Koronavirüs salgını nedeniyle çalışan anneler işgücünden çıkmak zorunda kalıyor. 55 yüksek ve orta gelirli ülkeden elde edilen verilere göre 29.4 milyon kadın işini kaybetti. Sadece Latin Amerika’da işgücü dışında kalan kadınların sayısı 17 milyon arttı.
Uluslararası Çalışma Örgütü ve Birleşmiş Milletler Kadın Birimi işbirliği ile kovid-19’un çalışan kadınlar üzerinde etkisi araştırıldı. Araştırmaya göre, çalışan anneler işgücünden çıkmak zorunda kalıyor. Araştırmanın sonuçları da BM Kadın Birimi tarafından kaleme alındı. Araştırmanın sonuçları ve tespitler şöyle.
Küresel salgınla ilgili genel tecritlerin en yoğun olduğu dönemde, 1.7 milyar öğrenci okulların kapanmasından etkilenmiştir. O zamandan bu yana birçoğu, evde denetim gerektiren uzaktan/karma öğrenme modeli yoluyla okula geri dönmüştür. Okulların kapalı kalmaya devam etmesi nedeniyle tüm dünyada 224 milyon öğrenci, (her 10 öğrenciden 1’i) okula gidememektedir. Aileler ise kimin ücretli işine devam edeceği ve kimin evde ihtiyaç duyulan ücretsiz bakımı sağlamak için işten ayrılacağı konusunda karar vermekte zorlanmaktadır. Dünya genelindeki hane halklarında, kariyerini feda edenler ağırlıklı olarak, aldığı ücret ve iş güvencesi erkeklere göre genellikle daha az olan kadınlardır.
29.4 Milyon Kadın İşini Kaybetti
Küresel salgın, en fazla kadınların işgücü piyasası fırsatlarını etkilemiştir. 55 yüksek ve orta gelirli ülkeden elde edilen verilere göre, 2019’un sonundan 2020’nin ikinci çeyreğine kadar geçen sürede 25 yaş üzerindeki 29.4 milyon kadın işini kaybetmiştir. Bundan biraz daha az sayıda (29.2 milyon) erkek de işini kaybetmiştir, ancak işgücündeki kadınların sayısı çok daha az olduğundan, kadınların kaybı oran olarak daha yüksektir. 2020’nin ikinci çeyreğinde 55 ülkede işgücü dışındaki kadınların sayısı erkeklerin 1,7 katı olmuştur. Kovid-19’un ekonomik yansımalarından en ağır etkilenen bölgelerden biri olan Latin Amerika’da ise bu oran 2,1 kattır. Bu bölgede işgücü dışında kalan kadınların sayısı salgın öncesinde 66 milyon iken, 83 milyona, erkeklerinki ise 19 milyondan 40 milyona yükselmiştir.
Kadınlar Neden İşgücünden Çıkıyor?
Avrupa Birliği verileri, okulların ve çocuk bakım evlerinin kapandığı veya uzaktan yürütüldüğü ilk dalga sırasında kadınlarda işe devamsızlığın erkeklere göre daha yüksek olduğunu göstermektedir. Eylül ayında işgücünden ayrılan kadın sayısının erkek sayısından 4 kat fazla olduğu ABD’de, küresel salgın sırasında işini kaybeden her 4 kadından 1’i (erkeklerin iki katı kadar kadın) bunun nedeninin çocuk bakımı eksikliği olduğunu belirtmiştir. İngiltere’de kadınlar iş-yaşam dengelerinin bozulduğunu erkeklere göre daha fazla dile getirmiştir.
Brezilya, Şili, Kosta Rika ve Meksika’da yeni elde edilen kanıtlar, eşi ve çocuğu olan kadınların, işgücüne katılımda küresel salgınla ilgili olarak erkeklere göre daha keskin düşüşler yaşadığını göstermektedir. Bu düşüşler, özellikle 6 yaşından küçük çocuklarla yaşayan kadınlarda daha da belirgindir.
İzinlerinin Sürelerini Uzattılar
Buna karşı önlem olarak, birçok hükümet, ebeveyn izinlerinin süresini uzatarak veya sağlık çalışanlarının çocuk bakım tesislerine erişimini iyileştirerek bakımla ilgili sağladıkları özel izinler sayesinde ilave ücretsiz bakım hizmeti yükünü azaltmaya çalışmıştır. Ayrıca birçok ülkede, verimliliğin korunduğunu (hatta daha da arttığını) ve evden çalışma düzenlemelerinin bazı durumlarda iş-yaşam dengesini destekleyebildiğini gören işverenler, esnek çalışma düzenlemelerini hayata geçirmektedir. Bazı ülkeler de iş ve gelir kaybını kontrol altına almaya yönelik önlemler almış, birçoğu ise bunları kadınların aşırı temsil edildiği serbest çalışan, geçici işçi ve ev işçilerini de kapsayacak biçimde genişletmiştir.
Kadınlar aynı zamanda, temel bakım sektörü işçilerinin çoğunluğunu ve sağlık çalışanlarının yüzde 70’ini oluşturmaktadır. Sahip oldukları öneme rağmen, ülkeler bakım sektörlerindeki yatırımlara düşük öncelik vermiş; bunun sonucunda, sağlık çalışanı eksikliği ve kötü çalışma koşulları oluşmuştur.
Küresel Bakım Krizi Kötüleşiyor
Kovid-19 acil sağlık durumu, çalışma yaşamında toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini azaltma konusunda kaydedilen ilerlemenin büyük bölümünü yok etme riski bulunan küresel bakım krizini daha da kötüleştirmiştir. Mevcut eğilimlerin önüne geçmek için atılması gereken adımlar şunlardır:
- İş yaratmak ve çok ihtiyaç duyulan sağlık sistemlerini güçlendirmek için bakım ekonomisine daha fazla yatırım.
- Sağlık çalışanları ve diğer zorunlu işçiler için daha iyi çalışma koşulları.
- Çocuklar, yaşlılar ve hasta veya engellilerin makul fiyatlı bakım hizmetlerine erişimi.
- Ücretli hastalık izinlerinin daha kapsamlı hale getirilmesi.
- Uzaktan çalışma, esnek çalışma, sıkıştırılmış haftalarda çalışabilme de dahil olmak üzere, aile dostu çalışma düzenlemelerinin mevcut olması.
- Kadın girişimcilerin dijital ve mali hizmetlere erişimini kolaylaştıracak destekleyici ve yetkinleştirici bir ortam oluşturulması.
- Kadınların yönetici ve liderlik pozisyonlarına katılımının teşvik edilmesi.
- Şiddet ve tacizden arınmış çalışma ortamları.