Trafikte, bir aracın yakından takip edilerek sıkıştırılması, selektör yapılarak taciz edilmesi trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçuna girer mi? Bu şekilde mağdur olanların hakları nelerdir? Yargıtay bu konuda ne karar verdi?
Malum, metropol kentlerde trafik yoğunluğu fazlaca bulunmakta ve buna bağlı olarak trafikte geçirilen süre ile yaşanan aksaklıklar neticesinde kişilerin tartışması, tartışmaya bağlı meydana gelebilecek zararlar da ortaya çıkmaktadır. Zararın oluşması halinde meydana gelen suç ve tazminatlar konusunu burada ele almayacağız ancak maddi ve manevi bir zarar oluşmasa dahi yaşanan olumsuzluklar neticesinde araç sürücüleri tarafından uygunsuz davranışların da suç olduğunu ve bu hususta çok dikkat edilmesi gerektiğini önemle belirterek kısaca açıklayacağız.
Yasada, “Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun şikayeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir” düzenlenmesi bulunmaktadır. Yargıtay da, kararında; ‘trafikte bir aracı yakından takip ederek sıkıştıran, selektör yaparak taciz eden sürücü bir yıla kadar hapis ile cezalandırılır’ şeklinde hukuki kanaat oluşturmuştur.
TRAFİKTE NELER SUÇ SAYILIR?
Türk Ceza Kanunu ile de, “Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşımının güven içinde akışını sağlamak için konulmuş her türlü işareti değiştirerek, kullanılamaz hale getirerek, konuldukları yerden kaldırarak, yanlış işaretler vererek, geçiş, varış, kalkış veya iniş yolları üzerine bir şey koyarak ya da teknik işletim sistemine müdahale ederek, başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından bir tehlikeye neden olan kişiye bir yıldan altı yıla kadar hapis cezası verilir. Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olmasına rağmen araç kullanan kişi yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır” düzenlenmiştir.
TRAFİKTE YOL KESMEK
Belirtilen kanun hükmü çoğunlukla alkollü sürücüler için uygulanmaktadır ancak alkollü olmasa dahi trafik güvenliğini tehlikeye soktuğu tespit edilen sürücüler için de uygulanır. Trafikte yol kesmek, sürekli selektör yapmak, aracı kasten takip etmek ve bu kapsamda rahatsız etmek yukarıda belirtilen suçun oluşmasına sebep olur. Trafikte tartışma halinde sürücüler arasında hakaret içerikli söylemlerin olması halinde ise ayrıca Türk Ceza Kanunu gereği hakaret suçu oluşur.
Trafikte mala zarar verme, hakaret, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçları şikayete tabi suçlardır. Soruşturma ve kovuşturma da uzlaşmaya tabidir. Ancak trafik güvenliğini tehlikeye düşürme suçu, şikayete tabi suçlar arasında yer almadığından resen soruşturulur, bu nedenle şikayet süresi de yoktur, uzalaşmaya tabi değildir. O halde kolluk tarafından tehlikeli araç kullandığı tespit edilecek tüm sürücüler için haklarında kanun hükmü gereği dava açılması mümkündür.
YARGITAY NE KARAR VERDİ?
Bu kapsamda Yargıtay, şu karara hükmetmiştir: “Olay ve görgü tespit tutanağı, tanık beyanları, sanığın savunması ve tüm dosya kapsamından, olay günü polis memurlarının devriye görevi yaptıkları sırada, sanığın idaresindeki otomobille sis lambaları yanık ve eksozundan aşırı derecede ses çıkararak seyrettiğinin görülmesi üzerine, görevlilerce selektör yapılıp, ekip otosunun tepe lambası yanık vaziyette durması için ikaz edilmesine rağmen, sanığın yolun ortasından seyredip, polislerin bulunduğu şeride hızlı bir şekilde giriş yaparak uyarılara rağmen aracı polislerin üzerine doğru hızlı bir şekilde sürüp, polislerin aracın kendilerine çarpmaması için yolun sol kısmına kaçtığı, sanığın onları sıkıştırarak sağ taraflarından geçip gittiği, yapılan takip neticesinde, sanığın bir ara sokakta aracı bırakarak kaçtığı anlaşılmakla, sanığın idaresindeki aracı kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare ettiği, atılı suçun bu şekilde sübut bulduğu kabul edilerek mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine hükmedilmesi, Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün isteme aykırı olarak bozulmasına…”
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun soruşturma ve yargılama usulü de diğer suç türlerinden farklılık göstermektedir. Yapılan soruşturma neticesinde trafik güvenliğini tehlikeye atma suçunun faili hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilebilir. Kamu davası açmak için yeterli şüphe olmasına rağmen iddianameyle kamu davası açmak yerine, cumhuriyet savcısının 5 yıl süreyle şüpheli hakkında dava açmayı ertelemesine “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” denilmektedir.
KAMU DAVASI AÇILABİLİR
Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmediği takdirde; fail hakkında seri muhakeme usulü uygulanabilir. Seri muhakeme usulü, Cumhuriyet savcısının yürüttüğü soruşturma sonunda bazı suçlarda kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar vermediği takdirde, şüphelinin müdafii huzurunda bu yargılama usulünü kabul etmesi şartıyla, savcılığın suçun cezasına yarı oranında indirim uygulamak suretiyle belirlediği yaptırımın mahkeme tarafından denetlenerek hüküm kurulması sureti ile vücut bulan yargılama usulüdür.
Seri muhakeme usulü uygulanmadığı takdirde fail hakkında iddianame ile kamu davası açılır. Kamu davasının açılması halinde davanın açıldığı mahkeme trafik güvenliğini tehlikeye atama suçu açısından basit yargılama usulü uygulayabilir. Basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağı hakimin takdirindedir. Basit yargılama usulünde mahkumiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.
Güvenli yolculuklar yapmanız dileği ile…