Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkan Yardımcısı ve Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Zorunlu Afet Sigortası (ZAS) hakkında yaptığı açıklamaları hatırlatarak, uygulamanın 1 Temmuz’a kadar yetişip yetişmeyeceği konusunda endişeleri olduğunu söyledi.
Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkan Yardımcısı ve Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, gayrisafi milli hasılanın büyümesinin sigortacılığı büyüteceğini, küçülmesi halinde sigorta sektörünün daha hızlı küçüldüğünü belirterek, “Burada aslında yanlış bir korelasyon var. Böyle olmaması lazım. Çünkü işler kötüye giderken sigortanın daha değerli olması gerekir. Sigorta priminden tasarruf olmaz, sigorta primi ile tasarruf olur. Cari açığı ortadan kaldırabilmek, cari açıkla mücadele edebilecek uzun soluklu, nitelikli sigorta fonlarıyla, bireysel emeklilik fonlarıyla, tasarruflarla artırılacak sigorta fonlarıyla mümkün olabilir. Biz inanıyoruz ki önümüzdeki dönemde ülkemizin gayri safi milli hasılasının büyümesi arttıkça sigortacılık daha da ivmelenecek ve daha büyük fonlara ulaşacağız” dedi.
Ahmet Yaşar, katıldığı bir televizyon programında sigorta sektörüne yönelik değerlendirmelerde bulundu. Yaşar, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Zorunlu Afet Sigortası (ZAS) hakkında yaptığı açıklamaları hatırlatarak, uygulamanın 1 Temmuz’a kadar yetişip yetişmeyeceği konusunda endişeleri olduğunu söyledi.
ZAS YERİNDE UYGULAMA OLACAK
Gölcük ve Marmara depremlerinden sonra, DASK konusunun gündeme geldiğini ve yapılan yasal düzenlemelerle 2000 yılından bu yana da uygulandığını ifade eden Yaşar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Orada önce deprem sigortası zorunlu olarak uygulanmaya başladı. Her ne kadar kurumunun adı Doğal Afet Sigortaları olsa da bugüne kadar deprem sigortasına ve binalar için teminat sağlamaya bağlı kaldılar. Şimdi tabii mesela Karadeniz Bölgesi başta olmak üzere zaman zaman birtakım şikayetler geliyor. Orada sel riski daha büyük deprem riskine göre. Dolayısıyla ‘Biz bu zorunlu sigortayı yaptırıyoruz ama evimizi sel bastığında ihtiyari konut sigortamız yoksa biz bu zararımızı karşılayamıyoruz’ deniyor. Bu durumları ve artan doğal afetleri de dikkate alarak DASK’ın Zorunlu Afet Sigortası’na yani ZAS’a dönüşümü konusunda birtakım çalışmalar başlatılmıştı. Bu çalışmalar henüz tamamlanmış değil. Yani ikincil mevzuatı düzenlenmiş değil. Aynı zamanda bu düzenlemeler yapıldıktan ve kanun çıktıktan sonra da sigorta şirketlerinin de buna göre pozisyon alması lazım. 1 Temmuz’a kadar bunun yetişip yetişmeyeceği hususunda endişelerimiz var. Bir de eski DASK ile yeni ZAS arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi lazım. Biz Türkiye Sigorta Birliği ve sigorta sektörü olarak sadece deprem değil; sel, heyelan, çığ, dolu gibi diğer doğal afetlerin de teminat kapsamına alınmasını istiyoruz. Dolayısıyla bu düzenlemenin faydalı olacağını düşünüyoruz ama zamanlama açısından birtakım endişelerimiz var. Yoksa yerinde bir uygulama olacak.”
SİGORTA SEKTÖRÜ İLK 20’DE OLMALI
Nisan sonu itibarıyla Türk sigorta sektörünün toplamda 258 milyar liralık bir üretim gerçekleştirdiğini söyleyen Ahmet Yaşar, konuyla ilgili şöyle konuştu:
“258 milyarın 230 milyarlık kısmı hayat dışı sigortalardan, 28 milyar civarındaki rakam da hayat sigortalarından geliyor. Yine geçtiğimiz ay Bireysel Emeklilik Sistemi’ndeki fonlarımız 1 trilyon barajını geçti. Dolayısıyla sigorta sektörü reel anlamda büyümesini devam ettiriyor. Yani nominal olarak yüzde 90’larda büyüsek de reel olarak yüzde 11-12 civarında bir büyümeyi gerçekleştirmiş durumdayız. Yine geçtiğimiz yıl, son 10 yılın en yüksek penetrasyon rakamına ulaştık ancak sigorta sektörünün bulunduğu nokta hak ettiğimiz yer değil. Son 20 yılda yaklaşık 2 milyar dolardan ortalama 20 milyar dolarlara gelen bir sektörden bahsediyoruz. Yine de Türkiye ekonomisinin (dünyadaki yeri değişse de) 16 ila 20’nci sıralarda olduğunu düşünürsek, sigorta sektörü olarak dünyada 37’nci sıradayız. En azından ilk 20 içerisinde olmamız gerek. Bunun için bir çaba içerisindeyiz.”
MEVZUATA DAİR ENGELLER AŞILIYOR
Sektörün sıralamada üst sıralara gelmesindeki engellere de değinen Ahmet Yaşar, “Şimdi bir takım mevzuata dair engeller vardı. Bunlar yavaş yavaş aşılıyor. Bina Tamamlama Sigortası Genel Şartlarımız yayınlandı. Onunla ilgili birtakım düzenlemeler, Sigorta Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurulumuz ve Türkiye Sigorta Birliğimizin de büyük çabalarıyla gerçekleşiyor. Bunun dışında gelirin artması önemli. Bu konuda Türk sigorta şirketleri tüm finans alanında, bankalarda olduğu gibi aslında çok iyi ürünlere ve çok iyi teknolojik altyapılara sahip. Dolayısıyla bizim aslında ürün çeşitliliği ve ürünlere erişim açısından çok fazla bir problemimiz yok. Ancak zorunlu sigortaların dışındaki sigorta ürünlerimizde sigortalılık oranı çok yüksek değil. En azından beklediğimiz oranlarda değil. Bizim gelişen bir ülke olarak bu oranları daha da yükseltmemiz gerekiyor” diye konuştu.