TSB Başkan Yardımcısı ve Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, bina tamamlama sigortasının, dolaylı olarak da kentsel dönüşümün yaygınlaşmasının önündeki en büyük engellerden birinin mevcut mevzuattaki eksiklikler olduğunu söyledi.
Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkan Yardımcısı ve Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, bina tamamlama sigortasının yaygınlaşabilmesi için mevzuattaki eksikliklerin giderilmesi gerektiğini söyledi. GYODER tarafından düzenlenen 2. Ankara Gayrimenkul Zirvesi’nde konuşan Yaşar, nüfusun yüzde 95’inin deprem riski altında olduğunu, bu sorunun en önemli çözümünün, yani sigortasının, kentsel dönüşüm olduğunu belirterek, “Kentsel dönüşümün sigortası da özellikle bina tamamlama sigortası. Gayrimenkul yatırım fonları da bu süreci hızlandıracak. Hem kentsel dönüşümü hem de güvenli konuta geçişi destekleyecek” dedi.
Geçmişte, kooperatifçilikle başlayan, sonrasında maketten satışa evrilen bir konut üretim süreci yaşandığını, bu süreçte çok sayıda mağduriyet oluştuğunu ifade eden Yaşar, “2013 yılında bina tamamlama sigortası ilk kez mevzuatımıza girdi ama o dönem yeterli arz yoktu. 2018’e geldiğimizde, kentsel dönüşüm ağırlıklı projelerin yaygınlaşmaya başladığı dönemde, Quick Sigorta ile bu alanda ilk adımı attık. Bugün ise geldiğimiz noktada, ürünün güvenli evlere ulaşmak için ne kadar önemli olduğunu görüyoruz” şeklinde konuştu.
TÜKETİCİLERDE GÜVEN PROBLEMİ YARATTI
Yaşar, özellikle maketten satış sürecinde yaşanan sorunların tüketicilerde ciddi bir güven problemi yarattığını ve bina tamamlama sigortasının bu güveni yeniden tesis edecek en etkili araç olduğunu kaydederek, “Bu sigorta sistemi yalnızca mal sahibini değil, müteahhidi de koruyor. Sigorta şirketi, hem projeyi baştan sona takip ediyor hem de inşaat sürecinin tüm aşamalarını denetliyor. Müteahhidin seçimi, finansal yeterliliği, projenin teknik mali ve hukuki altyapısı ile inşaat sürecinin baştan sona kontrolü gibi tüm adımları biz sigorta şirketleri üstleniyoruz. Çünkü projenin tamamlanmasına odaklanıyoruz” dedi.
BİZ DE TEMİNATLANMAK ZORUNDAYIZ
Bina tamamlama sigortasının, dolaylı olarak da kentsel dönüşümün yaygınlaşmasının önündeki en büyük engellerden birinin mevcut mevzuattaki eksiklikler olduğuna dikkat çeken Yaşar, şunları söyledi:
“Bu ürün, finansal bir sigorta olarak konut alıcısını, hak sahiplerini, yatırımcıyı hatta müteahhitleri tamamen koruyan bir ürün, ancak sigorta şirketleri olarak biz de teminatlanmak zorundayız ve bunun için ipotek almak gerekiyor. Bugünkü düzenlemede bu işlem ekstra vergi ve harç doğuruyor. Bu durum, maliyetleri artırıyor, bankalar karşısında haksız rekabete uğrayarak ürünün kullanılabilirliğini sınırlandırıyor.”
FON MALVARLIĞI TEMİNAT OLARAK GÖSTERİLMELİ
Proje Gayrimenkul Yatırım Fonları (PYGF) özelinde SPK Tebliği’ndeki kısıtlamaya da dikkat çeken Yaşar, bu konuda da şunları söyledi:
“Mevcut düzenlemeye göre fon varlığı, kredi veya finansman işlemleri haricinde rehin veya teminat olarak gösterilemiyor. Bu da bina tamamlama sigortasının projede etkin şekilde devreye alınmasını zorlaştırıyor. Bu sorunun çözümü için tebliğe açık bir istisna eklenmeli: ‘Fon malvarlığı, bina tamamlama sigortası yapılabilmesi amacıyla teminat olarak gösterilebilir ve rehnedilebilir.’ Bu düzenleme hayata geçerse, sigorta şirketlerinin projeye teminat sağlama isteği ve gücü artar, yatırımcı koruması da somut hale gelir. Bu iki bariyer ortadan kalkarsa her iki sektörün önü daha da açılacak.”