Duvarsız hastane yaklaşımı; hizmet sunumundan ödeme modeline, teknolojiden başta sağlık insangücü olmak üzere her türlü kaynak kullanımına, sürdürülebilirlikten hakkaniyete varıncaya kadar geniş bir etki alanı oluşturuyor. Bu geniş etki alanı, bir ekosistem olarak tanımlanabilir.
Son yıllarda benzeri anlama gelecek çok kavram konuşuluyor. Ama bu ve benzeri kavramları her konuşulduğunda, 2019 yılında okuduğum Frank Kumli’nin “2040’ta Sağlığın Geleceği” adlı makalesini hatırlıyorum. Makale, sağlık tanımı daha da genişleterek, bütünsel olarak zihinsel, sosyal, duygusal, fiziksel, finansal ve ruhsal sağlığı kapsayan genel bir iyilik halini anlatmaktadır. Oysa ki, Dünya Sağlık Örgütü sağlığı; sadece hastalık ve sakatlığın bulunmayışı değil, fiziksel ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik hali olarak tanımlayalı çok yıllar oldu.
Aslında kulağa çok hoş gelen bu tanım, kapsamının çok geniş olduğu için zaman zaman tartışılmaktadır. Hatta bu kadar geniş kapsamlı böyle bir tanımın uygulamasının olamayacağı bu yüzden de teorik kalacağı bile söylenilmektedir.
2040 yılına daha 18 yıl var, bu çok uzun bir süre şeklinde düşünebilirsiniz. Oysa ki, politika belirlemek ve ona uygun planlar yaparak hedefler koymak için çok da uzun bir süre sayılmaz. Dünya Sağlık Örgütü, 2000 yılı “Herkes İçin Sağlık” hedeflerini 1973 yılında belirlemişti. Duvarsız hastane kavramı konuşuldukça, kapsamı genişleyen sağlık tanımının önemi daha fazla anlaşılacaktır.
GENİŞ KAPSAMLA UYUMLULAŞTIRILAN POLİTİKALAR
2040 yılı için bu kadar genişlemiş kapsam hedeflenmesi, doğaldır ki sağlık politikalarını da etkileyen geniş bir müdahale alanı oluşturacaktır. Devletler, sağlıkla ilişkili sektörler ve ilgili paydaşlar, müdahale alanlarına yönelik önceliklerini de sağlık tanımının bu genişleyen kapsamını düşünerek oluşturmalıdır. Sadece sağlık politikaları değil, sosyal ve ekonomik politikalar da bu değişim süreci içinde değerlendirilmelidir. Kamu kadar özel sektör ve akademik alanda da stratejiler ve iş planları, bu yaklaşımla gözden geçirilmelidir.
Politika ve iş planlarının bu yaklaşıma uyumlulaştırılması, duvarsız hastaneyi de içeren değişim sürecinin en önemli bileşeni olarak görülmelidir. Çünkü uyumlulaştırma çabaları; iş yapma biçimlerinin değişmesini, yeni sağlık hizmet sağlayıcıların ortaya çıkmasını, yenilikçi müdahale alanlarının gelişmesini içermelidir. Sağlığı korumada ve hastalıkların tedavisiyle ödeme mekanizmalarında; daha basit ve yalın süreç yönetiminin gündeme gelmesine neden olacaktır.
DUVARSIZ HASTANE DESTEKLEYİCİSİ UYGULAMALAR
Duvarları olmayan hastane yaklaşımını destekleyen hatta teşvik eden bazı uygulamalar da olacaktır. Bunlar arasında; elektronik sağlık kaydı sistemi oluşumu, ödeme modeli değişiklikleri, kişilerin sağlık veya hastalıklarını uzaktan yönetme gibi başlıklar sıralanabilir.
Elektronik sağlık kaydı oluşturma kavramı, hizmet verilen nüfusun sağlığına yönelik klinik veriyi dijital ortamda oluşturma ve paylaşıma açma çabalarını içerir. COVID-19 pandemisi, bu çabaların öneminin daha da fazla anlaşıldığı bir dönemi yaşattı. Tüm ülkeler, beklemedikleri, anlık gelişen pandemi koşullarında, sağlık hizmetlerinin kalitesini azaltmadan erişimini arttırmanın yollarını aradılar. Sağlık alanında digitalizasyonu ve onun sağladığı düzenleyici gücü sağlık yönetiminin her alanında uygulamaya çaba gösterdiler. Sistemlerinin uyumluluğunu, toplumlarının başta kültürel değerleri olmak üzere bu değişime zorunlu olduğu bilinciyle mevzuatlarını güncellediler. Uzaktan takip ve yönetim ile kişisel bilgilerin korunmasını önceliklerine alarak davranma zorunluluğu süreçlerini yaşadılar.
Sağlık hizmetlerinin kişilere ve kurumlara ödeme yöntemlerini gözden geçirdiler. Özellikle son yirmi yılda bir çok ülke, geleneksel yöntemler yerine yenilikçi hizmet sunum ve ödeme modellerini uygulamaya başladı. Ödeyicileri ve hizmet sunucuları daha fazla değer oluşturma için teşvik edici mekanizmalara yönlendirdiler. Tıpkı, sigortacılıktaki risk yönetimi kuralları gibi sonuç odaklı finansman modellerine yöneldiler.
Doğaldır ki bu arada, sağlık hizmetlerinin dijital temelli işletim sistemleriyle birlikte çalışması süreci de yaşandı. Bir benzetme yapmak gerekirse, alfabesinden başlayarak kitabını yazmaya kadar giden eş zamanlı bir dizi eylemi içeriyordu aslında bu süreç. İlgili karar vericiler, kanıta dayalı sonuçları izlediler, değerlendirdiler, karar vermelerinin vaz geçilmezi yaptılar. Gördüler ki, bir yandan sonuçlar iyileşti, bir yandan da maliyet düştü. Sağlık sistemine aynı şikayetle yapılan tekrarlayan başvurular azaldı, hizmete erişim artarken belirlenen anahtar başarı göstergeleri iyileşti. Yalnızca doğumda beklenen yaşam süresi değil, sağlıklı geçirilen yaşam süresi, yaşam kalitesinin artması, engelliliğin azalması gibi başarı göstergeleri de izlenir hale geldi.
“BENİM İSTEDİĞİM YERE GEL” KOMUTU YERİNE “NEREDEYSEN ORAYA GELİRİM” YAKLAŞIMI
Görüleceği gibi, duvarsız hastane yaklaşımı; hizmet sunumundan ödeme modeline, teknolojiden başta sağlık insangücü olmak üzere her türlü kaynak kullanımına, sürdürülebilirlikten hakkaniyete varıncaya kadar geniş bir etki alanı oluşturuyor. Bu geniş etki alanı, bir ekosistem olarak tanımlanabilir. Ekosistem temelinde, sağlık hizmetlerini kullanıcısıyla buluşturma yatıyor. Buluşturma “benim istediğim yere gel” komutu yerine “neredeysen oraya gelirim” yaklaşımı odaklı bir zihinsel dönüşümü beraberinde getirmektedir.
Zihinsel dönüşüm; yapay zeka, nesnelerin interneti, metavers, sensör ve birbiriyle konuşan cihazlar gibi yenilikçi teknoloji araçlarıyla kullanıcıları sağlık hizmetine bağlanıyor. Sonuçta; sağlığın etkililik, hakkaniyet sürdürülebilirlik gibi kavramlarla yönetişimi gerçekleşiyor. Yenilikçi iş modelleri oluşuyor. Taraflar arasında sorumluluk ve rol dağılımı güncelleniyor. Dolayısıyla, sigortacısından hastane yöneticisine, sağlık çalışanından hizmet kullanıcısına sektörün tüm tarafları yeni rollerini biran önce benimsemek durumundadır. Bu düşüncelerle, Sigortacılık Haftasını kutluyorum, sigorta sektörünün duvarsız hastane ile uyumlu hazırlık süreçlerine de başlamasını diliyorum.