Zurich Türkiye CEO’su Yılmaz Yıldız, sigortada riskin tanımının değiştiğini belirterek, “Sigortacılık sektörü 5 trilyon dolarlık bir sektör. Ekonominin de her alanına girdiği için teknolojiden faydalanarak özellikle riskler olmadan önleme tarafından teknoloji önemli fırsatlar sunuyor” dedi. Yıldız, sigorta şirketlerinin dijital çağ ile risklere karşı güvence sağlayan taraf olmaktansa riskleri önleyen taraf olmaya doğru yaklaştığına değinerek, bunun aynı zamanda risklerin azalması ve bu sebeple sigorta şirketleri adına primlerin ve gelirlerin azalması anlamına da gelebildiğine dikkat çekti.
Editör: Aytaç NALLAR
Zurich Türkiye CEO’su Yılmaz Yıldız, dünyada sigorta sektörünün 5 trilyon dolarlık bir sektör olduğunu ve ekonominin de her alanına girdiği için özellikle riskler olmadan önleme tarafında teknolojinin sigortacılığa önemli fırsatlar sunduğunu söyledi. Yılmaz Yıldız, teknolojide dünyadaki trendler ve sigorta sektörüne etkileri konularında değerlendirmelerde bulundu.
Yıldız, müşterilerin artık en kolay satın alma deneyimini istediğini, satın alma işlemlerini tek tıkla tamamlamayı tercih ettiklerini belirterek, sigorta sektöründeki online satın alma davranışının da diğer sektörlerden farklı olmadığını kaydetti. Müşterilerin 4’te 3’ünün online olarak sigorta ürünü almak istediğini, ancak yalnızca 4’te 1’inin satış sürecini online tamamladığını ifade eden Yıldız, “Bu da sektörde müşteri deneyiminde hala iyileşme alanı olduğunun bir göstergesi. Müşteriler 7 gün 24 saat ulaşılabilirlik, hızlı teslimat, ürün ve fiyatlama hakkında yeterli bilgi istiyorlar. Ayrıca ürün ve hizmetlerin dijital çağa uygun şekilde kendileri için kişiselleştirilmiş ve yenilikçi olmasını istiyorlar” dedi.
ŞİRKETLERİN GELİRLERİ AZALABİLİR
Yılmaz Yıldız, sigorta şirketlerinin dijital çağ ile, risklere karşı güvence sağlayan taraf olmaktansa riskleri önleyen taraf olmaya doğru yaklaştığına değinerek, şunları söyledi:
“Bu, aynı zamanda, risklerin azalması ve bu sebeple sigorta şirketleri adına primlerin ve gelirlerin azalması anlamına da gelebilir. Örneğin, sadece Amerika’da otonom araçlar ve ek güvenlik sağlayan teknolojilerin, primleri 2035’e kadar yüzde 25 azaltabileceği tahmin ediliyor. Büyük veri ve veri analizi becerileri ile sigorta şirketleri, riskleri daha doğru değerlendirebilir ve ürünlerinin fiyatlamasını da daha doğru yapabilir hale geliyor. Ayrıca yine bu sayede müşterilerine ihtiyaç duydukları en doğru zamanda en gerekli olan hizmeti sağlayabiliyor.”
Dijitalleşme ile siber güvenliğe yönelik endişelerin arttığını da kaydeden Yıldız, “Hem şirketler hem de kişiler, siber dünyadaki olası veri ihlali gibi risklerini minimize etmek için daha istekli hale geliyor. Siber sigorta ürünleri, sigorta şirketleri için her zamankinden daha önemli bir alan haline geliyor” şeklinde konuştu.
KONUTLARDA 1.2 TRİLYON DOLAR FIRSAT VAR
Yılmaz Yıldız, küresel ölçekte, geleneksel sigorta ürünlerinin henüz kapsamında olmayan, ama şehirleşme, iklim değişikliği, hızlı dijitalleşme ve inovasyon yetersizliği ile birlikte daha fazla ihtiyaç haline gelecek konulardaki risklerin sigortalanmasında 1.2 trilyon dolar tutarında fırsat bulunduğun altını çizerek, şunları söyledi:
“Akıllı şehirlerin dünyada artmasıyla beraber sigorta sektöründe fırsatlar hem de zorluklar doğuyor. Akıllı şehirlerde, evlerden çalışmanın daha yoğun olduğu düzende, kişilerin arabalarını daha az kullandığı, hırsızlığın daha az yaşandığı bir düzende, sigorta hasarlarının da azalması bekleniyor. Öte yandan, bu şehirlerin daha dijital bir altyapıya sahip olmasından dolayı siber saldırı sonucu trafik ışıklarının hacklenerek kazaların yaşanması gibi yeni siber riskler ortaya çıkıyor. Şu an dünyada 100’den fazla akıllı şehir bulunuyor.”
HASAR OLMADAN ÖNLEMEYE DOĞRU GİDİYOR
Yılmaz Yıldız, bireysel tarafta teknolojinin daha yoğunlukta kullanıldığını ancak iş ticari tarafa kaydığında riskin doğası gereği ve satış sürecinden dolayı bu alanda dijitalleşmenin daha düşük olduğunu belirterek, “Buralarda da dijitalleşme gelişiyor. Eskiden bir fabrikayı risk ölçümünü fiziksel olarak yaparken şimdi dronelarla, üç boyutlu kameralar ile yapabiliyorsunuz. Bireysel ürünler, oto, konut, sağlık ürünleri gibi ürünler dijitalleşiyor ama ticari taraf halen fiziksel olmayı gerektiriyor” dedi.
Türkiye’nin nüfusunun dijitalleşmesi ve sigorta ve finans sektörünün dijital altyapıları yoğun kullanıyor olmasının girişimcilere de yeni kapılar ve fırsatlar sunduğuna dikkat çeken Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Teknoloji sigorta sektöründe ana kurguyu değiştirmiyor. Sigortacılık ne demek; beklenmedik ani bir risk olduğu zaman poliçe sahibinin zararını karşılamak. Ani ve beklenmedik kavramı ani ve beklenmedik risklerin sigortalanmasını değiştirmiyor ama ani ve beklenmediğin tanımı ve riskin tanımı değişiyor. Riskin tanımı olarak küresel ısınmayla birlikte olağanüstü hava olayları bunun getirdiği risklerle beraber, özellikle sigortacılıkta bu olağanüstü olaylar daha olmadan neler yapılır diye bakılıyor. Yani sigortacılık hasar olduktan sonra tazmin eden, hasar olmadan hasarı önlemeye yönelik bir noktaya gidiyor. Bunun içinde de teknoloji önemli fırsatlar sunuyor. Sigortacılık sektörü 5 trilyon dolarlık bir sektör. Ekonominin de her alanına girdiği için teknolojiden faydalanarak özellikle riskler olmadan önleme tarafından teknoloji önemli fırsatlar sunuyor.”