Boston Consulting Group (BCG), “Avrupa Sigortacılığında Büyüyen Koruma Açığı ve Bunu Nasıl Kapatabiliriz?” başlıklı çarpıcı bir araştırma yayımladı. Sağlık hizmetleri finansmanı sorunlar yaşanıyor, emeklilik planları giderek kısıtlayıcı hale geliyor ve engelli destekleri kısıtlanıyor. Diğer taraftan nüfus hızla yaşlanıyor ve tüketici tercihleri değişiyor. Araştırmada, sigortacıların, hanelerin değişen finansal ihtiyaçlarını ve yaşam tarzı tercihlerini daha iyi karşılamak için dijital inovasyonu hızlandırması ve bütünsel çözümler sunması gerektiği vurgulandı. Araştırmada, Kuzey Amerika ve Asya-Pasifik’te öncülüğü yapılan dijital sigortacılığın, sağlık odaklı teminatlar ve stratejik ortaklıklar gibi yenilikler, tüketici ihtiyaç ve beklentilerini karşılamak için modeller sunduğuna da dikkat çekildi.
Boston Consulting Group’un (BCG), “Avrupa Sigortacılığında Büyüyen Koruma Açığı ve Bunu Nasıl Kapatabiliriz?” başlıklı araştırmasında, kamu güvenlik ağlarının zayıflaması ve demografik baskıların yoğunlaşmasıyla birlikte Avrupalıların korunma ihtiyaçları da arttığına dikkat çekiliyor. Avrupalı sigortacıların insanların günümüzde nasıl yaşadığını, çalıştığını ve yaşlandığını yansıtacak şekilde tekliflerini, kanallarını ve etkileşim modellerini yeniden düşünmesi gerektiği de belirtiliyor. Araştırmada, Kuzey Amerika ve Asya-Pasifik’te öncülüğü yapılan dijital sigortacılığın, sağlık odaklı teminatlar ve stratejik ortaklıklar gibi yenilikler, tüketici ihtiyaç ve beklentilerini karşılamak için modeller sunduğuna da atıf yapılıyor. BCG’nin, araştırmasından çarpıcı başlıklar ve tespitler özetle şöyle:
Yakın zamana kadar, Avrupa’da hayat sigortası kapsamına olan ihtiyaç nispeten sınırlıydı ve haneler güçlü kamu sosyal güvenlik sistemleriyle destekleniyordu. Ancak bu durum değişiyor. Hükümetler sosyal yardımları azaltıp bireylere daha fazla mali sorumluluk yükledikçe, Avrupa haneleri hayat sigortasının birçok alanında (emeklilik birikimleri ve erken ölüm, sakatlık ve kritik hastalıkla ilgili koruma dahil) giderek artan kapsam boşluklarıyla karşı karşıya kalıyor. Aynı zamanda, demografik baskılar ve artan tüketici beklentileri, daha kişiselleştirilmiş ve erişilebilir teminatlara olan talebi artırıyor.
KORUMA AÇIĞININ NEDENLERİ
Avrupa’daki koruma açığının temelinde birbiriyle bağlantılı birçok faktör yatmaktadır.
Zayıflayan Güvenlik Ağları: Devam eden mali baskılar, Avrupa genelinde kamu güvenlik ağlarını önemli ölçüde zorlamış, sağlık hizmetleri finansmanında önemli eksikliklere, giderek kısıtlayıcı hale gelen emeklilik planlarına ve engelli desteğinin kısıtlanmasına yol açmıştır.
Hükümetin maliyet kontrol önlemleri kamu korumasını zayıflatıyor. Örneğin, Fransa ve İspanya emeklilik yaşını yükseltti ve Birleşik Krallık engellilik yardımlarına erişimi kısıtlıyor. Aynı zamanda emeklilik sistemleri de değişiyor. Hollanda’da, toplu tanımlanmış katkı planlarından bireysel ve sigortasız tanımlanmış katkı tasarruflarına geçiş, maliyetleri düşürmeye yardımcı oldu, ancak genellikle yerleşik hayat ve engellilik teminatlarını ortadan kaldırıyor. Bu gelişmeler, güvenlik ağının daha geniş bir şekilde aşındığını gösteriyor ve bireyleri kendi sağlık hizmetleri ve uzun vadeli finansal ihtiyaçları için ödeme yapma konusunda artan bir sorumlulukla karşı karşıya bırakıyor.
Bu erozyonun çarpıcı göstergelerinden biri, Dünya Sağlık Örgütü tarafından bir hanenin ödeme kapasitesinin %40’ını aşan cepten sağlık harcamaları olarak tanımlanan felaket düzeyindeki sağlık harcamalarındaki artıştır. Bu pay arttığında, daha fazla aile tıbbi bakımı karşılayabilmek için gıda, barınma veya ısınma gibi temel ihtiyaçlarından fedakarlık etmek zorunda kalmaktadır. 2024 sonu itibarıyla DSÖ, Avrupa genelindeki hanelerin %20’sinin bu tür mali zorluklarla karşı karşıya olduğunu ve ilaçlar için yapılan cepten harcamaların birincil etken olduğunu bildirmiştir.
Değişen Demografi: Eurostat’a göre, Avrupa nüfusu hızla yaşlanıyor ve AB genelinde her gün ortalama 16.000 kişi 65 yaşına giriyor. Avrupa’nın toplam nüfusunun önümüzdeki yıllarda azalması öngörülse de, yaşlı yetişkinlerin sayısı çalışma çağındaki nüfusa göre artmaya devam edecek. Avrupa Komisyonu’nun 2024 Yaşlanma Raporu, 65 yaş ve üzeri kişilerin 20-64 yaş aralığındaki kişilere oranının tüm AB üye ülkelerinde keskin bir şekilde arttığını vurguluyor. 2010’daki %29’dan 2022’de %36’ya yükseldi ve 2070’e kadar %59’a ulaşması ve bu artışın çoğunun 2045’e kadar gerçekleşmesi öngörülüyor. Bu demografik eğilimler, özellikle uzun süreli bakım, kritik hastalıklar ve kronik sağlık sorunları için kapsamlı sigorta çözümlerine olan talebi keskin bir şekilde artırıyor.
Değişen Tüketici Tercihleri: Tüketiciler entegre sağlıklı yaşam çözümleri, proaktif sağlık yönetimi ve dijital etkileşimler bekliyor. Örneğin, bir LIMRA araştırması, neredeyse tüm hayat sigortası müşterilerinin en az bir sağlıklı yaşam alanında, özellikle egzersiz, uyku veya beslenme konusunda performanslarını iyileştirmekle ilgilendiğini ortaya koydu. Başka bir LIMRA araştırması, bir sigorta sağlıklı yaşam programına katılmak isteyen müşterilerin oranının 2016’dan 2024’e 10 puan artarak %40’a yükseldiğini ortaya koydu. Aynı zamanda, işverenler iş gücü refahını teşvik etmede, şirket içi sağlıklı yaşam girişimleri başlatmada ve sigorta şirketleri ve dijital sağlık sağlayıcılarıyla ortaklıklar aramada daha aktif hale geliyor. Bu durum, sigorta şirketlerinin hem bireysel hem de grup pazarlarına hizmet eden bütünsel sağlıklı yaşam önerilerini birlikte geliştirmeleri için fırsatlar yaratıyor. Ancak, Avrupalı sigorta şirketleri bu değişen beklentilere yanıt verme konusunda diğer bölgelerdeki sigorta şirketlerinin gerisinde kaldı.
Geride Kalan İnovasyon: Avrupalı sigortacılar, dijital teknolojileri, akıcı süreçleri ve entegre sigorta ekosistemlerini benimsemede daha gelişmiş pazarlardaki rakiplerinin gerisinde kalıyor. Bu yavaş benimseme, değişen tüketici ihtiyaçlarını verimli ve etkili bir şekilde karşılama çabalarını engelledi.
KÜRESEL SİGORTA SEKTÖRÜ DÖNÜŞÜM GEÇİRİYOR
Avrupa’da koruma sigortası için toplam ortalama primler şu anda toplam hayat sigortası pazarının yalnızca %9’unu temsil ediyor ve son dönemdeki büyüme mütevazı düzeyde kaldı; ancak tahminler 2028 yılına kadar daha güçlü bir genişleme dönemine işaret ediyor.
Küresel olarak sigorta sektörü, dijital inovasyon, bütünsel sağlık ekosistemleri ve yerleşik sigortacılık yoluyla dönüşüm geçiriyor.
Kuzey Amerika’daki sigorta şirketleri, dijital çözümleri doğrudan müşteri deneyimine entegre etti. Dijital sigortacılık, daha hızlı hasar işleme ve yapay zeka destekli kişiselleştirme, etkileşimi ve operasyonel verimliliği artırıyor.
Asya-Pasifik sigortacıları, finansal korumayı sağlık yönetimi, finansal okuryazarlık ve emeklilik planlaması gibi daha geniş sağlık ve yaşam tarzı hizmetleriyle bütünleştiren bütünsel sigorta ekosistemleri oluşturma yönündeki küresel eğilimin öncüleridir. Nihai hedef, fiziksel sağlık, finansal istikrar ve zihinsel sağlığı bütünleşik ekosistemlere entegre ederek kapsamlı sağlık sigortası kapsamını daha da genişletmektir. Sigortayı, sağlık veya emeklilik planlama uygulamaları gibi çeşitli dijital etkileşimlere entegre etmek, ürünlerin alaka düzeyini ve erişilebilirliğini daha da artırır.
Çin’in en büyük finansal hizmetler gruplarından biri olan Ping An, sağlık yönetimi, yaşam tarzı teklifleri ve finansal hizmetleri bir araya getiren kapsamlı dijital ekosistemler kuruyor. Örneğin, Entegre Finans + Sağlık ve Yaşlı Bakımı stratejisi, çevrimiçi ve yüz yüze sağlık hizmetleri, yaşlı bakımı ve finansal hizmetleri entegre ediyor. Müşteriler on binlerce doktor ve hastaneye erişim sağlarken, Ping An ödeme sağlayıcısı olarak hizmet veriyor. Bu bütünsel ekosistem, yaşlıların sağlığını ve bağımsızlığını desteklemenin yanı sıra, yaşlanan nüfusun karmaşık ihtiyaçlarını karşılamak için finansal ve sağlık hizmetlerini birleştirme potansiyelini de ortaya koyuyor.
Çin’in en büyük hayat sigorta şirketlerinden biri olan Taikang Life, ülkenin yaşlanan nüfusuna destek sağlayan ayrı bir sağlık ve yaşlı bakımı işletmesi olan Taikang Community’yi kurarak geleneksel sigortacılığın ötesine geçti. 2007 yılında kurulan topluluk, emekliler ve yaşlılar için konut, tıbbi bakım ve sağlık yönetimi de dahil olmak üzere eksiksiz bir hizmet ekosistemi sunuyor. Poliçe sahipleri topluluğa öncelikli erişime sahip olduğundan, Taikang’ın sigorta ürünlerinin değeri artıyor. Şirket, Çin’in büyük şehirlerinde tatil köyü tarzı yaşam, 7/24 bakım ve hospis hizmetleri sunan tesislere sahip bir emeklilik toplulukları ve hastaneler ağı işletiyor. Bu entegre model, kritik bir pazar boşluğunu dolduruyor ve Taikang’ı finansal ve yaşlı bakımı çözümlerinde bütünsel bir sağlayıcı olarak konumlandırıyor.
KORUMA AÇIĞINI KAPATMAK İÇİN NELER YAPILABİLİR?
Koruma açığını kapatmak için Avrupalı sigortacıların birkaç eyleme öncelik vermesi gerekiyor:
Dijital inovasyona yatırım yapın: Yapay zeka destekli risk değerlendirmelerine, otomatik sigortacılık süreçlerine ve sorunsuz dijital hasar süreçlerine yatırım yaparak sigorta şirketleri, başarılı Kuzey Amerika uygulamalarını taklit ederek daha hızlı ve kişiselleştirilmiş teminatlar sunabilir.
Bütünsel sağlık odaklı teminatlar sunun: Uzun süreli bakım, kritik hastalıklar ve proaktif sağlık yönetimi gibi alanlara genişleme şarttır. Sigortacılar, kapsamlı Asya ekosistemlerinden ve öncü Avrupa modellerinden ilham almalıdır.
Stratejik ekosistem ortaklıkları kurun: Sigortacılar, entegre sigorta platformları kurmak için sağlık teknolojisi şirketleri, finans kuruluşları ve işverenlerle iş birliği yapmalıdır. Ping An’ın güçlü ekosistemlerine benzer şekilde bu ortaklıklar, tüketici ilgisini ve erişilebilirliğini artırabilir.
Sigortayı günlük etkileşimlerinize entegre edin: Sigorta şirketleri, sigorta tekliflerini bankacılık uygulamaları, sağlık uygulamaları ve e-ticaret gibi yaygın olarak kullanılan dijital platformlara entegre ederek müşteri memnuniyetini artırabilir ve ürün kullanımını artırabilir.
Ön saflardakileri güçlendirin: İletişim ve satış etkinleştirmeye yatırım yapmak da önemlidir. Sigorta şirketlerinin, acentelerini ve brokerlerini, müşterilerle daha alakalı, güvenli ve kişiselleştirilmiş görüşmeler sağlayan dijital rehberlik, müşteri içgörüleri ve yapay zeka destekli “biyonik” danışmanlık sistemleri gibi araçlarla donatması gerekir. Aynı derecede önemli olan, sigorta şirketlerinin etkili eğitime yatırım yapması ve uzun süredir görev yapan satış temsilcilerinin bu yeni yetenekleri işlerine entegre etmelerini aktif olarak desteklemesidir.
