Sigorta Gazetesi

Öztürkoğlu: BES’teki getiri algıda seçicilik yarattı

Fiba Emeklilik ve Hayat Genel Müdürü Erol Öztürkoğlu, “BES’teki bu getiriler normal getiriler değil. Hiçbirimiz istemezdik, altının yüzde 60 getirmesini, dövizin yüzde 30 getirmesini; böyle bir şey yok. Bu da algıda seçiciliği yarattı” dedi.

Fiba Emeklilik ve Hayat Genel Müdürü Erol Öztürkoğlu, BES’te ortalama getirin yüzde 23-24’ler civarında olduğunu söyledi. Altının bu yıl yüzde 60’lar civarında, dövizde ise yüzde 30’un üzerinde getiriler olduğunu belirten Öztürkoğlu, enflasyonun yüzde 8,5’lar civarında olduğu dikkat alındığında BES’teki getirilerin tatminkar olduğunu kaydetti.

Erol Öztürkoğlu, piyasadaki tüm yatırım enstrümanlarının BES’te de olduğunu ifade ederek, “Altın fonunu tercih eden kişiler, altın piyasasındaki yüzde 60 getiriyi fonları ile beraber alabilirler. Döviz varlıklarındaki BES fonlarına yatırdıklarında yine benzer piyasadaki döviz getirilerini alabilirler” dedi. Öztürkoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

BES’in Alternatifi Yok

“BES’te bunlara ilave olarak bir de yüzde 25 devlet katkısı var. Bunu kenara koymamak gerekiyor. Yıllık asgari ücret tutarı kadar, -çünkü teşvik tutarı bu kadar- yapılan tasarruflarda BES’in alternatifi bence olmaması gerekiyor. Herkes yıllık asgari ücret tutarı kadar yaptığı tasarrufların bu kısmını BES’e dahil ederlerse o zaman devlet katkısı ile birlikte; kendi risk faktörü neyi gerektiriyorsa, yani altın yatırımcısı ise altın fonlarına, döviz yatırımcısı ise döviz fonlarını, TL ise TL fonlarına yatırım yaparak var olan piyasadaki getirileri aldığı gibi üzerinde bir de yüzde 25 devlet katkısı alacaktır.”

Bu Getiriler Normal Getiriler Değil

Erol Öztürkoğlu, BES’teki getiri şikayetlerine de değinerek, temel sorunlarında bir tanesinin, katılımcıların, BES’e girdiğinde girdikleri fon kompozisyonu ile duruyor olmaları ve fon dağılım değişikliği yapmıyor olmaları olarak özetledi.

Son dönemde bu durumda bir ölçüde de değişiklik olduğunu da vurgulayan Erol Öztürkoğlu, “Çünkü bu getiriler normal getiriler değil. Hiçbirimiz istemezdik, altının yüzde 60 getirmesini, dövizin yüzde 30 getirmesini; böyle bir şey yok. Tabi bu durum algıda seçiciliği yarattı. İnsanlar pozisyonlarını bu taraflara doğru değiştirdiler, değiştirme ihtiyacı duydular. Ama bu alışkanlıklarını, emeklilik şirketlerinden gelen uyarıları dikkat alarak devamlı yapmaları gerekiyor ki, o getiriler, vatandaşın da birikimlerine yansısın. Maalesef vatandaş olarak bu konuda duyarlı hareket etmiyoruz” şeklinde konuştu.

Değişken ve Esnek Fonları Öneriyoruz

Erol Öztürkoğlu, BES fonlarının bundan sonraki olası getirileri hakkında da açıklamalar yaparak, şunları söyledi: “Faiz artırımları geliyor. Merkez Bankası’nın bu ay sonu itibariyle toplantısı var. Kurun bu seviyeleri, döviz yatırımcısı da dahil olmak üzere kimseyi mutlu etmiyordur. Ne reel sektörü, ne ihracatçıyı, ne kamuyu ne de vatandaşı mutlu etmiyordur. Dolayısıyla böyle devam etmemesini dileriz. BES için hep şunu tavsiye ediyorum. Çok fazla finansal okuryazarlığınız yoksa çok fazla piyasaları takip etmiyorsanız bu işi, bilen kişilere, portföy yönetim şirketlerine bırakmaları gerekiyor. Bu şekilde olan katılımcılara değişken fonları, esnek fonları; risk profilleri kapsamında öneriyoruz. Biraz altın, biraz döviz de portföylerin içine katmaları iyi olacaktır.”

Mevduattan Sonra En Fazla Paranın Toplandığı Alan

Erol Öztürkoğlu, gönüllü BES’te 8.8 milyon katılımcı olduğunu ve 150 milyar liralık fon büyüklüğüne ulaşıldığını da belirtti. Pandemi sürecinde katılımcı olarak büyümenin artmadığını ancak azalmadığını da vurgulayan Öztürkoğlu, fon büyüklüğünün getiriler ile birlikte yılbaşına göre artış gösterdiğini söyledi.

Erol Öztürkoğlu, “Otomatik katılım sisteminde 10 milyar liralık fon var. Dolayısıyla toplamda 160 milyar liralık fon büyüklüğüne ulaştık. Türkiye ölçeğinde bir ülke için düşük bir tasarruf oranı. Fakat ülke gerçekleri ile baktığımızda mevduattan sonra en fazla paranın toplandığı alan. İşsizlik Sigortası Fonu konuşulur, 120 milyar lira civarında bir fon, pandemi döneminde oradan kullanıldığı için azalış oldu; dolayısıyla 160 milyar, 12 milyon katılımcının olduğu tabana yaygın düzenli tasarruf alışkanlığının yapıldığı tek sistem BES diyebiliriz” dedi.

Vatandaş, Pandemide, Tasarrufun Kıymetini Anladı

Erol Öztürkoğlu, pandemi döneminde hem gönüllü BES’ten hem de otomatik katılım sisteminden çıkışlar olmamasının nedenini ise, “Bence vatandaş, tasarrufun bilincini, parasının kenarda durmasının ne kadar kıymetli olduğunu anladı. O paraya gelecekte daha fazla ihtiyaç olabilir düşüncesi ile dokunmadılar. Yani günün şartlarına göre zorluk çekmeyi ama tasarruflarını almamayı tercih ettiler ki, bence de doğru bir tercihti” olarak değerlendirdi.

Exit mobile version