Merkez Bankası’nın açıkladığı 2025 Ocak Enflasyon Raporu’nda hane halkının varlıklarına detaylı yer verildi. Enflasyon raporunda, 2024 yılının üçüncü çeyreği itibarıyla, hanehalkının finansal varlık stokunun 505 milyar doları, kiradaki konut varlıklarının değerinin 701 milyar doları ve yastık altı altın birikimlerinin tahmini değerinin ise 311 milyar ABD dolar olduğu vurgulandı.
Hanehalkının yastık altı altın birikimlerinin tahmini değeri 311 milyar dolar. Merkez Bankası’nın açıkladığı 2025 Ocak Enflasyon Raporu’nda hane halkının varlıklarına detaylı yer verildi. Raporda, hanehalkının finansal varlık ve yükümlülüklerinin Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’ya (GSYH) oranı, seçilmiş OECD ülkelerine kıyasla oldukça düşük. Bunun başlıca nedeni, hanehalkının geleneksel olarak fiziki altın ve konut gibi finansal olmayan varlıklara yöneliminin Türkiye’de yüksek olması.
Enflasyon raporunda, 2024 yılının üçüncü çeyreği itibarıyla, hanehalkının finansal varlık stokunun 505 milyar doları, kiradaki konut varlıklarının değerinin 701 milyar doları ve yastık altı altın birikimlerinin tahmini değerinin ise 311 milyar dolar olduğu vurgulandı. Hanehalkının yatırımları içinde finansal olmayan araçların payının daha yüksek oluşunun, para politikasının hanehalkı tüketim eğilimi üzerine etkisini geciktiren bir unsur olarak öne çıktığına da dikkat çekildi.
EN YÜKSEK DEĞER ARTIŞI KİRADA
Türkiye’de hanehalkının varlıkları içinde fiziki altın ve kiradaki konutların finansal varlıklardan daha yüksek paya sahip olduğunun belirtildiği raporda, şu tespitler yapıldı:
“Fiziki varlık tutan hanehalkının bu varlıklarının stok değerinde 2021-2024 arasında kur ve fiyat hareketleri kaynaklı olarak belirgin artış yaşanmıştır. Kalem bazında bakıldığında hanehalkı varlığındaki en yüksek değer artışı kiradaki konutlardan gelirken onu yastık altı altın izlemektedir. Finansal varlıklar ise bu dönemde pozitif ancak nispeten daha düşük seviyede değerleme sağlamış durumdadır. Hanehalkı varlıklarının stok değerinde gözlenen toplam değerlemenin, varlık etkisi kanalı ile harcamaları artırarak talepte sıkılaşma kaynaklı yavaşlamanın geç gerçekleşmesinde, yani talebin dirençli olmasında etkili olduğu değerlendirilmektedir.”