Tamamlayıcı sağlık sigortası Genel Sağlık Sigortası sürdürülebilirliğine katkı veren ikinci bir sigortadır. Böylece; kamu sigortasından oluşabilecek beklentiler yönlendirebilir, hizmet kalitesindeki fiyat baskıları azalabilir, hekim ve hastane seçenekleri artabilir. Tamamlayıcı sağlık sigortası Genel Sağlık Sigortası’nın da sigortasıdır.
Son yazılarımda, Özel Hastaneler Platformu Derneği desteğiyle yayınlanan Tamamlayıcı Sağlık Sigortası Sorunlar, Fırsatlar ve Çözüm Önerileri kitabındaki bazı başlıkları özetlemeye gayret etmiştim. Bu yazımda ise Tamamlayıcı Sağlık Sigortası ile ilgili bazı soruları paylaşmak istiyorum.
Bunlar arasında; özel sağlık sigortasından farkı, yapılacak düzenlemelere ihtiyaç, daha fazla nüfusa ulaşma, neden kamu sigortası olarak kurgulanmadığı, tehdit mi alternatif mi gibi başlıklar yer alıyor.
ÖZEL SAĞLIK SİGORTASINDAN FARKI
Özel sağlık sigortalılar Genel Sağlık Sigortası haklarını kullanamazlar, oysa ki tamamlayıcı sağlık sigortalılar bu haklarını kullanabilmektedir. Böylece, kişiler özel sigortasından farklı olarak; ayaktan tedavide ilaç harcamaları, optik harcamaları, kişilerin cepten ödemeleri kapsamında tıbbi cihaz harcamaları da kamu sağlık sigortası tarafından karşılanabilecektir. Hatta, özel sağlık sigortasındaki sigortalı payı uygulaması bile tamamlayıcı sağlık sigortalılar için söz konusu olmayacaktır.
Tamamlayıcı sağlık sigortası aslında özel sağlık sigortasına bir alternatif değildir, kişiler isterlerse bunun yanında ayrıca özel sağlık sigortası sahibi de olabilmektedir. Sigortalı hangi sigortasını kullanmayı tercih ederse onu kullanmasına bir engel bulunmamaktadır.
YAPILACAK DÜZENLEMELERE İHTİYAÇ
Tamamlayıcı sağlık sigortası, ilk kez 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda değişiklik yapan 5754 sayılı Kanun’un 58. Maddesi ile kanun olarak gündeme gelmiştir. Bu Kanun dayanak alınarak 2013 yılında yayımlanan Özel Sağlık Sigortaları Yönetmeliği ile ise ikincil mevzuat ayağı oluşmuştur.
Vergi ve prim teşvikleri ile uygulama alanlarının daha net tanımlanması için yeni kanun ve yönetmelik düzenlemelerine ihtiyaç duyulduğu değişik platformlarda tartışılmaktadır. Sektörün paydaşlarıyla birlikte yapılacak yeni düzenlemeleri tasarlayarak gerçekleştirmek seçilebilecek en doğru yol olacaktır.
DAHA FAZLA NÜFUSA ULAŞMA
Tamamlayıcı sağlık sigortalılar, son 7 yılda 18 kattan fazla artmıştır. Türkiye Sigorta Birliği verilerine göre, 2025 yılında 8 milyona ulaşması beklenmektedir. Tamamlayıcı sağlık sigortalıları bekleyen fırsatlar ve tehditler birlikte düşünülmelidir. Kapsamın genişleme potansiyeli, doğal olarak en önemli fırsattır.
Tehditler arasında ise, ucuz poliçe fiyatları ve hibrit poliçeler nedeniyle özel hastanelerde oluşan hoşnutsuzluklar ilk sıralarda yer almaktadır. Tüm tartışmalarda öne çıkan bu yakınma, ne yazık ki henüz taraflar arasında çözüme kavuşmuş gözükmemektedir.
Aslında, bu tartışmaların temelini SUT kısaltması ile bilinen Genel Sağlık Sigortası fiyatları oluşturmaktadır. Tartışmalar, Sağlık Bakanlığı’nın bile Genel Sağlık Sigortası fiyatlarından memnun olmadığını göstermektedir. Bu durumda, özel sağlık sigortalarıyla özel hizmet sunucuları arasında SUT dışında bir fiyat tarifesinde uzlaşma sağlanmasını beklemek en akılcı çözüm olarak görünüyor.
KAMU SİGORTASI OLARAK KURGULANMA
Dünya örnekleri de çok net olarak göstermektedir ki, tamamlayıcı sağlık sigortası bir özel sağlık sigortacılığı modelidir. Kamu sağlık sigortasının tamamlayıcısı veya destekleyicisi rolünü üstlenen ek bir sigorta modeli olarak düşünülmelidir.
Öte yandan, sağlık sektörü ‘Sosyal Devlet’ ilkesi gereğince vatandaşlarını ayırmayan bir devlet anlayışının en yoğun yaşandığı örnekler arasında sıralanır. Devlet sosyal sağlık sigortacılığında, ödeme gücü olmayanların hizmete ulaşmalarında prim ödeyerek destek olur. Hatta Fransa modelindeki gibi, gerekirse bu kişilerin sadece sosyal sağlık sigortalarını değil tamamlayıcı sağlık sigortalarını da öder. Tamamlayıcı sağlık sigortası bu bağlamda değerlendirilmelidir.
TEHDİT, ALTERNATİF, GÜVENCE TARTIŞMASI
Tamamlayıcı sağlık sigortasının, Genel Sağlık Sigortası için tehdit olduğunu düşünenler olabilir. Bu düşüncelerini ‘eksik yapılan bir şey yok ki tamamlansın’ şeklinde bile ifade edebilirler. Aslında, tamamlayıcı sağlık sigortası Genel Sağlık Sigortası için tehdit de değildir, alternatif de… Tam tersine bir fırsat, yani bu tür durumlarda ek bir güvence oluşturabileceği düşünülmelidir. Kişilerin sağlık hizmetinde farklı tercih ve beklentiler olabilir. Zaten, hiçbir kamu sağlık sigortası bu beklentilerin tamamını karşılamayabilir.
İşte bu tür durumlarda, tamamlayıcı sağlık sigortası Genel Sağlık Sigortası sürdürülebilirliğine katkı veren ikinci bir sigortadır. Böylece; kamu sigortasından oluşabilecek beklentiler yönlendirebilir, hizmet kalitesindeki fiyat baskıları azalabilir, hekim ve hastane seçenekleri artabilir. Yıllardır ısrarla savunduğum fikrimi tekrarlayarak bu soruya cevabı tamamlamak isterim; ‘tamamlayıcı sağlık sigortası Genel Sağlık Sigortası’nın da sigortasıdır’.
Tüm bu sorulara cevap verecek yeni kanun ve yönetmelik düzenlemeler, ilgili paydaşlarıyla birlikte tasarlanarak sonlandırılmalıdır. Tamamlayıcı sağlık sigortası, ne Genel Sağlık Sigortasının ne de özel sağlık sigortasının rakibi veya alternatifi değildir. Sağlık sigortalarının hepsi, kendi kurallarıyla ve kendi alanlarında birbirlerinden bağımsız çalışmalıdır.