Dijital dönüşüm araçlarıyla çok yönlü öğrenme sürecini birleştirebilen sağlık liderleri, hızlı hareket ederek, değişen koşullara ve sanal çalışma ortamlarına daha rahat geçiş sağlıyorlar. Teknolojinin gücü kavranıyor, o güçten yararlanıldığı için yönetilen kurum, bulunduğu yerden hızla ileriye sıçrayabiliyor.
Geçen hafta, Sağlıkta Liderlik ve Digital Dönüşüm başlıklı yazımın son bölümde Dijital Lider özellikleri vurgulanmıştı. Konuyu biraz daha detaylandırmama yönelik çok sayıda istek aldım. Bu nedenle, birey (ve/veya hasta) katılımı ile ilişkili Dijital Liderlik ilişkisini gündeme getireceğim.
KATILIM VE DENEYİM
Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölge Direktörü Hans Kluge, geçtiğimiz hafta kronik hastalıklar olarak bilinen bulaşıcı olmayan hastalıklardan ölümlerin, dünyadaki toplam ölümlerin dörtte üçünü oluşturduğunu açıkladı. Bu sağlık verisi, doğaldır ki katılım ve deneyim kavramını da gündeme taşımaktadır.
Özellikle son yıllarda sağlıkta liderler ekipleriyle birlikte; bir yandan hasta katılım ve deneyimini iyileştirmeye, bir yandan da dijitalleşmenin getirdiği yeni iş modelleri üzerine çalışmaya odaklanıyorlar. Çok yakın gelecekte, sağlıklı ve/veya hasta bireylerle birlikte karar verilecek iş süreçlerinin tanımlanacağı bir dönem yaşanılacağı öngörülüyor. Bireylerin ortaklaşa yönettiği bu süreçler; yapay zeka, sanal gerçeklik, makina öğrenmesi gibi dijitalleşmenin getirdiği araçlarla, daha güvenli ve kişiselleştirilmiş sağlık hizmetlerini de doğal olarak güçlendirecektir.
KRİTİK ADIMLAR
Sağlıkta karar verici liderler, bireyin sağlık ihtiyaçlarına yönelik bu dijital dönüşüm sürecinde, kritik bazı adımları atmak zorundadır. Süreci paydaşlarla birlikte yönetmenin kritik adımları olarak, ilk anda akla gelecek ana başlıklar şöyle sıralanabilir:
- Bireyin sağlık ihtiyacının doğru belirlemesi,
- Yenilikçi sağlık yaklaşımlarını benimseme,
- Kolay ve zamanında ulaşılabilecek sistemler tasarımlama,
- Sağlıkta değer oluşturmaya odaklanma,
- Sürecin doğal sonucu olarak, “Dijital Sağlık Okuryazarlığı” alanında daha hızlı ilerleme,
- Hasta yolculuğunda kişiselleştirmeye ağırlık verme,
- Simülasyonlardan yararlanarak öğrenen organizasyon olma ilkesine yoğunlaşma,
- Sürdürülebilir modelleri önceliğe alma.
Dünya genelinde kamusal karar verici sorumluluğundaki sağlık liderleri, bu başlıklardaki faaliyetlerini; amaçları ile çıkan sonuçlar arasındaki farkları azaltmaya yönlendiriyorlar. Yaptıkları etki analizleri ile dinamik olmaya çaba gösteriyorlar. Tüm bunları yaparken toplumu da bu faaliyetlere ortak etmeyi hedefliyorlar.
Bu açıdan bakıldığında da, başarılı bir dijital dönüşüm süreci isteniyorsa, her şeyden önce yeni bir yol haritası oluşturmak gerekiyor. Yol haritası içeriğinde olmazsa olmaz bazı koşullar olarak;
- Ölçülebilir ve karşılaştırılabilir göstergeler,
- Dijital dönüşüme toplum ve organizasyon düzeyinde hazırlıklı olma,
- Uygun kapasite ve yenilikçi yatırımlara öncelik verme,
- Sürekli iç ve dış paydaş analizleri yapma,
gibi alt başlıklar sayılabilir.
ÇOK YÖNLÜ ÖĞRENME
Dünyada son yıllarda, Dijital Liderlik alanında da çok kullanılan bir öğrenme sürecinin tartışılmaya başlandığı da ayrı bir gerçek olarak ortaya çıkıyor. Süreç, bilinen tek yönlü geleneksel öğrenme yerine giderek çok yönlü öğrenmeyi beraberinde getiriyor. Bu öğrenme türü, aslında; çok taraflı, katılımcı, karşılıklı etkileşime açık, geri bildirimden beslenen bir tarzı temsil ediyor.
Dijital dönüşüm araçlarıyla çok yönlü öğrenme sürecini birleştirebilen sağlık liderleri, hızlı hareket ederek, değişen koşullara ve sanal çalışma ortamlarına daha rahat geçiş sağlıyorlar. Teknolojinin gücü kavranıyor, o güçten yararlanıldığı için yönetilen kurum, bulunduğu yerden hızla ileriye sıçrayabiliyor.
İşte bu nedenle Dijital Liderler, kişi odaklı sağlık hizmetini yenilikçi teknolojiler ile güçlendirmekte daha başarılı oluyorlar. Sürekli değişen sağlık ekosisteminde; bir yandan amacına ulaşmayı (etkililik), bir yandan en uygun girdiyle en fazla çıktıyı elde etmeyi (verimlilik) ve bir yandan da başarıyı hedefliyorlar.
Aslında tüm bu süreç tek bir kelime ile tanımlanmak istenirse, adını uyarlama olarak koymak mümkün olur. Uyarlama sürecinde, belirsizlikleri daha iyi yönetebilen, yeni gelişmelerle ortaya çıkan sektör ihtiyaçlarını karşılayabilen liderler, ekiplerini sadece yönetmez aynı zamanda yönlendirebilirler. Ama tüm bunlar, bir yandan da bütünün parçalarıdır. Çünkü bütün; Dijital Liderlerin süreçlere odaklanarak, değişim yönetimi gerekleriyle, insan merkezli bir yaklaşım oluşturmalarına dayanmaktadır.