Bina tamamlama sigortasının tam olarak uygulanabilmesi için vergisel açıdan küçük bir düzenleme, daha doğrusu uyarlama yapılması gerekiyordu. Düzenleme de şu sıralar Meclis’te görüşülen vergi paketi içinde yer alacaktı, ama olmadı. Artık unutuldu mu, önemsenmedi mi, ‘onlar şimdilik beklesin mi?’ dendi, bilinmez.
Yıllardır beklenen düzenlemeyi yapıyoruz, uygulamaya koyuyoruz, ama yan düzenlemesini yapamadığımız için eksik kalıyor. ‘Biz yaptık işte, alın uygulayın’ demekle bu işler olmuyor. Neden mi bahsediyorum? Bina tamamlama sigortasından. Müteahhitinden vatandaşına, belediyelerden sigortacısına kadar tüm kesimlerin beklediği düzenleme haziran ayının ortasında uygulamaya girdi. Tam olarak uygulanabilmesi için de vergisel açıdan küçük bir düzenleme, daha doğrusu uyarlama yapılması gerekiyordu. Düzenleme de şu sıralar Meclis’te görüşülen vergi paketi içinde yer alacaktı, ama olmadı. Artık unutuldu mu, önemsenmedi mi, ‘onlar şimdilik beklesin mi?’ dendi, bilinmez. Konuyu biraz açayım da neyin unutulduğu ya da önemsenmediği anlaşılsın.
Bina tamamlama sigortası, yıllardır bir türlü tam anlamıyla gerçekleştiremediğimiz kentsel dönüşümün itici gücü olacaktı ve uygulama başladı. Şöyle ki, vatandaş, evini ya da binasını dönüştürürken müteahhit ile yapacağı anlaşmanın içine bina tamamlama sigortasını ekletecek. Müteahhit süresinde konutu teslim edemezse devreye sigorta şirketi girecek ya vatandaşın ödediği paraları faizi ile geri ödeyecek ya da müteahhitten inşaatı devralacak ve konutları bitirip, vatandaşa teslim edecek. Teslim edeceği süre içinde de vatandaşa kira ödemesi yapacak. Bu kadar basit ve işlevsel.
HAKSIZ REKABETİN BU KADARI
Peki, sorun nerede? Bina tamamlama sigortasının işleyişinde bir sorun yok; sorun, vergi tarafında. Onu da anlatayım. Müteahhit, inşaat öncesinde bankadan teminat mektubu aldığında damga vergisi ve harçlardan istisna tutuluyor. Bu, bankalara tanınmış bir hak. Ama aynı müteahhit, bina tamamlama sigortası yaptırırsa, vergi ve harç ödemek durumunda kalıyor. Çünkü bu istisna sigorta şirketlerine tanınmamış durumda. O zaman ne oluyor? Bir, müteahhitin maliyeti artıyor, ikincisi ve daha önemlisi bankalarla, sigorta şirketleri arasında haksız rekabet ortamı oluşuyor.
İşte hem bu haksızlığın giderilmesi için hem de bina tamamlama sigortasının tam anlamıyla uygulanabilmesi için şu günlerde Meclis gündemindeki vergi paketi içine bina tamamlama ve kefalet sigortası teminat senetlerine de bankalardaki gibi vergi muafiyeti tanınmasına yönelik madde eklenecekti. Ama eklenemedi.
YA PARASINI YA EVİNİ ALACAK
Şimdi birileri diyecek ki, ‘bu bahsettiğin vergi kaybına giriyor’. Hiç alakası yok. Müteahhit sigortaya gideceğine, bankaya gidecek; vergi kaybı açısından ne fark edecek? Ayrıca bankanın vereceği teminat mektubunun evini dönüştürecek vatandaşa hiçbir faydası yok. Müteahhit işi bırakıp giderse, vatandaş ortada kalacak. Geçmişte yaşandığı gibi. Sigortada ise vatandaş her şart altında ya parasını ya evini alacak.
Duyduğuma göre, bina tamamlamadaki bu düzenleme ekim ayındaki ikinci vergi paketine kalmış, yani bırakılmış. Niye? Bir taraftan 6 Şubat depremlerinin yarattığı kaybı telafi etmek için paket üstüne paket açıklayıp, bundan sonraki olası depremlerdeki maliyeti azaltmak için kentsel dönüşümü dilimizden düşürmüyoruz; diğer taraftan da bu işe çözüm olacak ufak bir düzenlemeyi bile yapmıyoruz, erteliyoruz.
Şunu da söyleyeyim; bina tamamlama sigortası bu haliyle uygulanamaz mı? Çok güzel uygulanır, uygulanıyor da. Yukarıda da yazdım, banka teminat mektubu ile bina tamamlama sigortasının işlevi çok farklı. Elbette vatandaş müteahhitten sigortayı isteyecektir. Ama ufuk bir düzenleme yapmak varken niye işi uzatıyoruz.
Noyan Doğan/Hürriyet Gazetesi