Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ‘Sigortacılık Sektörünün 100’üncü Yılı ve BES’in 20’inci Yılı’nın kutlandığı gecede yaptığı açıklamalarda, sigorta alanındaki yükselişin siyasi güven ve istikrar ortamında devam edeceğini, sektöre yatırımcı ilgisinin süreceğini ve şirket sayısının daha da artacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sigorta alanındaki yükselişin siyasi güven ve istikrar ortamında devam edeceğini, sektöre yatırımcı ilgisinin süreceğini ve şirket sayısının daha da artacağını söyledi. Cevdet Yılmaz, Türkiye Sigorta Birliği (TSB), tarafından düzenlenen, ‘Sigortacılık Sektörünün 100’üncü Yılı ve BES’in 20’inci Yılı’nın kutlandığı gecede açıklamalarda bulundu.
Yılmaz, cari açığın kapanmasında sigorta sektörünün rolünün önemine dikkat çekerek, “Bireysel risklerin, kurumsal risklerin azaltılması kadar ülkenin toplam tasarruf oranının artması, cari açığın azaltılması ve kalkınma sürecinin desteklenmesi anlamında çok kritik bir sektör olduğunu düşünüyorum” dedi.
Sigorta sektörünü, ekonomide biriken fonları para ve sermaye piyasalarına yönlendirerek finansal piyasaların çeşitlenmesine, ekonominin büyümesine ve istihdamın artmasına destek olduğunu belirten Yılmaz, “Ticari hayatın kesintisiz devam etmesine yardımcı olmakta ve işletmelerin planladıkları yatırımları hayata geçirebilme imkan vermektedir” şeklinde konuştu.
“YETERLİ Mİ, ELBETTE DEĞİL”
Yılmaz, istikrarlı bir şekilde büyümesini sürdüren ve aktif büyüklüğü 1.2 trilyon lira seviyesini aşan sigortacılık ve özel emeklilik sektörünün, finansal sistem içindeki ağırlığının her geçen gün arttığını ifade ederek, şunları söyledi:
“Sigorta, reasürans ve emeklilik şirketlerinin aktiflerinin toplam finansal piyasalar içindeki payı 2023 yılı ilk dokuz ay sonunda yüzde 5 seviyesine ulaşmıştır. Bunlar önemli rakamlar ama yeterli mi, elbette değil. Diğer yandan, henüz gelişmeye çok açık bir sektörüz, potansiyelimiz çok yüksek diye değerlendirebilirsiniz. Sigorta alanındaki yükseliş siyasi güven ve istikrar ortamında devam edecektir. Sektöre yatırımcı ilgisinin süreceğine ve şirket sayısının daha da artacağına inanıyorum. Önümüzde oldukça yüksek bir potansiyel ve gelişim alanı var. Bunu kamu, özel işbirliği, diyaloğu, dayanışması içinde gerçekleştirebileceğimizi düşünüyorum.”
SİGORTAYA DAHA FAZLA İHTİYAÇ DUYULUYOR
Cevdet Yılmaz, konuşmasında, BES’e de değindi. Hükümetin en temel gündeminin, bir taraftan emeklilerin daha iyi bir koşulda emekliliklerini yaşamaları, kamu sisteminin yanı sıra BES’le birlikte emeklilere daha iyi şartlar sunmak, diğer yandan da makro tasarruf oranlarını arttırmak, bu destekleri şekillendirmenin ana motivasyonları olduğuna dikkat çekti.
Cevdet Yılmaz, yaşlanan nüfus, büyüyen orta sınıf gibi demografik ve toplumsal değişimler nedeniyle, finansal güvenlik ve sigortaya daha fazla ihtiyaç duyulduğunu belirterek, “Dünya yaşlanıyor, biz de yaşlanıyoruz. Bu realiteyi görmemiz lazım. 65 yaş üstü nüfusun toplam nüfusumuzdaki oranı yüzde 10’ları bulmuş durumda. Bu da bir eşiktir. Bunu aştığı zaman ülkeler, biraz yaşlı ülke sınıfına geçmiş oluyorlar. Ortalama yaşımız 32’lerden 33’lere gelmiş durumda” dedi.
EMEKLİLİK YOL HARİTASINI BELİRLEDİK
Önümüzdeki dönemlerde yaşlılık konusunun daha yoğun tartışılması gerektiğini ifade eden Yılmaz, 12. Kalkınma Planı’nında, bakım hizmetlerinden emekliliğe, sigorta sisteminden daha verimli bir yaşlılık döneminin organize edilmesine kadar bu konuya önemli yer ayırdıklarını vurgulayarak, “Araştırmalar dünya genelinde emeklilik koruma açığının 1 trilyon doların üzerinde olduğunu gösteriyor. Ekonomimiz üzerindeki baskıyı azaltmak için 20 yılda önemli başarı elde eden BES ve Otomatik Katılım Sistemini mevcuttaki sosyal güvenlik sistemini de içine alan bir yapıya kavuşturmayı değerlendiriyoruz. Sistemin daha iyi noktalara ulaşması yönünde Orta Vadeli Programda emeklilik sistemine ilişkin yol haritamızı belirledik” şeklinde konuştu.
BES YENİDEN TASARLANMAK DURUMUNDA
Cevdet Yılmaz, özellikle ikinci basamak emeklilik sisteminin kurulacağını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Otomatik Katılım Sistemini, işverenlerin de katkısı ile ikinci basamak emeklilik sistemine dönüşeceği tamamlayıcı emeklilik sistemini 2024’ün üçüncü çeyreğinde gerçekleştirmek üzere bir takvim ortaya koymuş durumdayız. Buna yönelik olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bireysel emeklilik sistemi, fon türlerini, katılımcıların birikimleri için daha fazla katma değer üretecek şekilde yeniden tasarlamak durumundadır. Katılımcılar ne kadar fayda elde ederlerse daha yüksek oranda katılım ve daha yüksek oranda prim ödemeye de eğimli olacaklardır. Dolayısıyla elde edilen fonların verimli kullanılması daha yüksek getiri sağlayacak. Devlet katkısı getirilerinin artırılmasını ve kesintilerin sadeleştirilmesini sağlayarak; bu kapsamda BES’in cazibesi artırılarak, sistemdeki fon tutarı ve katılımcı sayısında da artış sağlanmış olacaktır.”