Sigortacılık, üniversite adayları arasında pek de tercih edilen bir alan değil. Sigortacılık mesleğini üniversite adaylarına önerir miyim? Hem de nasıl öneririm. Sigortacılık, sigorta acentesinde konut, kasko, trafik sigortası satmaktan ibaret değil. Önce bu yanlış kanıyı düzelteyim. Sigortacılık salt pazarlamadan da oluşmuyor; içinde ekonomi var, risk yönetimi var, fon yönetimi var, sağlık var, teknoloji var, araştırma geliştirme var, reasürans var, tarım var, eksperlik var.
Üniversite adayları için tercih dönemi başladı, 8 Ağustos’a kadar da sürecek. Tercih dönemi geldi mi, çevremden, ‘bizim çocuk nereyi tercih etsin, ne önerirsin?’ diye sorular da gelmeye başlar. Türkiye’de 200’ün üzerinde üniversite, yüzlerce de bölüm var. Haliyle hem adayların hem de ailelerinin kafası karışık. Kimi eş dost da, ‘sigortacılık bölümü hakkında ne düşünüyorsun, önerir misin?’ diye de soruyor. Aslında bu soruların altında, ‘geleceğin meslekleri nelerdir, bizim çocuk okuldan mezun olduğunda iş bulmakta zorlanmasın’ düşüncesi yatıyor. Üniversitelerin diğer bölümleri hakkında fikir beyan etmem veya yönlendirme yapmam doğru olmaz ama sigortacılık hakkında öngörülerimi paylaşabilirim.
Sigortacılık bölümü olan üniversiteler hakkında ‘sigortagazetesi.com’ internet sitesi kapsamlı bir araştırma yapmış. O araştırmadan alıntılar yapayım. Türkiye genelinde 102 üniversitenin, 178 meslek yüksekokulunda sigortacılık bölümü bulunuyor. Ama tek başına sigortacılık eğitimi veren yok; tamamı ‘bankacılık ve sigortacılık’ bölümü adı altında eğitim veriyor. Bir de dört yıllık eğitim veren fakülteler var. Bunların içinde 17 üniversitede sigortacılık bölümü bulunsa da sadece 4’ünde tek başına sigortacılık eğitimi veriliyor; kalanlar ‘bankacılık ve sigortacılık’, ‘sigorta ve aktüerya bilimi’, ‘sigortacılık ve risk yönetimi’, ‘sigortacılık ve sosyal güvenlik’ adı altındaki bölümler.
MEZUN OLUNCA NE YAPACAĞIZ?
Şunu da belirtmekte fayda var, sigortacılık, üniversite adayları arasında pek de tercih edilen bir alan değil. Öyle ki, üniversitede sigorta eğitimi verdiğim dönemde, sigortacılık ve bankacılık alanını seçmiş öğrenciler bile, ‘mezun olunca ne olacağız, sigorta acentesinin yanında pazarlama mı yapacağız?’ diye soruyorlardı. Diyeceğim o ki, sigortacılık eğitimi alanlar bile seçtikleri branş konusunda bilgi sahibi değil. Bunda tabi sigorta sektörünün de kabahati var. Kendine eleman yetiştiren üniversiteler ve bu üniversitelerde okuyan öğrencilerden bir hayli kopuklar. Eminim, sigorta sektörü temsilcileri bile bu kadar üniversitede, bu kadar sigortacılık bölümü olduğunu bilmiyordur.
SİGORTACILIK, AKTÜERLİK
Sigortacılık mesleğini üniversite adaylarına önerir miyim? Hem de nasıl öneririm. Sigortacılık, sigorta acentesinde konut, kasko, trafik sigortası satmaktan ibaret değil. Önce bu yanlış kanıyı düzelteyim. Sigortacılık salt pazarlamadan da oluşmuyor; içinde ekonomi var, risk yönetimi var, fon yönetimi var, sağlık var, teknoloji var, araştırma geliştirme var, reasürans var, tarım var, eksperlik var. Var da var. Mesela, aktüerlik; geçmişte de, bugün de, gelecekte de her daim geleceğin mesleği. Gelişmiş ülkelerde aktüerlik en iyi meslekler arasında ilk 5’te yer alıyor. Başta sigorta şirketlerinden finans kuruluşlarına, sosyal güvenlik kurumlarından kamuya kadar geniş alanda iş bulma imkanı var.
Türkiye’deki sigorta şirketlerinin büyük çoğunluğu yabancı sermayeli. İyi bir eğitim ve yabancı dil ile yurtdışındaki sigorta şirketlerinde kalıcı ya da geçici çalışma imkanı var.
ÜNİVERSİTE YÖNETİMLERİNE ÖNERİM
Konu finanssa; sigortacılığı, diğer finans kuruluşlarından ayıran çok önemli bir özellik var. O da; meslekte belirli bir deneyim elde ettikten sonra kendi işini kurabilme imkanı. Bakın, üniversitenin bankacılık bölümünü bitirdiniz, bankalarda o veya bu görevlerde çalıştınız; banka ya da banka şubesi açamazsınız. Ama sigortacılıkta, acente kurabilirsiniz, işi biraz daha büyütüp broker olabilirsiniz ya da yurtdışındaki brokerlik şirketlerinin Türkiye’de temsilcisi olabilirsiniz.
Hazır yeri gelmişken, üniversite yönetimlerine de hem eleştirim hem önerim olacak. Yıllardır hep aynı bölümle yürütüyorlar; bankacılık ve sigortacılık. Öyle ki, kimi üniversitelerde bankacılık ve sigortacılık adı altında beş altı bölüm birden var. Oysa bu ülkede son 20 yıldır tasarruf ve bireysel emeklilik sistemi gündemin ilk sıralarında geliyor ki, önümüzdeki yıllarda bu iki konunun yıldızı daha da parlayacak. Çünkü Türkiye’nin bir tasarruf açığı gerçeği var. Üniversite yönetimlerine önerim; biran önce tasarruf, BES, fon yönetimi, yatırım danışmanlığı, emeklilik danışmanlığı konularını kapsayan bölüm, hatta bölümler açmalarıdır. Bu alanlarda ciddi eleman ihtiyacı var ve gelecekte bu ihtiyaç daha da artacak.
Noyan Doğan/Hürriyet Gazetesi