spot_img
Perşembe, Eylül 18, 2025

GÜNCEL HABERLER

Türkiye Sigorta’nın hedefi 1 milyon kasko poliçesi

0
Türkiye Sigorta, kasko ürünlerinde hayata geçirdiği yenilikler, güncel hasar süreçleri ve dijitalleşme adımlarını düzenlediği basın buluşmasında paylaştı. AYTAÇ NALLAR Türkiye Sigorta, kasko ürünlerinde hayata geçirdiği yenilikler,...

Özsarı, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Sağlık Bilimleri Fakültesi’ne Vekil Dekan olarak atandı

0
Sigorta Gazetesi yazarı Haluk Özsarı, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Sağlık Bilimleri Fakültesi’ne Vekil Dekan olarak atandı. İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Salih Haluk...

TSB’den TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’na ziyaret

0
Türkiye Sigorta Birliği (TSB), TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nu ziyaret ederek, sigorta sektöründeki son gelişmeleri konuştu. Türkiye Sigorta Birliği (TSB), TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nu ziyaret ederek,...

Quick Art Space’te, “Kısmet Büfesinden Dolaşarak” sergisi

0
Maher Holding’in girişimiyle, Quick Tower bünyesinde Mayıs 2023’te faaliyete geçen Quick Art Space, Nergis Abıyeva’nın küratörlüğündeki dördüncü grup sergisini 26 Eylül-31 Aralık 2025 arasında...

Anadolu Hayat Emeklilik Prim İadeli Hayat Sigortası dijitalde

0
Anadolu Hayat Emeklilik; “Prim İadeli Hayat Sigortası” ürününü AHE Mobil ve AHE Online kanalları üzerinden 15 Eylül’de satışa sundu.  (BASIN BÜLTENİ) Sektörde dijital yetkinliği ile...

HDI Sigorta Sadri Alışık Sinema ve Tiyatro Ödülleri sahiplerini buldu

0
Türk tiyatro ve sinema dünyasının en saygın organizasyonlarından biri olan Sadri Alışık Sinema ve Tiyatro Ödülleri, bu yıl HDI Sigorta’nın isim sponsorluğunda sanatseverlerle buluştu....

Katılım Emeklilik’ten sağlıkta hız çağı

0
Katılım sigortacılığının öncü şirketlerinden Katılım Emeklilik’in markası olan Katılım Sağlık, hizmet kalitesini artırmak amacıyla altyapısını sürekli olarak geliştirmeye devam ediyor. Şirket, yeni nesil teknolojilerle...

DASK Tırı Türkiye turuna devam ediyor

0
Deprem ve Zorunlu Deprem Sigortası farkındalığını artırmak amacıyla yola çıkan DASK Tırı, 5. etap kapsamında Ege, Akdeniz ve İç Anadolu’da 9 şehri ziyaret edecek. (BASIN...

Anadolu Hayat Emeklilik ile okula dönüş heyecanı ikiye katlanıyor

0
Anadolu Hayat Emeklilik, çocuklarının geleceğini Bireysel Emeklilik Sistemi kapsamında bugünden güvence altına almak isteyen aileler için yeni bir kampanya başlattı. 31 Ekim 2025’e kadar...

AXA Türkiye, broker iş ortaklarıyla bir araya geldi

0
AXA Türkiye, broker iş ortaklarını bir araya getirdiği özel buluşmada sigortacılığın geleceğini şekillendirecek stratejik iş birliklerini masaya yatırdı. İstanbul’da Soho House’da gerçekleşen buluşmaya AXA...
Genelİşte, İzmir depreminin değerlendirme raporu

İşte, İzmir depreminin değerlendirme raporu

İTÜ’lü akademisyenler İzmir Depremi’ne ilişkin saha raporunu açıkladı. Rapora göre, müteahhitlik ve yapı denetim sistemlerinin süratle gözden geçirilerek iyileştirilmesi, en ucuz olanın değil, güvenli ve kaliteli hizmetin talep edilmesi gerektiği belirtiliyor. Ayrıca, konut ve işyeri binalarının inşasında yetkin kuruluşların tercih edilmesi, bina kiralamada ve satın alımında sigorta şirketleri ve müşavirlik firmalarının devreye sokularak, bina güvenliğinin sorgulanması gerektiği vurgulanıyor.

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), 30 Ekim 2020 günü saat 14.51’de gerçekleşen ve merkez üssü Ege Denizi’ndeki Sisam Adası’nın 8 km kuzeyi olan depremin ardından, saha çalışmalarına yönelik bir değerlendirme raporu hazırladı.

İzmir’de yaşanan depremin ardından, İTÜ Rektörlüğü’nün görevlendirdiği Prof. Dr. Ali Deniz, Prof. Dr. Ercan Yüksel, Prof. Dr. Oğuz Cem Çelik ve Prof. Dr. Ziyadin Çakır 31.10.2020 ve 01.11.2020 tarihlerinde İzmir’de öninceleme yaparak yapısal hasarların ve göçmelerin nedenlerini yerinde değerlendirdiler. İnceleme sonrasında, İTÜ öğretim üyelerinden Prof. Dr. Cenk Yaltırak, Prof. Dr. Elif Serter, Doç. Dr. Hasan Yıldırım ile Dr. Ahmet Güllü’nün katkılarıyla “30 Ekim 2020, İzmir Depremi Değerlendirme Raporu”nu hazırladılar.

Raporda; bölgede yaşanan depremi derinlemesine ele alan teknik bulguların yanı sıra, binalarda oluşan göçme ve hasarların nedenlerine ilişkin gözlemler, tespitler ve öneriler de yer alıyor.

Sigorta Şirketleri Devreye Sokulmalı

Raporda öne çıkan başlıklar şöyle: Sürekli güncellenen deprem yönetmeliklerimiz her dönemde yeterli olmuştur. Yaşanan sorunların kaynağında çok defa sahadaki üretimin kontrolsüz ve yetersiz olması yatmaktadır. Müteahhitlik ve yapı denetim sistemlerinin süratle gözden geçirilerek iyileştirilmesi; en ucuz olanın değil, güvenli ve kaliteli hizmetin talep edilmesi gerekmektedir. Konut ve işyeri binalarının inşasında yetkin kuruluşların tercih edilmesi; bina kiralamada ve satın alımında sigorta şirketleri ve müşavirlik firmaları devreye sokularak, bina güvenliğinin sorgulanması sağlanmalıdır.

Tasarım, şantiye ve yapı denetim mühendislerinin meslek içi eğitimlerle sürekli güncel tutulması, usta ve kalfalar için uygulamalı eğitim programları düzenlenmesi çok önemlidir.

Sisam Adası’nın kuzeyinde denizde kırılan fay, Bayraklı başta olmak üzere İzmir’de önemli hasarlar oluştururken, şehrin altından veya daha yakınından geçen fayların kırılması çok daha büyük kayıplara neden olabilecektir.

İzmir Depremi’nin Düşündürdükleri

Bu deprem bize bir kez daha göstermiştir ki, bina stokumuzun önemli bölümünün  deprem güvenliği yetersizdir. Özellikle büyük şehirlerde yoğun nüfusun yaşadığı beş-altı katlı “gecekondu apartmanlar” yüksek risk taşımaktadır. Büyük can kayıpları yaşamamak için, ülkemizde ve özellikle megakent İstanbul’da mevcut binaların deprem güvenliklerinin hızlı değerlendirme yöntemleriyle süratle belirlenmesi, ucuz ve kolay uygulanabilir güçlendirme yöntemleri kullanılarak zaman kaybetmeden güçlendirilmesi hayati önem taşımaktadır.

Yaşanan bu depremin olası İstanbul depremiyle doğrudan ilişkisi olmasa da, bu büyüklükteki depremlerle her an karşılaşabileceğimizi unutmamamız ve deprem zararlarının azaltılması çalışmalarını hızlandırmamız gerekmektedir.

Mevcut Binaların Performansı

Raporda, mevcut binaların deprem performansları da değerlendiriliyor. Raporda, bu konuda da şu görüşlere yer veriliyor:

Yapıların deprem etkisindeki güvenlik düzeyi yönetmelikler esas alınarak tasarımda öngörülen yüklere, yapımda gerçekleştirilen malzeme kalitesine, taşıyıcı sistemlerinin kurgusuna, proje ile üretilen yapının uyumuna, bölgenin depremselliğine, temel zemininin özelliklerine ve yapının yaşına çok bağlıdır.

Yapıların güvenlik düzeylerinde zamana bağlı değişiklikler olabilmektedir. Çeşitli zamanlarda ve düzeylerde yapılan olumlu/olumsuz müdahaleler, yönetmeliklerdeki değişiklikler (haritalar, deprem parametreleri, kurallar) ve kullanım farklılıkları genelde güvenlikte (aşırı güvenli yapılar dışında) azalmalara götürür.

Bu bağlamda az katlı ve orta yükseklikteki yapılar ile zamanla kat ilavesi görmüş yapılar en riskli yapı grubunu oluşturmaktadır. İşlev değişiklikleri bina önem katsayısında değişikliklere neden olduğundan, bu kapsamda değerlendirilmesi gereken önemli bir müdahale türü olarak görülmektedir. Örneğin konut olarak inşa edilmiş bir yapının kontrolsüz bir biçimde okul, dersane, yurt, hastane vb. amaçlı kullanımı tasarım aşamasında beklenen yapısal performansta düşüşlere neden olmaktadır.

Güvenlik Düzeyi Kestirilemeyen Pek Çok Yapı Var

Binalarda yapılan kontrolsüz tadilatlar en önemli müdahale türüdür; genelde kat-katlar eklenmesi biçiminde yapılmaktadır. Mevcut yapı stokunun önemli bir bölümünde gerekli önlemler alınmadan 1-3 kata ulaşan kat eklemelerinin olduğu çoğu zaman görülmektedir. Önceki imar afları genelde bu şekilde sonuçlanmıştır. Kat ilaveleri genelde kentlerin izinsiz gelişen bölgelerinde ve eski yerleşim bölgeleri ile merkezi iş alanları da görülmektedir. Düşey yüklerdeki artışa ek olarak deprem yükleri de artmakta, süneklik azalmakta, yapısal güvenlik düşey yüklerde bile sorunlu hale gelmektedir; deprem etkilerinde ise durum daha da olumsuzlaşmaktadır.

İzmir’de ve Türkiye genelindeki mevcut yapı stokunda bu şekilde güvenlik düzeyi kestirilemeyen pek çok yapı vardır.

Rıza Bey Apartmanı, Yağcıoğlu Sitesi ve Karagül Apartmanı

Hasarın yoğunlaştığı Bayraklı ilçesinde Rıza Bey Apartmanı, Yağcıoğlu Sitesi ve Karagül Apartmanı’nda kapsamlı incelemeler yapılmıştır. Bölgedeki yapı stoku genelde 8-9 katlı betonarme iskelet türü, ayrık düzende inşa edilmiş binalardan oluşmaktadır. Az sayıdaki binada toptan göçme olduğu gibi, inceleme alanında benzer özellikteki diğer binalarda yapısal olmayan duvar hasarlarından, ileri yapısal hasar düzeyine kadar olan seviyelerde hasar dağılımı izlenmiştir; kısmi göçmelere de rastlanmıştır. Göçen binaların olduğu bölgelerde daha az katlı (3-5 kat) mühendislik hizmeti görmüş ya da görmemiş binalarda ise bina dışında belirgin bir hasar oluşumu izlenmemiştir. Bunlar arasında çatı arası katı/katları, geçici statüde yapılan, ancak sonrasında kalıcı duruma dönüşen teras katlı yapılar da yer almaktadır.

Hasarların Olası Nedenleri

Yapılan incelemelerde çok katlı betonarme binalarda izlenen hasarların olası nedenleri aşağıda sıralanmıştır. Yapısal göçmeler genelde bu nedenlerden birinin ya da birkaçının birlikte olması sonucu ortaya çıkmaktadır.

  • Yetersiz malzeme özellikleri (betonarme betonu ve çelik donatı).
  • Donatı korozyonu.
  • Düzensiz taşıyıcı sistemler (plan ve kesitte düzensizlikler, burulma).
  • Bitişik düzendeki yapıların çarpışması (çekiçleme etkisi).
  • Sünek olmayan donatı detaylandırması, sargı etkisinin yetersizliği.
  • Kolon-kiriş birleşim bölgelerindeki sorunlar.
  • Yetersiz kesit boyutları.
  • Kısa kolonlar.
  • Kısa kirişler.
  • Yetersiz yatay rijitlik, esnek çerçeveli yapılar.
  • Yumuşak/zayıf katlar.
  • Mimari proje kaynaklı sorunlar.
  • Taşıyıcı olmayan bölme duvarlarının kaldırılması, düşeyde sürekliliklerin bozulması.
  • Yerel zemin koşullarının olumsuz etkisi.

İLGİLİ HABERLER