AXA CEO’su Yavuz Ölken, Türk sigorta endüstrisinin depremde büyük bir sınav verdiğini ancak geleceğe hazırlık anlamında alınacak çok dersler olduğunu belirterek, “Tüm kesimler şu soruyu sormalı, geleceğe hazır mıyız?” dedi.
Editör: AYTAÇ NALLAR
AXA CEO’su Yavuz Ölken, Türk sigorta endüstrisinin depremde büyük bir sınav verdiğini ancak geleceğe hazırlık anlamında alınacak çok dersler olduğunu belirterek, “Tüm kesimler şu soruyu sormalı, geleceğe hazır mıyız?” dedi.
Yavuz Ölken, geleceğe hazırlıktan kastının, modellemenin doğru olması, reasürans anlaşmalarının tam olması, sermaye yeterliliğinin olması şeklinde özetlenebileceğini ifade ederek, “Kültürümüzü geleceği hazır hale getirebiliyor muyuz? İşletmenizden topluma doğru bir yansıma var. Toplumumuz hazır mı? Bizim için bundan sonraki hikayemiz biraz daha zorlu. Çünkü öğrenilmiş dersler var. Biz sigortacılar geleceği modellemeye çalışıyoruz. Bunu toplumla, acentelerimizle, çalışanlarımızla yönetmek durumunda olduğumuzu biliyoruz ama bunu tabana yaymak da gerekiyor” şeklinde konuştu.
BİR YERDE DURAMAYIZ, DURMAMALIYIZ
Sürdürülebilirliğin önemine de değinen Ölken, tüm kesimlerin, kendini gelecek risklerine hazır hale getirmesi gerektiğini kaydederek, şu açıklamaları yaptı:
“Gelişim de bizim için mecburi. Yani bir yerde duramayız, durmamalıyız. Birey olarak, kurum olarak, toplum olarak, endüstri olarak gelişmek zorundayız. Günün koşullarına uygun olarak sürdürülebilir bir gelişim sağlamak lazım. Bizim ülkemizde gördüğümüz global ile yerel arasındaki farklardan bir tanesi de bu. Biz gelişime çok vakit ayıramıyoruz. Gelişmek eğitimle beraber olacak bir şey. Bugün biz küresel ısınma, iklim değişimini afetler tarafından konuşuyoruz ama bir taraftan da yeşil enerjiye yatırım yapılması gerekiyor. Ama öyle bir dengede yapılması lazım ki, bugün fosil yakıtlardan hemen vazgeçemezsiniz, yeşili ön plana çıkartamazsınız. Toplum ve kullandığınız kaynaklar veya kullanacağınız endüstriler hazır değil.”
ANİ ŞOKLARA HAZIR OLMALIYIZ
Yavuz Ölken, şirketlerin geleceğe finansal olarak hazır olması gerektiğine de dikkat çekerek, sigortacılığın güven ve hasar üzerine kurulu olduğunu vurguladı. Ölken, “Prim yazacaksınız ama güven hasarla oluşuyor. Bizim açımızdan rezervlerimizin, sermaye yeterliliğimizin, öz kaynaklarımızın istenen seviyelerin çok üstünde olması lazım. Ani şoklara karşı hazır olmamız lazım. Krizler ortaya çıktığında veya olaylar ortaya çıktığında bizler, işlerimize hiçbir şey olmamışçasına devam etmek zorunda olan birkaç endüstriden biriyiz. Yani finans sektöründe banka ve sigorta sistemi ayakta kalmak zorunda. Dolayısıyla yatırım yapmamız lazım. Çalışanlarımızın aynı bilinçte yetişmesi lazım. Acentelerin hazır olması lazım. Şirketin hazır olması çok önemli ama çevre etkilerini de iyi analiz etmek lazım. İklim değişimi, küresel ısınma, jeopolitik riskler evrensel bir problem. Ama ülkemizle ilgili spesifik olan konular da var. Mesela tarım, su, gıdaya erişim, eşitlik. Biz sürdürülebilir olacağız diyorsak, mutlaka bu alanlarda da farkındalık yaratmamız lazım” dedi.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İÇİN YATIRIM YAPILMALI
Yavuz Ölken, Türkiye’de sigortalılık oranının düşük olduğunu, dolayısıyla potansiyel bulunduğunu, potansiyeli yakalamak ve büyümek için de yatırım yapılması gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çeşitli dönemlerde, çeşitli pazarlarda, çeşitli oyuncular pazardan çekilme ya da işlerini sonlandırma düşüncesinde olabilirler. Biz bir yatırım yaptık. Türkiye’den çekilme kararı almış, global bir oyuncu Groupama’nın, Türkiye’deki faaliyetlerini satın aldık. Bu bizim için önemli. Grubumuz Türkiye’ye yatırım yapmayı çok değerli buluyor, şirketimizi gelecek için hazır görüyor. Türkiye’deki faaliyetimizi sürdürülebilir görüyor ki bu yatırımı yaptık. Bakın bu satın alma, son dönemde yapılan Türkiye’de önemli bir satın almadır. Sürdürülebilir olabilmek adına yatırım da yapmanız lazım.”