Zurich Sigorta CEO’su Yılmaz Yıldız, Zurich Grubu’nun, Dünya Ekonomik Forumu ile ortaklaşa gerçekleştirdiği, 2024 yılına yönelik global üst düzey yönetici anketi sonuçlarını ilk kez açıkladı. Yıldız, anketin sonuçlarına göre tüm risklerin ekonomik riskler olarak ortaya çıktığını söyledi.
Editör: AYTAÇ NALLAR
Zurich Sigorta CEO’su Yılmaz Yıldız, Zurich Grubu’nun, Dünya Ekonomik Forumu ile ortaklaşa gerçekleştirdiği, Global Riskler Raporu’nun, 2024 yılına yönelik global üst düzey yönetici anketi sonuçlarını ilk kez açıkladı. Yıldız, ankette, Türkiye’nin de içinde yer aldığı 110 ülkede, 11 bin üst düzey yöneticinin 2024 değerlendirmelerinin yer aldığını söyledi.
Yılmaz Yıldız, anketin sonuçlarına göre tüm risklerin ekonomik riskler olarak ortaya çıktığını belirterek, global bazda bakıldığında; ilk sırayı ekonomik durgunluk, ikinci sırayı enflasyon, üçüncü sırayı nitelikli işgücü eksikliği, dördüncü sırayı enerji arzı krizi, beşinci sırayı ise kamu borcu risklerinin oluşturduğunu kaydetti.
YÜKSEK ENFLASYON, EKONOMİK DURGUNLUK
Tüm risklerin ekonomik risklerden oluştuğuna dikkat çeken Yıldız, “Mesela, yüksek enflasyon riski. Yüksek enflasyonu dizginlemek için başta Amerika Merkez Bankası olmak üzere merkez bankaları bir dizi faiz yükseltme tedbiri aldılar. ABD’de ve globalde bu ekonomik bir durgunluk yaratacak mı, yaratmayacak mı, sorun burada. Üçüncüsü yeni çıkan sektörler ve mevcut sektörlerde nitelikli işgücü eksikliği konusu var. Bu da üçüncü en büyük risk olarak çıkıyor. Bir başka risk, enerji arzı. Beşincisi de kamu borcu. Bu, özellikle gelişmiş ülkelerde ciddi bir sorun. Amerika dahil olmak üzere pandemi döneminden sonra ekonomiyi canlandırmak için yapılan kamu harcamaları tabi borçlanma ile gerçekleştirildi. Bunun bir geri dönüşü olacak. Burada Türkiye pozitif ayrışıyor. Türkiye, kamu borç stoku gayri safi milli hasılaya oranı en düşük ülkelerden biri. Türk ekonomisinin en önemli olumlu çıpalarından biri kamu borç stoğunun düşüklüğü ve bütçe açığının makul düzeylerde olmasıdır” dedi.
İŞTE TÜRKİYE’NİN RİSKLERİ
Yılmaz Yıldız, anketin Türkiye boyutuna da değinerek, anket sonuçlarına göre Türkiye’de birinci gündemin, ekonomik durgunluk olduğunu, burada da dünya ile paralel bir sonuç çıktığını vurguladı ve şunları söyledi:
“Anketin sonuçlarına göre ikinci risk, istemsiz göç çıkmış. Üçüncüsü, geçim sıkıntısı, gelir adaletsizliği çıkmış. Dördüncüsü yine bununla ilintili; sosyal refahta düşüş ki, bu da yine gelirlerle ve enflasyonla ilintili. Beşincisi de genel olarak belirsizlik ortamı, ileriye yönelik olarak. Bu sıkıntıları gidermek için ekonomi politikaları olsun, diğer politikalar olsun pek çok farklı tedbir alındı ki, en önemlisi de Merkez Bankası’nın ortodoks bir yaklaşıma geçmiş olması ve bununla beraber faizlerin sekiz buçuklardan kırk iki buçuğa gelmesi; kurun belli bir istikrara en azından kısa vadeli kavuşması ve yatırım ortamının biraz daha öngörülebilir olması. Bu çerçevede de yabancı sermaye de özellikle sıcak para, portföy yatırımları anlamında gelmeye başladı.”
2023’TE ÖNGÖRÜLEN RİSKLERİN HEPSİ DE GERÇEKLEŞTİ
Yılmaz Yıldız, 2023 yılı başında açıklanan Global Riskler Raporu içindeki risklerin yıl içinde gerçekleşme durumları hakkında da yorum yaparak, öngörülen tüm risklerin 2023 yılı içinde gerçekleştiğini söyledi. Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:
“2023’ün başında konuştuğumuz, olması muhtemel ve olursa etkisinin yoğun olacağı global olarak risklere baktığımızda; hayat pahalılığı, doğal afetler, olağanüstü hava olayları, jeopolitik ve jeoekonomik çatışmalar, iklim değişikliği sonucu ortaya çıkan zararlar, siber güvenlik ve siber suçlar, doğal kaynak krizleri ve göçler. Yıla baktığımızda ne yazık ki hepsi de gerçekleşmiş.”