Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) Başkanı Davut Menteş, Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkan Yardımcısı Ahmet Yaşar, TOBB SAİK Başkanı Levent Korkut bir araya gelerek sigortalılık oranlarının artırılması için atılacak adımlar ve yapılması gerekenler konularında açıklamalarda bulundular.
AYTAÇ NALLAR/ANTALYA
30 Eylül-6 Ekim tarihleri arasında düzenlenen Sigortacılık Fuarı’nda sektörün sorunları ve çözüm önerileri tartışıldı. Fuarda; Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) Başkanı Davut Menteş, Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkan Yardımcısı Ahmet Yaşar, TOBB SAİK Başkanı Levent Korkut bir araya gelerek sigortalılık oranlarının artırılması için atılacak adımlar ve yapılması gerekenler konularında açıklamalarda bulundular.
SEDDK Başkanı Davut Menteş, sigortalılık bilincinin artırılmasının ülkenin en önemli gündemi olduğunu söyledi. Ülke ekonomisinin dünya sıralamasında ilk 20’lerdeyken, sigorta sektörünün 30’larda olduğunu belirten Menteş, bu açığın biran önce kapatılması gerektiğini kaydetti.
Sigortalılığı arttırmanın başlangıç noktasının riskin varlığı konusunda sigortalıları bilinçlendirmek olduğunu ifade eden Menteş, “Her 100 sigortalı aracın yaklaşık 17’si her yıl kaza yapıyor. Neredeyse beşte biri demek. Sigortalanmayan tarafta da oran bu şekildedir. Belki biraz daha yüksektir. Bu 5 araçtan birinin hasar gördüğünü ve hasar şiddetinin de poliçe ile mukayese edildiği zaman yaklaşık 10 kat mertebelerinde olduğunu ifade edelim. Yani sigortalılarımız primin yaklaşık 10 katı kadar bir tazminle sigortalanmanın pozitif sonucunu yaşıyor. Ülkemizde 4 araçtan 3’ünün kasko poliçesi yok. Sigortasızlar ve bu ciddi bir oran. Bu bana bir şey olmaz anlayışının bir parçası olabileceği gibi özgüven de diyebiliriz. Sigorta bedeli de belki sigortasızlığa sebebiyet verecek bir etken de olabilir. Sigortalılık büyüdüğü vakit büyük sayılar kanunu çalışır sigorta sektöründe. Bu bedeller de geriye gelecektir. Daha çok sigortalı daha uygun fiyat demektir” dedi.
MENTEŞ: BİR GÖZÜMÜZ HER DAİM PİYASADA
Davut Menteş, SEDDK olarak sigortalılık oranının Kurumun asli alanı olmadığına değinerek, “Biz sigortalanmaya engel bir düzenleme varsa bunu çözeriz veya sigortalanma oranını yukarıya çekecek bir öneri geldiği vakit bunu derhal uygulamaya alırız. Her ne kadar asli işimiz penetrasyonu yukarıya çekmek olmasa da tabii ki bu sektörün sürdürülebilirliği için bir ölçek gerekiyor. Evvela bu ölçeği destekleyici adımlar atmak durumundayız. TSB olsun, dağıtım kanallarımız olsun, brokırlarımız, eksperlerimiz olsun; buralardan gelen dönüşleri derhal işleyen bir anlayışımız var ve bunu düzenlemeye dönüştürme adımlarımız oluyor. Bir gözümüz her daim piyasada” şeklinde konuştu.
Sektöre inancının tam olduğunu, sektörün yakalayabileceği son yıllardaki en ideal paydaş yönetim ekibiyle karşı karşıya olunduğunu da vurgulayan Menteş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Fevkalade uyum içinde ve sektörü büyütmeye yönelik ve bütüncül bir anlayışla hareket ettiklerini görüyorum. Yakın zamanda bunun meyvelerini alacağımıza inanıyorum ve gerçekten çok büyük bir potansiyel var. Ben bu sektöre sonradan girenlerdenim. Yedinci yılım. Otuz yıldır potansiyelden bahsediliyor, bu defa bu potansiyeli harekete geçireceğiz. Bu potansiyeli skora yansıtacağız, ben buna inanıyorum.”
YAŞAR: ZORUNLU SİGORTAYI ZORLA SATIYORUZ
TSB Başkan Yardımcısı ve Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, sigorta sektörünün GSMYH’nın 22 katı kadar teminat sağladığını belirterek şunları söyledi: “Biz zorunlu sigortayı bile zorla satıyoruz. İki tane zorunlu sigorta var, trafik ve DASK. Buna rağmen kişi başına düşen poliçe sayısı 1.2. Dünyada bu rakamlar çok yüksek. Gayri safi mili hasıladan sektörün aldığı pay yüzde 2.30’lardayken, dünyada bu oran yüzde 7’lerde. Ürettiğimiz prim hacmini bir kenara koyarsak GSMH’nın 22 katı kadar teminat sağlamış durumdayız. Tüm varlıklarımızın korunması sigorta ile gerçekleştiriliyor. Sigorta sistemi hem risk, hem fon yönetimi yapıyor. Risk gerçekleştikten sonra tazmin etmek bizim asli görevimiz. Ama artık önleyici sigorta fonksiyonumuzu öne çıkarttık. Riskler gerçekleşmeden önce, bu riskleri bertaraf etmek için çalışıyoruz.”
SEDDK HIZLICA TEDBİR ALIYOR
Ahmet Yaşar, son yıllarda afetlerin sayısında ve şiddetinde artış olduğuna da değinerek, şunları söyledi:
“SEDDK, bu konuda hızlıca tedbir aldı ve zorunlu deprem sigortası zorunlu afet sigortasına dönüştü. Belki bugün dünyada ilk defa orman yangınları da teminat içine alındı. Yakında Meclis gündemine gelecek. Bununla birlikte beklenen Marmara depremi var. Bununla birlikte kentsel dönüşüm konusu var. Sigortalı kentsel dönüşümü konuşuyoruz. 13 Haziran’da düzenleyici kurumumuz bina tamamlama sigortasının yeni genel şartlarını yayınladı ve bu konuda ülkemizin önemli bir ihtiyacı olan kentsel dönüşümün önündeki engellerden bir tanesi kaldırıldı. Dolayısıyla bu konudaki tüm çalışmaları düzenleyici, denetleyici kurumumuz yapıyor.”
Sigorta sisteminin hem risk, hem fon yönetimi yaptığına da dikkat çekerek, “Risk gerçekleştikten sonra tazmin etmek bizim en asli görevimiz. Ama artık önleyici sigorta fonksiyonumuzu öne çıkarttık. Riskler gerçekleşmeden önce, bu riskleri bertaraf etmek için de ticaret odaları ile sanayi odalarıyla yaptığımız toplantılar var. Dolayısıyla biz yeni dönemde daha çok sahada olan, daha çok sanayiciyi, sigortalı bireyleri, kurumları anlayan ve onlara hizmetler üreten ve riskleri de gerçekleşmeden önlemeye çalışan bir sektör olarak bütünleşik bir hizmet sunmaya çalışacağız.”
KORKUT: SEKTÖRÜ ACENTELER BÜYÜTÜR
TOBB SAİK Başkanı Levent Korkut, sadece zorunlu sigortalarda değil diğer branşlarda da sektörün havuzunun büyütülmesi gerektiğini söyledi. Acentelerin, şirketlerden sonra ikinci en büyük ana unsurların başında geldiğini, sahada müşteriye acentelerin dokunduğunu belirten Korkut, şunları söyledi:
“Sigorta acentelerinin payı her ne kadar yüzde 60 civarı gözükse de, bizlerden kaçarak brokerlere geçen pay da bunun içinde. Aslında payımız, 65’lerde. Ancak finansal sigortalarda, birtakım parametrik sigortalarda, tarım sigortalarında bu tür konularda sigorta acentelerinin üretimlerinin düşük olması payı da düşürüyor. Kaskoda yüzde 84, trafik sigortasında yüzde 90’lara varan bir payımız var. Konut sigortalarında 57, nakliye sigortalarında 64, mühendislik sigortalarında 60’larda bir payımız var. Yangın sigortalarında banka ve finans kuruluşlarının vermiş oldukları krediler neticesinde zorlayıcı sigorta yapmalarına, o baskıcı tutuma rağmen bile halen acentelerin payı yüzde 47’lerde. Eğer biz bu örgütü daha motive eder, daha dijitalle onları birleştirirsek, bu kaslarımızı geliştirirsek sektörü büyütebiliriz.”
Levent Korkut, içinden geçilen dönemin acenteler için de umutlu bir dönem olduğuna dikkat çekerek, “Bizi anlayan, dinleyen, SEDDK ve TSB var. Burada en önemli konu, sigorta şirketlerinin münferiden poliçe satmaktan daha ziyade güçlü kasları olan, piyasada dokunuş mesafesinde, yedi yirmi dört müşteriye ulaşabilecek acenteleri geliştirip, motive edip sahada daha etkili hale gelebilmelerini sağlamak” dedi.