Son birkaç yıldır, sektörün taraflarının birlikte olduğu her toplantıda, kişisel verilerin korunması konusu gündeme geliyor. Hatta, toplantılardan birinde, kasko ile benzerlik oluşturulan örnekler verildiğine bile tanık olmuştum. Bir sigorta şirketi yetkilisi, “arabanın marka modelini bilmeden kasko yapma” benzetmesi ile örneklemişti. Bu kadar önemli bir konuda bir şey yapılmıyor mu? Evet, yapılıyor. Bugün size bu yapılanlardan söz edeceğim.
Son veriler, dünya sigorta sektöründe Türkiye’nin yerinin ekonomik büyüklüğü ile paralel olmadığını gösteriyor. Sigortacılıkta neredeyse iki kat daha aşağıda yer alıyoruz, 38’inci sıradayız. Hatta, toplam sigorta primin Gayrisafi Yurtiçi Hasıla içindeki payında bu oran 3 kattan da fazla; yüzde 7,4’e, yüzde 2,2. Özel emeklilik fonlarında ise bu oran 429 katından bile fazla. OECD ülkelerinde özel emeklilik fonlarının Gayrisafi Yurtiçi Hasıla içindeki payı yüzde 145,9, Türkiye’de yüzde 3,4.
Sigortacılık sektörünün yaygınlaşması için birçok hedef sıralanmaktadır. Özellikle sağlık sigortacılığını yakından ilgilendirdiği için kişisel verilerin korunması konusunu gündeme getirmek istiyorum. Konunun uzmanları ısrarla, Türkiye’deki kişisel verilerin korunması kurallarının özellikle sağlık alanında çok katı uygulandığını kabul ediyorlar. Aynı uzmanlar, kendi şifresini kötü niyetlilerin kopyalaması (!) dışında, sağlık verileriyle ilgili Türkiye’de bir yanlışlık yaşanmadığını da belirtiyorlar.
ÖZEL SAĞLIK SİGORTALARI
Son birkaç yıldır, sektörün taraflarının birlikte olduğu her toplantıda, kişisel verilerin korunması konusu gündeme geliyor. Hatta, toplantılardan birinde, kasko ile benzerlik oluşturulan örnekler verildiğine bile tanık olmuştum. Bir sigorta şirketi yetkilisi, “arabanın marka modelini bilmeden kasko yapma” benzetmesi ile örneklemişti. Bu kadar önemli bir konuda bir şey yapılmıyor mu? Evet, yapılıyor. Bugün size bu yapılanlardan söz edeceğim.
Son aylarda, bu konuda oldukça hızlanan bir süreci yaşadık. Yazışmalar sonrası; üst düzey teknik yetkililerle, Türkiye Sigorta Birliği yetkilileri Ankara’da bir araya geldiler. Sadece tamamlayıcı sağlık sigortacılığında değil, özel sağlık sigortacılığın tamamında kişisel verilerin korunması konusunda neler yapılabileceğini tartıştılar. Bir protokol imzalandı, sigortacılıkla ilgili yasal süreçler tamamlandı. Artık sanıyorum, son aşamaya gelindi.
O aşama da tamamlandığında, uzmanlarının söylediği “Türkiye’deki kişisel verilerin korunması kurallarının özellikle sağlık alanında çok katı olduğu” tespit geçmişte kalmış olacak. Çünkü geçmişte kalacak bu tespit için emek verenlerin bir kez daha devreye girdiğini ben de yaşadım. Tıpkı, Şubat 2022’de yayımlanan Uzaktan Sağlık Hizmetlerinin Sunumu Hakkında Yönetmeliğin tüm aşamalarını ilgili paydaşlarıyla şeffaf paylaşımında olduğu gibi…
YASA HAZIRLIKLARINDA SONA GELİNDİ
Bu arada, kişisel verilerin korunması ile ilgili yasa hazırlıklarının da son aşamaya geldiği aktarılıyor. Böyle bir yasal düzenlemenin, bilgiyi yönetmenin her türlü aracının en fazla kullanılabileceği fırsatlar da doğuracağı unutulmamalıdır. Yapay zeka ve makine öğrenmesinin de desteğiyle bu fırsatlardan genelde sigortacılık özelde de sağlık sigortacılığı çok daha fazla yararlanacaktır.
Daha doğru simülasyonlarla, daha gerçekçi aktüeryal hesaplamalara ulaşacaklar. Böylelikle şirketler ve sektör için sürdürülebilir dengelere kavuşma süresi daha da kısalacaktır. Zaten, önümüzdeki hafta, global anlamda sürdürülebilirlik ve sigortacılık ilişkisini yazmayı planlıyorum.
Geçenlerde Yeni Dünya Performans Kriterlerine ilişkin bir yazı okumuştum. Yazının ana fikri “çeviklik” kavramıydı. Çeviklik, en basit ifadesiyle hızlı olma yeteneği olarak tanımlanabilir. Çevikliğin, doğal olarak, bireysel ve kurumsal anlamda farklılıkları vardır. Yönetim açısından kurumsal çeviklik başlığı daha öne çıkmaktadır. Kuruluşların hızlarını yitirmeksizin, yaşanan değişikliklere vizyonlarıyla uyumlu, hızlı karşılık verme nitelikleri olarak belirtilir.
Aslında, yaşanan değişiklikler iç veya dış ortamlarından kaynaklanabilir. Önemli olan hangi ortamdan kaynaklanırsa kaynaklansın, dinamizmi koruyabilmektir. Yazıda, çeviklik kavramı; zihinsel çeviklik, değişimde çeviklik, insan ilişkilerinde çeviklik, sonuç yaratmada çeviklik, çevik organizasyon yapıları ve algoritmik düşünme başlıkları altında açıklanmıştı.
SAĞLIK SİGORTACILIĞINI YENİDEN DÜZENLEMEK MÜMKÜN
Sağlık sigortacılığını da yeni dünyanın bu performans kriterlerine göre yeniden düzenlemek mümkündür. Bunu sadece sektör hatta şirket içi politikalarla değil, dış faktörlerle birlikte değerlendirmek gerekir. Dış faktör bazen sektörün veya şirketin doğrudan katkı sağlayamayacağı bir alan gibi görünebilir. Oysa ki, sektör gelişimi ve ilerlemesi için, belki de katkı sağlanamayacak alanlara müdahale etmek, daha da kalıcı sonuçlar doğurabilir.
İşte kişisel verilerin korunması sürecinde, kamusal karar vericilerle birlikte geri bildirim sağlayan Türkiye Sigorta Birliği, önemli bir katkıyı gerçekleştirmiş olmaktadır. Politika yapıcıların, uygulayıcılarla oluşturduğu bu katkı, sinerjiye yol açmaktadır. Sigorta şirketlerinin çevikliği ile birleşince tüm bu katkı adımlarının, ne kadar kısa sürede ve ne kadar kalıcı olarak atılabileceği de bir kez daha kanıtlanmış olacaktır. Kanıtlanan örnek sayısını arttırmalıyız. Dünya sigorta sektöründe Türkiye’nin yerinin ekonomik büyüklüğü ile paralel olacağı günlere kadar arttırmalıyız. Hatta toplam sigorta primin Gayrisafi Yurtiçi Hasıla içindeki payındaki oranı tersine çevirinceye kadar…