Afet ve risk yönetimi uzmanı Erdem Ergin, depremler sonrası afet yönetimi konusunda açıklamalar yaparak, gözlemlerini paylaştı. Ergin, afetlere hazırlık açısından tüm şirketlerin yasalara uygun iş hazırlıkları olduğunu, ancak bunların kriz anında eyleme dönüşmediğini söyledi. Ergin, afet sonrası yeniden normale dönülecek söyleminin ise yanılgı olduğunu kaydetti.
Business Resilience 360 Kurucu Ortağı, afet ve risk yönetimi uzmanı Erdem Ergin, afetlere hazırlık açısından tüm şirketlerin yasalara uygun olarak iş sağlığı, güvenliği planları ve hazırlıkları olduğunu, ancak bunların kriz anında eyleme dönüşmediğini söyledi. Ergin, depremler sonrası afet yönetimi konusunda açıklamalar yaptı.
Erdem, gerek kamu gerekse de özel sektörde acil durum eylem planlarının uygulamasında sorunlar olduğunu belirterek, “Çalışanlara ve yöneticilere hep şu soruyu soruyoruz: Acil durum planınız var, biliyoruz, çünkü yasal zorunluluk. Bu planı okudunuz mu, gördünüz mü? Yüzde 5 ila 10 arasında buna evet cevabı veriliyor. Acil durum planı kurumsal bir araç olarak görülüyor ama davranış olarak, temel beceri olarak görülmüyor” dedi.
AFET ANINDA BU 3’LÜYE DİKKAT!
Afetlerde ilk 72 saatin önemine dikkat çeken Erdem, öncelikleri; tahliye mekanizmaları, ardından aile birleşimi, sonra da temel ihtiyaçların karşılanması olarak sıraladı. Afet sırasında, karmaşanın en yüksek olduğu dönemde alınacak aksiyonların can güvenli, aile birleşimi ve temel ihtiyaçların karşılanması şeklinde olduğunu ifade eden Erdem, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ama bir de afet öncesi var. Afet öncesinde görmek istediğimiz; binaların risk analizleri, imar planları, binaların güçlendirilmesi ve daha sonra tatbikatlar yaparak halkın ve kurumların afete hazırlıklı olması. Bir de afet sonrası, tekrardan normale dönülmesi gibi bir yanılgı var. Hayır, krizden sonra toparlanmaya gideriz. Örneğin, düştük, kolumuzu kırdık, kolumuz alçıya alındı, krizi idare ettik. Kolumuz alçıdan çıkınca normal işlevine dönmüyor, rehabilitasyon gerekiyor ki, tekrardan işlevini kazansın. Bu da uzun bir süre olabiliyor. O kol bazı durumlarda eski işlevine, normale dönebilir, bazı durumlarda da dönemez. O zaman da yeni bir normal inşa etmek gerekir.”
KRİZ ANINDA ZAMAN ÇİZELGESİ BELLİDİR
Erdem Ergin, afette kamunun görevinin vatandaşın can güvenliği sağlamak, şirketlerin de kendi sorumlulukları çerçevesinde inisiyatif alarak iş sürekliliğini sağlamak olduğuna dikkat çekerek, “Şirketler yasal zorunluluk içinde hareket etmezler. Kriz anında belirsizlik oluşuyor ve bu belirsizlik içinde karar almak zorlaşıyor. Oysa kriz döneminde bir zaman çizelgesi vardır ve o, bellidir. Hangi kararların alınması gerektiği bellidir. Bunları doğaçlamaya bıraktığınızda stres oluşur, kaygı oluşur hem de yanlış hareket etme ve o süreci uzatma ihtimali oluşur. İş sürekliliği planının amacı bu zaman çizelgesini önceden belirleyip, kriz anında uygulamaktır” şeklinde konuştu.