spot_img
Çarşamba, Nisan 24, 2024

GÜNCEL HABERLER

Quick Sigorta’dan 23 Nisan’a özel “Deprem ve Umut” sergisi

0
Quick Sigorta, Atatürk’ün sadece Türk çocuklarına değil, tüm dünya çocuklarına armağan ettiği ulusal egemenliğimizin sembolü 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı, dünyanın birçok...

Hatay’daki çocuklarla gökyüzünü renklendirdiler

0
Yıkımın en fazla gerçekleştiği Hatay’daki konteyner kentlerde yaşayan çocuklarla buluşan RS Otomotiv Grubu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı uçurtma şenliğiyle kutladı.  (BASIN BÜLTENİ)...

Türkiye Sigorta’nın ‘Sağlık’ reklam filmi yayında

0
Türkiye Sigorta'nın “Sağlık” temalı yeni reklam filmi yayına girdi. “Eğer koskoca bir ülkenin adını taşıyorsan, sorumluluğun büyük. Hele ki mesele sağlıksa…” mesajıyla başlayan reklam...

HDI Sigorta’dan staj desteği

0
HDI Sigorta, sosyal sorumluluk bilinciyle öğrencilere destek oluyor. Şirket, kuruluş tarihi itibarıyla 2024 yılı içerisinde kıdem yılını dolduran ve dolduracak olan acenteleri adına Türk...

TARSİM, Özbekistan heyeti ile bir araya geldi

0
TARSİM Yönetim Kurulu Üyesi ve Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi Genel Müdürü Bekir Engürülü, Genel Müdür Yardımcısı Ertuğrul Çelik, Hayvan Hayat Sigortaları Grup Müdürü Orhan...

Quick Sigorta Süper Yatarak Tedavi dönemini başlattı

0
Quick Sigorta, tamamlayıcı sağlık sigortası ailesine bir ürün daha ekledi. Süper Yatarak Tedavi ürünü sabit fiyat özelliği ve ücretsiz ek sağlık hizmetleriyle sağlıkta konforu...

Quick Sigorta’dan KASIDER’e destek

0
KASIDER & Kadın Sigortacılar Derneği'nin Quick Sigorta desteğiyle düzenlediği Yangın Sigortalarında Etkin Hasar Yönetimi Eğitim Serisi, 17 Nisan 2024 Quick Tower ev sahipliğinde gerçekleşti. (BASIN...

‘35 bin hasarı yapay zekayla proses ettik’

0
Hepiyi Sigorta Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Kamil Dilek, “İş süreçlerimizin büyük bir bölümünü ya da manuel yaptığımız proseslerin tamamını artık dijital yakalı robotlara...

AXA Türkiye büyüme hedeflerini açıkladı

0
AXA Türkiye, 2024 sürdürülebilir gelişim ve büyüme hedeflerini acenteleriyle paylaşmak üzere 8 bölgesine bağlı 9 ili kapsayan turuna “Farklıyız, Fark Yaratmakta Kararlıyız” mottosuyla başladı. (BASIN...

Türkiye Sigorta ilk çeyrekte yüzde 131 büyüdü

0
Türkiye Sigorta; 1 Ocak-31 Mart 2024 döneminde toplam prim üretimini bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 131 artırarak; 28.2 milyar TL’ye ulaştırdı. (BASIN BÜLTENİ) Türkiye...
Genelİşte, İzmir depreminin değerlendirme raporu

İşte, İzmir depreminin değerlendirme raporu

İTÜ’lü akademisyenler İzmir Depremi’ne ilişkin saha raporunu açıkladı. Rapora göre, müteahhitlik ve yapı denetim sistemlerinin süratle gözden geçirilerek iyileştirilmesi, en ucuz olanın değil, güvenli ve kaliteli hizmetin talep edilmesi gerektiği belirtiliyor. Ayrıca, konut ve işyeri binalarının inşasında yetkin kuruluşların tercih edilmesi, bina kiralamada ve satın alımında sigorta şirketleri ve müşavirlik firmalarının devreye sokularak, bina güvenliğinin sorgulanması gerektiği vurgulanıyor.

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), 30 Ekim 2020 günü saat 14.51’de gerçekleşen ve merkez üssü Ege Denizi’ndeki Sisam Adası’nın 8 km kuzeyi olan depremin ardından, saha çalışmalarına yönelik bir değerlendirme raporu hazırladı.

İzmir’de yaşanan depremin ardından, İTÜ Rektörlüğü’nün görevlendirdiği Prof. Dr. Ali Deniz, Prof. Dr. Ercan Yüksel, Prof. Dr. Oğuz Cem Çelik ve Prof. Dr. Ziyadin Çakır 31.10.2020 ve 01.11.2020 tarihlerinde İzmir’de öninceleme yaparak yapısal hasarların ve göçmelerin nedenlerini yerinde değerlendirdiler. İnceleme sonrasında, İTÜ öğretim üyelerinden Prof. Dr. Cenk Yaltırak, Prof. Dr. Elif Serter, Doç. Dr. Hasan Yıldırım ile Dr. Ahmet Güllü’nün katkılarıyla “30 Ekim 2020, İzmir Depremi Değerlendirme Raporu”nu hazırladılar.

Raporda; bölgede yaşanan depremi derinlemesine ele alan teknik bulguların yanı sıra, binalarda oluşan göçme ve hasarların nedenlerine ilişkin gözlemler, tespitler ve öneriler de yer alıyor.

Sigorta Şirketleri Devreye Sokulmalı

Raporda öne çıkan başlıklar şöyle: Sürekli güncellenen deprem yönetmeliklerimiz her dönemde yeterli olmuştur. Yaşanan sorunların kaynağında çok defa sahadaki üretimin kontrolsüz ve yetersiz olması yatmaktadır. Müteahhitlik ve yapı denetim sistemlerinin süratle gözden geçirilerek iyileştirilmesi; en ucuz olanın değil, güvenli ve kaliteli hizmetin talep edilmesi gerekmektedir. Konut ve işyeri binalarının inşasında yetkin kuruluşların tercih edilmesi; bina kiralamada ve satın alımında sigorta şirketleri ve müşavirlik firmaları devreye sokularak, bina güvenliğinin sorgulanması sağlanmalıdır.

Tasarım, şantiye ve yapı denetim mühendislerinin meslek içi eğitimlerle sürekli güncel tutulması, usta ve kalfalar için uygulamalı eğitim programları düzenlenmesi çok önemlidir.

Sisam Adası’nın kuzeyinde denizde kırılan fay, Bayraklı başta olmak üzere İzmir’de önemli hasarlar oluştururken, şehrin altından veya daha yakınından geçen fayların kırılması çok daha büyük kayıplara neden olabilecektir.

İzmir Depremi’nin Düşündürdükleri

Bu deprem bize bir kez daha göstermiştir ki, bina stokumuzun önemli bölümünün  deprem güvenliği yetersizdir. Özellikle büyük şehirlerde yoğun nüfusun yaşadığı beş-altı katlı “gecekondu apartmanlar” yüksek risk taşımaktadır. Büyük can kayıpları yaşamamak için, ülkemizde ve özellikle megakent İstanbul’da mevcut binaların deprem güvenliklerinin hızlı değerlendirme yöntemleriyle süratle belirlenmesi, ucuz ve kolay uygulanabilir güçlendirme yöntemleri kullanılarak zaman kaybetmeden güçlendirilmesi hayati önem taşımaktadır.

Yaşanan bu depremin olası İstanbul depremiyle doğrudan ilişkisi olmasa da, bu büyüklükteki depremlerle her an karşılaşabileceğimizi unutmamamız ve deprem zararlarının azaltılması çalışmalarını hızlandırmamız gerekmektedir.

Mevcut Binaların Performansı

Raporda, mevcut binaların deprem performansları da değerlendiriliyor. Raporda, bu konuda da şu görüşlere yer veriliyor:

Yapıların deprem etkisindeki güvenlik düzeyi yönetmelikler esas alınarak tasarımda öngörülen yüklere, yapımda gerçekleştirilen malzeme kalitesine, taşıyıcı sistemlerinin kurgusuna, proje ile üretilen yapının uyumuna, bölgenin depremselliğine, temel zemininin özelliklerine ve yapının yaşına çok bağlıdır.

Yapıların güvenlik düzeylerinde zamana bağlı değişiklikler olabilmektedir. Çeşitli zamanlarda ve düzeylerde yapılan olumlu/olumsuz müdahaleler, yönetmeliklerdeki değişiklikler (haritalar, deprem parametreleri, kurallar) ve kullanım farklılıkları genelde güvenlikte (aşırı güvenli yapılar dışında) azalmalara götürür.

Bu bağlamda az katlı ve orta yükseklikteki yapılar ile zamanla kat ilavesi görmüş yapılar en riskli yapı grubunu oluşturmaktadır. İşlev değişiklikleri bina önem katsayısında değişikliklere neden olduğundan, bu kapsamda değerlendirilmesi gereken önemli bir müdahale türü olarak görülmektedir. Örneğin konut olarak inşa edilmiş bir yapının kontrolsüz bir biçimde okul, dersane, yurt, hastane vb. amaçlı kullanımı tasarım aşamasında beklenen yapısal performansta düşüşlere neden olmaktadır.

Güvenlik Düzeyi Kestirilemeyen Pek Çok Yapı Var

Binalarda yapılan kontrolsüz tadilatlar en önemli müdahale türüdür; genelde kat-katlar eklenmesi biçiminde yapılmaktadır. Mevcut yapı stokunun önemli bir bölümünde gerekli önlemler alınmadan 1-3 kata ulaşan kat eklemelerinin olduğu çoğu zaman görülmektedir. Önceki imar afları genelde bu şekilde sonuçlanmıştır. Kat ilaveleri genelde kentlerin izinsiz gelişen bölgelerinde ve eski yerleşim bölgeleri ile merkezi iş alanları da görülmektedir. Düşey yüklerdeki artışa ek olarak deprem yükleri de artmakta, süneklik azalmakta, yapısal güvenlik düşey yüklerde bile sorunlu hale gelmektedir; deprem etkilerinde ise durum daha da olumsuzlaşmaktadır.

İzmir’de ve Türkiye genelindeki mevcut yapı stokunda bu şekilde güvenlik düzeyi kestirilemeyen pek çok yapı vardır.

Rıza Bey Apartmanı, Yağcıoğlu Sitesi ve Karagül Apartmanı

Hasarın yoğunlaştığı Bayraklı ilçesinde Rıza Bey Apartmanı, Yağcıoğlu Sitesi ve Karagül Apartmanı’nda kapsamlı incelemeler yapılmıştır. Bölgedeki yapı stoku genelde 8-9 katlı betonarme iskelet türü, ayrık düzende inşa edilmiş binalardan oluşmaktadır. Az sayıdaki binada toptan göçme olduğu gibi, inceleme alanında benzer özellikteki diğer binalarda yapısal olmayan duvar hasarlarından, ileri yapısal hasar düzeyine kadar olan seviyelerde hasar dağılımı izlenmiştir; kısmi göçmelere de rastlanmıştır. Göçen binaların olduğu bölgelerde daha az katlı (3-5 kat) mühendislik hizmeti görmüş ya da görmemiş binalarda ise bina dışında belirgin bir hasar oluşumu izlenmemiştir. Bunlar arasında çatı arası katı/katları, geçici statüde yapılan, ancak sonrasında kalıcı duruma dönüşen teras katlı yapılar da yer almaktadır.

Hasarların Olası Nedenleri

Yapılan incelemelerde çok katlı betonarme binalarda izlenen hasarların olası nedenleri aşağıda sıralanmıştır. Yapısal göçmeler genelde bu nedenlerden birinin ya da birkaçının birlikte olması sonucu ortaya çıkmaktadır.

  • Yetersiz malzeme özellikleri (betonarme betonu ve çelik donatı).
  • Donatı korozyonu.
  • Düzensiz taşıyıcı sistemler (plan ve kesitte düzensizlikler, burulma).
  • Bitişik düzendeki yapıların çarpışması (çekiçleme etkisi).
  • Sünek olmayan donatı detaylandırması, sargı etkisinin yetersizliği.
  • Kolon-kiriş birleşim bölgelerindeki sorunlar.
  • Yetersiz kesit boyutları.
  • Kısa kolonlar.
  • Kısa kirişler.
  • Yetersiz yatay rijitlik, esnek çerçeveli yapılar.
  • Yumuşak/zayıf katlar.
  • Mimari proje kaynaklı sorunlar.
  • Taşıyıcı olmayan bölme duvarlarının kaldırılması, düşeyde sürekliliklerin bozulması.
  • Yerel zemin koşullarının olumsuz etkisi.

İLGİLİ HABERLER