Kastamonu ve Sinop’ta selin yarattığı ekonomik kayıp 2.5 milyar lirayı geçecek. Bunun içine selden zarar gören altyapı, temizlik ve enkaz kaldırma maliyetleri dahil değil. Bunlar da eklendiğinden ekonomik kayıp 10 milyar liranın da üzerine çıkacaktır. Bunun ne kadarını sigortacılar karşılayacak diye sorarsanız; konut, işyeri, araç hasarlarını hesaba kattığımızda en fazla 200 milyon lirası sigortalı hasardır.
Ben de felaketler üzerine yazmak istemiyorum ama maalesef gündem bu; felaketlerin biri bitmeden diğeri başlıyor. Sadece bir ay içinde önce Rize ve Artvin’de sel felaketi, ardından orman yangınları, şimdi de Bartın, Kastamonu ve Sinop’ta sel felaketi yaşandı. Görünen o ki, afetler devam edecek. Daha da kötüsü yaşanan her afet bir öncekinden daha fazla can ve mal kaybına neden oluyor. Açıkça söyleyeyim hem can hem de ekonomik anlamda, Kastamonu’daki sel felaketinin yarattığı kayıp çok ağır. Son belirlemelere göre, afet bölgesinde 450’nin üzerinde bina ağır hasarlı. Kastamonu’daki felaketin, Rize ve Artvin’de yaşanan sel baskınından farkı, bölgede ticari işletmelerin yoğun olması ve nispeten sigortalılık oranının da yüksek olması.
100 Araçtan 15’i Sigortalı
Biraz araştırdım, uzmanlarla konuştum; Kastamonu ve Sinop’ta selin yarattığı ekonomik kayıp 2.5 milyar lirayı geçecek. Bunun içine selden zarar gören altyapı, temizlik ve enkaz kaldırma maliyetleri dahil değil. Bunlar da eklendiğinden ekonomik kayıp 10 milyar liranın da üzerine çıkacaktır. Bunun ne kadarını sigortacılar karşılayacak diye sorarsanız; konut, işyeri, araç hasarlarını hesaba kattığımızda en fazla 200 milyon lirası sigortalı hasardır. Bunun da ağırlığını işyeri ve araç hasarları oluşturuyor. Belirttiğim gibi bölgede sigortalılık oranı nispeten yüksek. Mesela kasko sigortalarında Kastamonu’da her 100 araçtan 15, Sinop’ta her 100 araçtan 19’u sigortalı. Konutlarda sigortalılık oranı çok daha düşük, ancak işyerlerinde sigortalılık oranı yüzde 20’lere yakın. Kabaca son sel baskınında toplam hasarın yüzde 15-20’sini sigortacılar karşılayacak diyebiliriz.
2021’in Bilançosu Ağır
Merak ettim, sadece 2021 yılında meydana gelen sellerde bilanço neydi diye. Senenin ilk yarısında sellerin yarattığı sigortalı kayıp 400 milyon lirayı geçti. Rize ve Artvin’de ise sigortalılık oranı düşük olduğu için sigorta şirketleri 30 milyon liraya yakın hasar ödeyecek. Sigortacılar bu yıl için selin sigortayı maliyetini 1.5 milyar lira olarak hesaplıyor. Buradan yola çıkarsak sel felaketinin altyapı zararları hariç toplam ekonomik maliyetinin 10 milyar liranın üzerinde olacağını tahmin edebiliriz. Sigortalılık oranı yüksek olsaydı, zararın tamamını sigortacılar karşılayabilir miydi? Rahatlıkla karşılardı. Mesela, temmuz ayında Almanya’da yaşanan sel afetinin ekonomiye maliyeti 15 milyar doları buldu, bunun 8 milyar dolarını sigortacılar karşıladı. Çünkü Almanya’da sadece konutların yüzde 55’inin sigortası bulunuyor da ondan.
Şimdi diyeceksiniz ki, yine işi sigortasızlığa bağladın. Ama öyle. Sık sık sel baskının yaşandığı Karadeniz’de sigortalılık oranları ortada; konutlarda taş çatlasın yüzde 15’lerde, araçlarda taş çatlasın yüzde 20’lerde, küçük ve orta boy işletmelerde de yüzde 15-20’lerde. Sigortacılarla konuşuyorum, ‘sel sonrası kıpırdanma oluyor mu?’ diye; o da taş çatlasın yüzde 1’lerde, ertesi sene o da olmuyor. Neden; devlet yardımına güveniliyor da ondan. Nitekim, Kastamonu’da evinde hasar olanlara 50 bin liraya kadar kira ve eşya yardımı yapılacak.
Dikkat ediyorum da uzmanlar çıkıp, ‘dere yatağına ev, işyeri yapılırsa sonuç bu olur’ diyor. Tamam da yapılmış bir kere; topluca yıkamayacağımıza göre, sel için de kentsel dönüşüm başlatamayacağımıza göre geriye tek alternatif kalıyor, korumak. Korumanın da yolu sigortadan geçiyor. Evet, her felaket sonrası aynı şeyleri yazıyorum, yazmaya da devam edeceğim.
Noyan Doğan/Hürriyet Gazetesi