Bu haftaki yazımı, sağlık ve sigortacılık dışında bir konudan seçtim, çünkü yayınlandığı anlamlı günü de dikkate alarak, 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü ve Atatürk Haftası için hazırlamaya gayret ettim. Hatta, hazırladığım taslak çok uzun olunca bazı ülke önde gelen isimlerine ilişkin derlediğim tespitleri de önümüzdeki haftaya ayırmam gerektiğini fark ettim.
Bu haftaki yazımı, sağlık ve sigortacılık dışında bir konudan seçtim, çünkü yayınlandığı anlamlı günü de dikkate alarak, 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü ve Atatürk Haftası için hazırlamaya gayret ettim. Hatta, hazırladığım taslak çok uzun olunca bazı ülke önde gelen isimlerine ilişkin derlediğim tespitleri de önümüzdeki haftaya ayırmam gerektiğini fark ettim.
Öncelikle, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün aramızdan ayrılışının 87. Yıldönümü’nde, 25 Eylül 1924’de Samsun İstiklal Ticaret Okulu’nda öğretmenler için yaptığı konuşmasındaki; “Dünyada her şey için; uygarlık için, hayat için, başarı için en hakiki mürşit ilimdir; fendir” sözünü aktarmayı görev bildim. Kurtarıcı ve Kurucumuz Atatürk’ü rahmet ve minnetle anıyorum, ruhu şad olsun.
Çarpıcı Gerçekler
Yazılı ve görsel medyada zaman zaman karşılaştığınız “Bunları biliyor muydunuz” köşeleri olur. Bugünün özelliğine uygun olarak, yaptığım tarama sonucunda bunlardan bazılarını sıralamak içimden geldi. Eminim sizler de böyle bir tarama yapsanız, kim bilir başka daha nelerle karşılaşırsınız;
Kurtuluş Savaşı’nda rütbe alan bir çok kadın askerlerimiz olduğu, dünya tarihine geçen tek bir üsteğmen olan Kara Fatma’nın 700 erkek, 43 kadından oluşan bir müfreze komutanlığına Atatürk tarafından atandığı,
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra, Atatürk’ün emriyle İstanbul’un adı resmen “İstanbul” olmuş ve “Kostantiniyye, Konstantinopol” gibi isimlerin kullanılması yasaklanmış. 3 Ocak 1929’da, Türkiye Posta Telgraf ve Telefon Genel Müdürlüğü, merkezi İsviçre’nin Bern şehrinde bulunan Uluslararası Posta Telgraf ve Telefon Teşkilatı’na bir mektup yazarak “bundan sonra “Constantinople” yerine “İstanbul” adının kullanılması gerektiğini, aksi takdirde gelen postaların iade edileceğinin” resmen bildirildiği,
30 Ağustos 1922 Yunanistan’ın “Küçük Asya Felaketi” olmuş ama 12 yıl sonra Yunanistan lideri Eleftherios Venizelos, 1934’te savaşın galibi Mustafa Kemal Atatürk’ü Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterdiği,
1935’teki Uzun Yürüyüş öncesinde Şangay Meydanı’nda toplanan binlerce kişiye seslenen Mao’nun ilk sözlerinin “Ben, Çin’in Atatürk’üyüm…” olduğu,
Yunan Başkomutanı Trikopis’in, her 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda Atina’daki Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği’ne giderek, Atatürk`ün resminin önünde saygı duruşunda bulunduğu,
1938’de, General Mc. Arthur’un en zor, en problemli, en buhranlı döneminde, Danışman, Senatör ve Bakanlarından oluşan yüz yirmiden fazla kişiye; “Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal’i görmek için neler vermezdim” dediği,
Fidel Castro, 12 Mayıs 1961’de Havana’da görevli genç Türkiye diplomatı Bilal Şimşir’den Atatürk’ün Büyük Nutuk Kitabı’nı isteyerek ve hatta “Devrimci Mustafa Kemal Atatürk varken, Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyorlar?” dediği,
Che Guevara, 1967’de Bolivya’da yakalanıp öldürüldüğünde sırt çantasından Atatürk’ün Büyük Nutku çıktığı,
Kitaplarını sürekli paylaşan Değerli Dostum Adnan Nur Baykal, Mustafa Kemal Atatürk’ün Liderlik Sırları (Sayfa 257, 33.Baskı, 2022) kitabında şunu anlatır; “8 Temmuz 1919’da Erzurum Kongresi gecesi Atatürk yanındaki Mazhar Müfit Kansu’dan defterine not almasını ister; zaferden sonra hükümet biçimi Cumhuriyet olacak hedefiyle başlayan 5 başlıklı liste yazdırır ve “defterin bu sayfasını kimseye gösterme” der. 1925 yılında sorar “kaçıncı maddeyiz”…
Atatürk’ün dünyada “Başöğretmen” sıfatlı tek lider olduğu,
Mustafa Kemal’in geometri kitabı yazarak; üçgen, açı, dikdörtgen gibi ve 48 tane geometri teriminin (Türkçe) isim babalığını yaptığı,
Norveç’de “Atatürk gibi olmak” diye bir deyim bulunduğu ve ”Atatürk Çiçeği” adının çiçeği bulan Wanderbit Üniversitesi Profesörü Kirk Landın tarafından verilerek dünyada bu isimle üretilip satıldığı,
Bir röportajda “Milletler Cemiyeti’ne üye olmayı düşünüyor musunuz?” sorusuna karşılık, Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’a 1935 yılında “Şartlarımızı koyarız, kabullerine bağlı. Biz müracaat etmeyiz üye olmak için, davet gelirse düşünürüz” talimatı veren Atatürk, 49 üyeli Milletler Cemiyeti (Birleşmiş Miletler) üyeliğine İspanya Temsilcisi’nin; Almanya, Arnavutluk, Avustralya, Avusturya, Britanya İmparatorluğu, Bulgaristan, Çekoslovakya, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Hollanda, Guatemala, İran, İspanya, İsveç, İsviçre, İtalya, Japonya, Kolombiya, Küba, Letonya, Macaristan, Panama, Polonya, Romanya, Yeni Zelanda, Yugoslavya ve Yunanistan adına Türkiye’nin üyelik için davet edilmesi karar tasarısını sunduğu,
1996’da Haiti Cumhurbaşkanının vasiyetinde, mezar taşına yazılmasını istediği metinde; “Bütün ömrüm boyunca Türkiye’nin lideri Mustafa Kemal Atatürk’ü anlamış ve uygulamış olmaktan dolayı mutlu öldüm” yazdırdığı,
2000’de ABD Başkanı Bill Clinton‘ın milenyum mesajında; ”Milenyumun hiç şüphe
yoktur ki; tek devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk’tür. Çünkü o yılın değil asrın lideri olabilmeyi başarmış, tek liderdir” ifadesini kullandığı,
2005’de Amerika’nın en ünlü ekonomistlerinden birisi olan Mr. Johns`un önerisinin “Türkiye ekonomiyle savaşta bir tek Atatürk’ü örnek alsın yeter” olduğu,
Kurtuluştan Kuruluşa Mustafa Kemal Atatürk’ün mücadele azmi ve üstün stratejik yönetim ve liderlik yetenekleri; savaştan barışa, sosyal ve ekonomik kalkınmaya kadar pek çok alanda başlattığı reformlar düşünüldüğünde, bugün küçük ölçekli şirketlerde bile yönetilmesi güçlüklerle dolu bazı dönüşümleri, hem de bir asırdan fazla süre önce, ülke ölçeğinde başarılı şekilde düşünmesi, tasarlaması ve uygulaması üstüne yapılacak ne bir satır yorum, ne de herhangi bir ekleme yapma cüretini mümkün kılmıyor. Bu yüzden sadece bu bilgileri aktarmakla yetiniyorum.
Atatürk liderliğindeki bu büyük dönüşümü, gelecek nesillere aktarmak hepimizin ortak sorumluluğu olmalıdır. Bitirirken Cumhuriyet’e kadar giden yolun önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını tekrar rahmet ve minnetle anıyorum, ruhları şad olsun.
halukozsari@gmail.com / www.halukozsari.com / hozsari@iuc.edu.tr














