Yangınla mücadele eden Amerika bir taraftan da sigorta ile uğraşıyor. ABD Başkanından tutun da belediye başkanlarına, yerel yöneticilere, finans piyasalarına kadar tüm kesimler yangının ikinci günündün itibaren sigorta ile yatıyor, sigorta ile kalkıyor. Öyle ki, sigorta konusunda ciddi kaos da yaşanıyor.
Günlerdir, Amerika, Los Angeles’taki yangının yarattığı yıkımı izliyoruz. Görüntüler tek kelimeyle özetleniyor, her şey kül ve moloz. Bugüne kadar yangında 180 bine yakın kişi evlerini boşalttı, işyeri ve konut dahil 10 binden fazla yapı yok oldu, araçların tamamına yakını yandı. Yangınlar halen devam ediyor ve maliyeti konusunda analistler farklı farklı açıklamalar yapıyor. Ekonomik kaybın 60 milyar doların üzerine çıkacağı, sigortalı kaybın ise şimdilik 20 milyar doları aştığı tahmin ediliyor. Özetle, afetin boyutu büyük, maliyeti de çok yüksek.
Peki, Amerika, günlerdir neyi konuşuyor? Tek konuştuğu bir şey var, o da sigorta. ABD Başkanından tutun da belediye başkanlarına, yerel yöneticilere, finans piyasalarına kadar tüm kesimler yangının ikinci günündün itibaren sigorta ile yatıyor, sigorta ile kalkıyor. Öyle ki, sigorta konusunda ciddi kaos da yaşanıyor. Detaylarını biraz paylaşayım.
KONUT SAHİPLERİ ENDİŞELİ
Sigortalı zarar milyarlarca dolara ulaşacağından bazı sigorta şirketlerinin hisselerinde ciddi düşüşler yaşanıyor. Hollywood’daki yüksek mülk değerleri nedeniyle sigorta şirketleri ciddi tazminat talepleri ile karşı karşıya. Konutu yangında yok olan kimi ev sahipleri sigorta şirketlerinin zararın tamamını karşılamayacağından endişe duyuyor. Bugün yangının yaşandığı bölgede 1 milyon dolarlık bir konutun sigorta değeri ortalama 5-6 bin dolar civarında. Sigorta primleri düşük olduğundan şirketlerin zararın tamamını karşılamayacağından bahsediliyor. Bu durum hakkında ABD Başkanı Biden bile, sigorta şirketlerine yönelik açıklamalar yaptı ve kurtarma çalışmalarının tamamını hükümetin karşılayacağını söyledi. Dikkatinizi çekerim, açıklama hasarı karşılamaya yönelik değil, kurtarma çalışmalarına yönelik.
SİGORTA NEDEN BU KADAR GÜNDEMDE?
Niye bu kadar sigorta konuşuluyor? Çünkü konutların, işyerlerinin, araçların tamamı sigorta sistemi içinde de ondan. Öyle ki, birkaç yıl öncesinde kimi sigorta şirketleri bölgedeki konutları sigortalamak istemedikleri için ya fiyatları yükselttiler ya da tamamen sigorta satışını durdular. Bunun üzerine devreye; Kaliforniya Fair Plan adı verilen ve sigorta şirketlerinden sigorta yaptıramayan konut ve işyerlerine sigorta teminatı sağlayan ve devlet tarafından işletilen sigorta havuzu girdi.
Kısacası, bizdeki gibi afet olursa nasıl olsa devlet yardım eder anlayışı, orada yok. Hoş, Avrupa’da da yok. Hatırlayın, Almanya’da büyük bir sel olmuştu da dönemin Başbakanı, afet bölgesine gittiğinde ilk iş olarak sigorta şirketlerini işaret etmişti. Öyle ya da böyle bir şekilde tüm varlıklar sigorta sistemi içinde.
BENZERİ BİZDE YAŞANSA NE OLURDU?
Peki, bizde durum ne? En yakın afetten örnek vererek anlatayım. Kahramanmaraş depreminde ekonomik kayıp 100 milyar dolardı, sigorta sistemi bunun sadece 6 milyar dolarını karşılayabildi, geri kalan devletin üzerinde kaldı. Neden? Sigortalılık oranı çok düşükte ondan. Bugün için de değişen bir şey var mı? Yok. Türkiye’deki yangına karşı sigortalı konut sayısı 5.1 milyon adet ki, bu da toplam konutların yüzde 20’si sigortalı anlamına geliyor. Araçlara bakıldığında 8.1 milyon araç sigortalı (kasko), bu da toplam araçların yüzde 26’sı sigortalı demek. Küçük işletmelerin de 861 bini sigortalı, bu da işletmelerin yüzde 30-35’inin yangına karşı sigortalı olduğu anlamına geliyor. Tek iyi taraf, konutların yüzde 56’sının DASK tarafından depreme karşı sigortalanmış olması.
Bir mukayese yapalım. Kahramanmaraş depreminin maliyeti 100 milyar dolar ve sigorta bunun sadece 6 milyar dolarını karşıladı; ABD’de, şimdilik yangının maliyeti 60 milyar dolar, şimdilik bunun 20 milyar dolarını sigorta sistemi karşılayacak. Bilmem anlatabildim mi, ABD’de, son günlerde sigortanın neden bu kadar konuşulduğunu. Bunun üzerine, benzer bir yangının Türkiye’de olduğunu düşünün; sizce biz sigortayı ne kadar konuşuruz? Konuşamayız; çünkü ortada konuşmaya değer bir sigortalılık oranı yok. Olmayınca da geçmişte olduğu gibi bundan sonra da yine tüm zararı devlet üstlenmek zorunda kalır.
Noyan Doğan/Hürriyet Gazetesi