Ülkemizde henüz yasal bir düzenleme olmadığı için işçinin aşıya zorlanamayacağı açıktır. İşçi aşı olup olmayacağına kendi özgür iradesiyle karar vermelidir. İşçinin aşı olmayı reddetmesi iş akdinin haklı olarak feshedilmesine gerekçe olamayacağı kanaatindeyiz.
Tüm dünyayı etkisi altına alan kovid-19 virüsü ölümcül olmasının yanı sıra çok hızlı yayılması sebebiyle kitlesel sağlığa karşı büyük bir tehlike teşkil etmektedir. Bu salgınla mücadele kapsamında uzmanların ve Dünya Sağlık Örgütü’nün görüşleri; maske kullanımı, sosyal mesafe ve aşının salgının şiddetini azaltabileceği yönündedir.
Güncel olarak kovid-19 virüsüne karşı geliştirilen, Dünya Sağlık Örgütü tarafından acil kullanım açısından onaylanmış aşılar bulunmaktadır. Aşıların geliştirilmesi ise her geçen gün farklı tartışmaların başlamasına sebep olmuştur. Bu tartışmalardan bir tanesi de işverenin işçiyi aşıya zorlayıp zorlayamayacağıdır.
Umumi Hıfzıssıhha Kanunu Ne Diyor?
1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 57. maddesinde sayılan hastalıklardan; kolera, veba bübon veya zatürree şekli, lekeli humma, karahumma, çiçek, difteri, beyin humması, uyku hastalığı, dizanteri, kızıl, şarbon, kızamık, cüzam ve malta humması gibi hastalıklardan biri ortaya çıkmışsa; yine aynı kanunun 72. maddesi uyarınca hastalığa maruz kalanlara ya da hasta olanlara aşı yapılması veya serum verilmesi uygun görülmektedir.
Fakat ilgili kanunun yürürlüğü girdiği tarihte kovid-19 salgını olmadığından 57. maddede sayılan hastalıklar arasında kovid-19 virüsü yer almamaktadır. Anayasamızın 17/2 maddesi uyarınca; tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz.
Anayasa’ya Aykırılık Teşkil Eder
Bu durumda 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’na göre düzenlenmeyen bir hastalık üzerinde aşı zorunluluğu söz konusu olamaz, olması hali de Anayasaya aykırılık teşkil eder.
Bunun nedeni Anayasa’nın 13. maddesi uyarınca, ‘temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması, hakkın özüne dokunulmadan, ölçülülük ve demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun bir şekilde ancak kanunla olabilir’ ilkesine dayanmaktadır.
İşveren ise kendi işyeri sınırları içerisinde bazı önlemler alabilir fakat bu önlemler işçinin Anayasal bir hakkı olan kişinin vücut bütünlüğü ve dokunulmazlığını ihlal edemez. Diğer bir deyişle işveren işçiyi aşı olması yönünde zorlayamaz ve haklı fesih sebebi olarak gösteremez.
İşçinin Aşı Olmayı Reddetmesi
Ancak belirtmek gerekir ki, işverenin en önemli ödevlerinden bir tanesi de tüm çalışanların güvenli ve sağlıklı bir ortamda çalışmasını sağlamaktır. İşçinin aşı olmayı reddetmesinin haklı feshe dayandırabilmesi için işçinin aşı olmamasının çalıştığı ortamdaki mesai arkadaşlarını veya müşterilerin hayatını tehlikeye atması gerekçe olarak gösterilebilir. Bu durumda her somut olaya aynı çerçeveden bakmak olanaksız olduğu için her somut olay kendi içerisinde incelenmelidir.
Aşının zorunluluğu konusunda başka bir görüş olarak da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin salgın hastalıklar karşısında zorunlu aşının kamu sağlığının korunması amacıyla meşrulaştırılması gösterilebilir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Gündeminde
Çekya’da çocuklarına salgın hastalıklardan korunması için aşı vurulmasına karşı çıkan bazı aileler Çekya yerel mahkemelerinde istedikleri sonucu alamadıkları için konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıdılar. Yaptıkları başvuruda aileler Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 8. maddesindeki aile ve özel yaşama saygı ilkesinin ihlal edildiğini, aşı olmayan çocukların anaokullarına alınmamasının insan hakları ihlali olduğunu savundular.
Somut olaydaki gerekçeli kararda Çekya’da belirlenen dokuz hastalığa karşı çocukların aşılanmasının toplum sağlığı açısından gerekli olduğu ve yasal bir zorunluluk olduğu belirtildi. 17 yargıçtan 16’sı başvuruları reddedilmesi yönünde görüş bildirirken bir yargıç ise kabul yolunu uygun gördü. Bu karardan yola çıkarak aşının toplum sağlığını güvence altına almak adına zorunluluğa tabi tutulması söz konusu olabilir.
Yasal Düzenleme Yok
Sonuç olarak ülkemizde konu hakkında henüz bir yasal bir düzenleme olmadığı için işçinin aşıya zorlanamayacağı açıktır. İşçi aşı olup olmayacağına kendi özgür iradesiyle karar vermelidir. İşçinin aşı olmayı reddetmesi iş akdinin haklı olarak feshedilmesine gerekçe olamayacağı kanaatindeyiz.
Yukarıda belirtildiği gibi iş akdinin haklı feshine gerekçe oluşturulabilmesi için somut olayın şartlarının incelenmesi gerekir. İşverenin işçiyi aşı olması konusunda zorunlu tutması ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği karar örneğindeki gibi yasal bir düzenlemeyle mümkün olabilir.
Tarafımca, güncel olarak yasal bir düzenleme olmadığı göz önünde bulundurulursa en insancıl çözüm işin uzmanları (doktorlar, bilim insanları vs.) tarafından işçiye verilecek olan eğitimlerle aşının bireysel ve toplumsal sağlığını korumadaki rolünün aktarılmasıdır. Buna karşın çalışan hala aşı olmak istemiyorsa ve konu hakkında yasal bir düzenleme de getirilmedi ise iş akdinin feshi son çare ilkesine göre belirlenmelidir.