spot_img
Cuma, Ağustos 22, 2025

GÜNCEL HABERLER

Kapılar, otomobil hasarlarında ilk sırada

0
Dünya genelinde her yıl yaklaşık 1,2 milyon kişinin ölümüyle sonuçlanan trafik kazalarının önemli bir kısmı yandan çarpmalardan oluşuyor. Avrupa’da kazaların %25’i yandan çarpma sonucu...

Zurich Türkiye’den Kredim ve Sağlığım Güvende Sigortası

0
Zurich Türkiye’nin pazara sunduğu Kredim ve Sağlığım Güvende ürünü ile dünyada ve Türkiye’de ilk kez kredi borcu ve sağlık aynı anda güvence altına alınıyor. (BASIN...

Quick Sigorta’dan Chery araç sahiplerine özel kasko

0
Quick Sigorta, Çin’in önde gelen otomotiv üreticilerinden Chery Türkiye ile gerçekleştirdiği iş birliği kapsamında, Chery marka araç kullanıcılarına yönelik özel bir kasko ürününü hayata...

Neova Sigorta’nın prim üretimi 2025’in ilk yarısında 14,1 milyar TL

0
Neova Sigorta’nın 2025’in ilk yarısında toplam prim üretimi yüzde 50,6 oranında bir artışla, 14.1 milyar TL olarak gerçekleşti. Şirketin aktif büyüklüğü ise 36 milyar...

Garanti BBVA ve Eureko Sigorta’dan Cep Telefonu Ekran Koruma Sigortası

0
Garanti BBVA, Eureko Sigorta güvencesiyle cep telefonlarını olası hasarlara karşı güvence altına alan yeni Cep Telefonu Ekran Koruma Sigortası ürünüyle müşterilerine kolaylık sunuyor. Bu...

Türkiye Sigorta’dan Bursa ve İzmir’e fidan bağışı

0
Türkiye Sigorta, ülkemizin sürdürülebilir geleceğine güvence sunmaya ve yeşil vatanımıza nefes olmaya devam ediyor. Acenteleri ve çalışanları adına Bursa ve İzmir’de yangınlardan etkilenen alanlara...

Quick Sigorta Türkiye’nin dört bir yanında insanlara dokunuyor

0
Maher Holding çatısı altında Quick Sigorta ve Corpus Sigorta’nın öncülüğünde yola çıkan QTruck,  QKaravan ve Quick Routes’u da kapsayan QTeam ekibi uzun bir maratonun...

Anadolu Sigorta’dan Kurtaran Müdahale

0
Anadolu Sigorta’nın Kurtaran Ev Derneği iş birliğiyle hayata geçirdiği taşınabilir klinik Kurtaran Araç, İzmir ve Bursa’daki orman yangınlarında yaralı hayvanlar için seferber oldu. (BASIN BÜLTENİ) İzmir’de 3-9...

AXA Türkiye, AXA İyilik Haftası’nda 3312 saatini iyiliğe ayırdı

0
AXA Grubu’nun faaliyet gösterdiği tüm ülkelerde eş zamanlı olarak düzenlediği AXA İyilik Haftası (AXA Week for Good) kapsamında, AXA Türkiye’nin 935 çalışanı gönüllü olarak...

Anadolu Hayat Emeklilik ‘Aklın Yolu BES’ diyor

0
Anadolu Hayat Emeklilik; Bireysel Emeklilik Sistemi’nin (BES), bireylerin finansal geleceklerini güvence altına alırken, BES yaptıranların altın, gümüş, döviz, hisse senedi gibi farklı yatırım araçlarına...
ManşetDünya ve Türkiye’den hastalık yükü örnekleri

Dünya ve Türkiye’den hastalık yükü örnekleri

Kamu veya özel sağlık sigortası karar vericilerinin, hastalık yükü çalışmalarını dikkate alarak, birlikte yapabilecekleri işbirliği alanlarına yönelmeleri gerekecektir. Sigortacılıkta teşvik mekanizmaları en üst düzeye kadar zorlanarak, bu işbirliği alanları sadece tedavi etmek yerine koruyucu ve sağlığı geliştirici müdahaleleri hedefleyen bir model kurulmasına kadar uzanabilmelidir.

Belirli faktörleri dikkate alarak, hastalık ve sakatlıkların sosyal ve finansal maliyetinin belirlenmesi sürecinin hastalık yükü çalışması olarak bilindiğinden ve bunların kamu ve özel sağlık sigortacılık alanında yol gösterici olabilecek özel araştırmalar olduğundan söz etmiştik. Yol gösterici örnekleri somutlaştırmakta yarar olacaktır.

Hastalık Yükü tahmini; kaç kişinin öldüğü, hangi nedenden öldüğü, ölüm ve/veya hastalık için risk faktörü ile hasta eden nedeni sorgulayan bir çalışmaydı. Hastalık yükünün sigortacılıkla ilişkisinde, sağlık sigortacılığı risk değerlendirmesinde kaybedilen yaşam yılları ve sağlıklı yaşam beklentisi gibi ölçütlerin önem kazandığı vurgulanmaktadır.

İLK AKLA GELEN HASTALIK YÜKÜ KAYNAKLARI

Hastalık yükü çalışmalarında yararlanılabilecek fazlaca kaynak bulunmaktadır. Küresel ölçekte ilk akla gelenler; Bill ve Melinda Gates Vakfının katkıları ile 2007 yılında kurulan Institute for Health Metric and Evaluation University of Washington, Dünya Sağlık Örgütü ve OECD (healthdata.org) olmaktadır. Bu kapsamda son yapılan çalışmalara göre, engelliliğe bağlı kayıpların yaklaşık 20 yıllık karşılaştırmasında, ilk sıralarda daha çok kas ve iskelet sistemi hastalıkları ile ruhsal hastalıklar, nörolojik hastalıklar görülmektedir. Sakatlıklara bakıldığında, dünya ve Türkiye arasında çok büyük farklılıkların olmadığı söylenebilir.

BULAŞICI OLMAYAN HASTALIKLAR VE RİSK FAKTÖRLERİ

Engellilik risk faktörleri incelendiğinde; dünya için en büyük risk faktörünün anne ve çocuk beslenme yetersizlikleri ile hipertansiyonun ilk sıralarda yer aldığı görülmektedir. Türkiye’de risk faktörleri arasında; sigara kullanımı, yüksek vücut kitle endeksi, yüksek tansiyon ve yüksek kan şekeri sıralanmaktadır.

Bulaşıcı olmayan hastalık olarak; kalp damar hastalıkları, kanser, tıkayıcı solunum yolu hastalıkları ve diyabet sayılmaktadır. Türkiye özelinde, bulaşıcı hastalıklar ile anne ve çocuk ölümlerinin azalmasına bağlı olarak, hastalık yükünün artık bulaşıcı olmayan hastalıklara doğru yönlendiğini göstermektedir.

Türkiye’de erkeklerde bulaşıcı olmayan hastalıkların risk faktörleri; tütün kullanımı, yüksek tansiyon ve vücut kitle endeksinin yüksek olması şeklinde sıralanır. Kadınlarda ise, bu  sıralama yüksek vücut kitle endeksi, yüksek kan basıncı ve yüksek kan şekeri olmaktadır. Son verilere göre, küresel hastalık yükü risk faktörleri sıralamasında da; hipertansiyon birinci, sigara ikincidir.

Türkiye’de Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan ‘Kronik Hastalıklar ve Risk Faktörleri Çalışması’ ile 15 yaş ve üzeri toplam 18,477 kişiye ulaşılarak; koroner kalp hastalığı, inme, diyabet, kalp damar hastalıkları kronik hastalık olarak belirlenmiştir. Çalışma bulguları bölgelere göre değişim göstermektedir. Örneğin, Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nde hipertansiyon sıklığı yüzde 16, Batı Marmara’da yüzde 35 olarak saptanmıştır.

Dünya Sağlık Örgütü’nün Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar İzleme Raporu’nda, Türkiye’de bu hastalıklardan ölüm oranı yüzde 89, 70 yaşından önce ölme oranı da yüzde 16 olarak açıklanmıştır.

KADINLARIN 25 YILI SAĞLIKSIZ

TÜİK verilerine göre; Türkiye’de doğuşta beklenen sağlıklı yaşam süresi ortalama 58 yıl kadınlarda 56 yıl olarak hesaplanmış ve özellikle kadınların yaşamlarının ortalama 25 yılını sağlıksız olarak geçirdiği belirlenmiştir. Verilere göre bunların büyük bölümü; yüksek vücut kitle endeksi, yüksek tansiyon ve yüksek kan şekerine bağlıdır. Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Türkiye Hane Halkı Sağlık Araştırması risk faktörlerinin bazı sonuçlarına göre:

  1. Erkeklerin beşte ikisinde (yüzde 43,4) ve kadınların beşte birinde (yüzde 19,7) tütün ürünü kullanımı vardır,
  2. Erkeklerin yüzde 13,1’i alkol tüketmektedir ve bunların yüzde 8,7’si yüksek düzeyde alkol tüketiminde bulunmaktadır,
  3. Türkiye’deki tuz tüketimi günde 9,9 gramdır ve bu rakam Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiğinden yaklaşık iki kat daha fazladır,
  4. Yetişkinlerin neredeyse yarısı (yüzde 43,6), kadınların daha da fazlası (yüzde 53,9), Dünya Sağlık Örgütü’nün fiziksel aktivite önerilerini yerine getirememektedir.

Bu bulgulardan yola çıkan Dünya Sağlık Örgütü uzmanları, Türkiye’nin 4 ana bulaşıcı olmayan hastalık toplam maliyetinin Gayrisafi Yurtiçi Hasılanın yaklaşık yüzde 4’üne karşılık geldiğini hesaplamışlardır. Bu rakamın her geçen yıl artan büyüklüğü yanında, sadece tuz müdahale programlarına 1 TL harcandığında 5 yılda 51, 15 yılda da 88 TL sağlıktan geri kazanıldığı belirtilmektedir. Yine bu bağlamda, tütün kullanımında, 1 TL harcanırsa 5 yılda 2.6, 15 yılda 5 TL sağlıktan geri kazanılacağı gösterilmiştir.

BULAŞICI OLMAYAN HASTALIKLARIN MALİYETİ 69,7 MİLYAR TL

Dünya Sağlık Örgütü uzmanları; 4 ana bulaşıcı olmayan hastalık olarak sıralanan kalp damar hastalıkları, kanser, tıkayıcı solunum yolu hastalıkları ve diyabetin, Türkiye’ye doğrudan maliyetinin 24, 6 milyar TL., dolaylı maliyetinin 45,1 milyar TL., dolayısıyla da toplam yıllık maliyeti 69,7 milyar TL olduğunu öngörmektedir.

Bu veriler, başta sağlıkta politika yapıcılar olmak üzere, hastalık yükünü ve maliyetleri azaltmak için çözümün; sağlık odaklı ve öncelikli hareket edilmesine, çok paydaşlı çalışılmasına, hatta bazen zorunlu yaptırımlarla birlikte ilerlenmesine yoğunlaşmaktadır. Dünya deneyimi, bu işbirliğinin örneklerine odaklanmaktadır.

Sonuç olarak, kamu veya özel sağlık sigortası karar vericilerinin de, hastalık yükü çalışmalarını dikkate alarak, birlikte yapabilecekleri işbirliği alanlarına yönelmeleri gerekecektir. Sigortacılıkta teşvik mekanizmaları en üst düzeye kadar zorlanarak, bu işbirliği alanları sadece tedavi etmek yerine koruyucu ve sağlığı geliştirici müdahaleleri hedefleyen bir model kurulmasına kadar uzanabilmelidir. Böylelikle, yeni üretilecek poliçelerden, hizmete sunulmuş poliçelere kadar tüm ürün yelpazesi için yapılabilecek bu ortak çalışmalar riski daha iyi yönetme gücünü de arttırabilecektir.

İLGİLİ HABERLER