ne olacağı ile ilgili tahmini kim yapabiliyor? Dolayısıyla biz bugün sattığımız poliçenin fiyatını tahminleme yöntemleri ile hesaplıyoruz ve bir fiyata ulaşıyoruz. Fakat reelite bunun tamamen dışında gerçekleşebiliyor.”
ÇOK KAZA YAPAN MÜŞTERİ SAYISI YÜZDE 1-2
Ender Güzeler, çözümün serbest tarife rejimine geçmek olduğuna da dikkat çekerek, “Sigorta şirketlerinin; kendi tarife becerileri ile riskleri daha doğru ayrıştırarak, düşük riskli müşteriye daha uygun fiyat vererek, yüksek riskli müşteriyi de daha yüksek fiyatlayarak zarar ettirmeyecek bir fiyat seviyesine ulaşması gerekiyor. Trafik frekansını dikkate aldığımızda aslında çok kaza yapan müşteri sayısı yüzde 1-2 arasında bir yerde. Totalin içinde çok değil. Biz elimizden geldiğince mevcut tarife rejimi içerisinde bu kişileri ayırıyoruz ama trafikte sigorta arzından sakınma ile ilgili tabi olduğumuz bir düzenleme var” dedi.
DEĞER KAYBINDA UÇUK KAÇIK RAKAMLAR ÇIKIYOR
Ender Güzeler, değer kaybı tazminatına da değinerek, değer kaybı tazminatının etkisinin gittikçe negatif hale geldiğini söyledi. Dünyadaki değer kaybı uygulamalarına bakıldığında, Amerika ve Kanada’da uygulandığını, ancak üç yaş ve biraz daha yüksek bedelli araçlarla ilgili sadece iki eyalette uygulandığını vurgulayan Güzeler, şunları söyledi:
“Avrupa’ya baktığımızda, Fransa, Almanya’da değer kaybı uygulaması var. Buradaki uygulamada üç yaş altı araçlarda ve lüks araçlarda kaskonun yanında ihtiyari bir teminat olarak alındığı zaman veriliyor. Japonya, Güney Kore’de tamamen lüks araçlara yönelik uygulanıyor ve hepsi de mutlaka bir ekspertiz bilirkişi tarafından değer kaybı tespit ediliyor. Normal hasar talebi dışında bir hasar talebi olarak başvurulması gerekiyor. Bizde ise tamamen serbest bir şekilde, trafik poliçesi içerisinde hesaplanıyor ve ortaya uçuk kaçık rakamlar çıkıyor. 10 yaşındaki aracın değer kaybı da hangi kriterlere göre hesaplanıyor; orası da bir muallak. Siz aracın parçasını değiştiriyorsunuz, orijinal parça takıyorsunuz, aracın değer kaybı çıkıyor ortaya. Bizde toplamda bir değer kaybı diye bir şeye bakılıyor. Aracın piyasa değeri kendiliğinden düşüyor ama bunu biz tazminat olarak ödüyoruz.”