Aon’un “2025 Yılı Müşteri Trendleri” raporu; ticaret, teknoloji, iklim ve iş gücü olmak üzere dört mega trendin iş dünyasını nasıl şekillendirdiğini analiz ediyor. Raporda, belirsiz iklim koşullarının küresel ticaret rotalarını aksattığı, 2024 yılında doğal afetlerin yol açtığı küresel ekonomik kayıpların 368 milyar dolara ulaştığı ve bu kayıpların yüzde 60’ı sigortasız olduğu belirtiliyor.
Aon, “2025 Yılı Müşteri Trendleri” raporunu yayımladı. Her yıl yapılan bu kapsamlı araştırmada, iş dünyası açısından risk ve fırsat doğurabilecek ticaret, teknoloji, iklim ve iş gücü olmak üzere dört mega trend masaya yatırılıyor. Raporda dört mega trendin Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) bölgesini nasıl etkilediğine ve bu trendlerin birbirleriyle nasıl kesiştiğine dair önemli bulgulara yer veriliyor:
Yapay zekânın 2040’a kadar küresel ticarette toplam yüzde 14 civarında ek bir artış sağlaması bekleniyor. Teknolojik ilerlemeler, küresel ticareti yeniden şekillendiriyor. Yapay zekâ tabanlı yenilikler, ticaret hizmetlerini ve operasyonlarını daha verimli hale getirirken siber güvenlik riskleri ve düzenleyici zorluklar da beraberinde geliyor. Bu gelişmelerden en iyi şekilde faydalanmak isteyen işletmelerin, teknoloji yatırımlarını güçlü risk yönetimi stratejileri ile dengelemeleri gerekiyor.
Küresel ticaret; jeopolitik riskler, gümrük tarifeleri ve küresel ticaret savaşları nedeniyle baskı altında. Şirketler, küresel ticaret risklerini yönetmek için tek bir tedarik zinciri stratejisi oluşturmalı, veri ve analizlerden faydalanmalı ve risk transferi için sigorta çözümlerini kullanmayı değerlendirmeli.
HAVA OLAYLARI İŞ VERİMLİLİĞİNİ ETKİLİYOR
Hava olayları çalışanların sağlığı ve iş verimliliği üzerinde riskler yaratıyor. Los Angeles’ta yakın zamanda meydana gelen orman yangınlarının neden olduğu ekonomik kayıp yaklaşık 30 milyar dolar olarak tahmin ediliyor. Küresel ölçekte ise yüksek sıcaklıklar, toplam çalışma saatlerinin yüzde 2,2’sinin kaybına yol açarak, tam zamanlı 80 milyon iş gücüne denk gelen bir verimlilik kaybına neden olacak.
Aşırı hava olaylarının daha sık yaşanması, çalışanların sağlığı ve iş verimliliği üzerinde ciddi riskler yaratıyor. Çalışanların fiziksel sağlığını, duygusal iyilik halini ve finansal istikrarını olumsuz etkileyebilir. Hava olayları, ekonomik açıdan önemli sonuçlar doğurdu ve çeşitli sektörlerde kesintilere yol açtı. İşverenlerin bu tür felaketlere karşı risk modellemesi yoluyla proaktif olmaları ve afet ile iş sürekliliği planlamasıyla reaktif davranmaları gerekiyor.
YAPAY ZEKANIN ETKİLERİ
Yapay zekâ, iş gücünü yeniden şekillendiriyor. Dünya genelinde bilgi çalışanlarının yüzde 75’i artık yapay zekadan faydalanıyor. 2025-2030 arasında mevcut çalışanların becerilerinin yüzde 39’u ya dönüşecek ya da geçerliliğini yitirecek. Bu süreçte yapay zekâ ve büyük veri, en hızlı yükselen yetkinlikler arasında ilk sırayı alacak. Şirketlerin rekabet gücünü koruması ve çalışanlarının teknolojik değişimlere uyum sağlaması için beceri geliştirme ve yeniden eğitim programlarına ağırlık vermesi kritik.
Yetenek yönetimi öne çıkan bir konu: ABD, yapay zekâ yeteneklerini çekme konusunda lider konumdayken EMEA bölgesindeki şirketlerin de bu alandaki yetenek açığını kapatmaya odaklanması gerekiyor. Ayrıca, yapay zekânın etkin kullanımı için etik ilkeler ve yasal uyumluluk konuları göz ardı edilmemeli. Veri koruması ise halen en önemli risk alanlarından biri. Bu nedenle, veri ihlallerini önlemek ve yapay zekâyı güvenli bir şekilde kullanmak için güçlü veri koruma stratejileri uygulanmalı.
AFET KAYIPLARININ %60’I SİGORTASIZ
Belirsiz iklim koşulları küresel ticaret rotalarını aksatıyor. 2024 yılında doğal afetlerin yol açtığı küresel ekonomik kayıplar 368 milyar dolara ulaştı. Bu kayıpların yüzde 60’ı sigortasızdı. Küresel ticaretin birbirine bağlı yapısı, bir bölgede yaşanan olayların dünya genelindeki işletmeleri etkileyebileceğini gösteriyor. Bu durum, özellikle iklim dalgalanmalarının finansal ve itibar risklerini artırarak, aşırı hava olaylarından genellikle fazla etkilenmeyen EMEA gibi bölgelerde bile risk oluşturuyor.
Bu nedenle, iklim dayanıklılığını artırmak için tedarik zinciri verilerinin, fiziksel risklerin detaylı analiziyle birleştirilmesi büyük önem taşıyor. Ülkelerin iklim risklerine karşı alması gereken önlemler: İklim değişikliğine dayanıklı altyapı yatırımlarına odaklanmak, doğal afet ve iklim modellerinden yararlanarak riskleri değerlendirmek ve finansal etkileri analiz etmek, tedarik zincirlerini çeşitlendirip görünürlüğü artırarak, bir bölgede meydana gelen aksaklıkların zincirleme etkilerini en aza indirmek.
Raporla ilgili değerlendirmede bulunan Aon Türkiye Eş CEO’su Selda Oknas Tanbay, “İşletmeler, dört mega trend olan ticaret, teknoloji, iklim ve iş gücü tarafından giderek daha fazla etkileniyor. Bu yılki analizimiz, bu trendlerin birbirleriyle nasıl kesiştiğini ve artan belirsizlik ortamında organizasyonel stratejileri nasıl şekillendirdiğini gösteren yeni bakış açıları sunuyor” dedi.