Türkiye Ziraat Odaları Birliği Tarımda Kuraklık Raporu’nu açıkladı. TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, raporda tarım sigortasına da değindi. Tarımda sigortalılık oranının yüzde 20’de kaldığını belirten Bayraktar, bunun da nedeninin yüksek prim olduğunu söyledi.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar Tarımda Kuraklık Raporu’nu açıkladı. Bayraktar, Rapor kapsamında tarım sigortasına da değindi. Şemsi Bayraktar, doğal afetlerden çiftçinin zarar görmemesinin mümkün olmadığını belirterek, bu nedenle, doğal afetler karşısında çiftçinin tek başına bırakılmaması gerektiğini söyledi. Tarım sigortasının, çiftçi kayıt sistemine dahil olmayanları da kapsaması ve tüm riskleri de karşılaması gerektiğini ifade eden Bayraktar, şu açıklamaları yaptı:
“Doğal afetlerden en çok zarar gören kesim olan üreticiler için sigorta yaptırmak fevkalade önemlidir. Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin çabalarıyla sigortalanmış kuru tarım alanlarında üretimi yapılan buğday, arpa, çavdar, yulaf, tritikale, nohut, kırmızı mercimek ve yeşil mercimek ile bu ürünlerin sertifikalı tohumluklarında ilçe genelinde gerçekleşen kuraklık, don, sıcak rüzgar ve sıcak hava dalgası, aşırı nem, aşırı yağış ile dolu paketi teminat kapsamına alınmıştır. Diğer yandan, tarımda sigortalılık oranı Çiftçi Kayıt Sistemi kaydı olan üreticilerde yüzde 20’de kalmaktadır. Tarım sigortasında istenilen düzeyde artışın sağlanamamasının nedenleri arasında, yüksek prim tutarları gelmektedir. Çiftçimiz bu fiyatlarla sigorta yaptırmakta zorlanmaktadır. Tarım sigortasında prim tutarları düşürülmeli veya devlet desteği artırılmalıdır.”
Afetler 2030’larda Daha Çok Artacak
Şemsi Bayraktar Tarımda Kuraklık Raporu hakkında da bilgi verdi. Raporların, sıcak hava dalgaları, orman yangınları, kuraklık, şiddetli yağışların 2030’lu yıllarda daha da artacağını gösterdiğine değinen Bayraktar, “İklim değişikliğinden en fazla etkilenecek bölgelerden biri Doğu Akdeniz Havzası’dır. Bu havzada yer alan ülkemiz de pek tabii olarak küresel iklim değişikliğinin etkilerini yoğun bir şekilde hissedecek. Küresel ısınma, kurak alanları ve çölleşmeyi artırıyor. 21. yüzyılda kuraklıkların sıklık ve yoğunluğunun özellikle Akdeniz bölgesinde ve Güney Afrika’da artacağı tahmin ediliyor. Bu durum, daha şiddetli su kıtlığı, daha fazla toprak erozyonu, bitki örtüsü tahribatı, orman yangını, biyolojik çeşitlilik kaybı ve gıda arzının riske girmesi anlamına geliyor” dedi.
Doğal Afetler İklim Değişikliğinin Sonucu
Şemsi Bayraktar, son yıllarda Türkiye’de gittikçe artan doğal afetlerin iklim değişikliğinin bir sonucu olduğunu belirterek, şu açıklamaları yaptı:
“Gün geçmiyor ki, aşırı yağış, sel, fırtına, hortum, dolu, don, kuraklık gibi doğal afetler yaşanmasın. Bir üretim sezonunda neredeyse hepsini bir arada görebiliyoruz. İklim değişikliğinin etkisiyle, yaz, kış ve bahar kavramları karışmaya başladı, mevsimler farklılaştı. Bu değişikliklere dayanamayan bitki ve hayvan türleri yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Sanki ortaya iki mevsim çıktı, ılık geçen kışlar, sıcak geçen yazlar. Baharlar ortadan kalktı. Bu yıl da özellikle, kuraklık, sel, fırtına başta olmak üzere çeşitli afetleri yaşamaya devam ediyoruz. Artan bu afetlerden tarımın etkilenmemesi mümkün değildir. Tarımsal faaliyetler, iklim şartlarına doğrudan bağlıdır. İklim değişikliği; kalite ve verim düşüklüğüne, üretim maliyetlerinin artmasına, daha sıcak ve az yağışlı iklim koşullarına, meteorolojik olaylarda artışa, sağlıklı kullanılabilir suya ulaşımın zorlaşmasına, zararlılarda ve hastalıklarda artışa, ekolojik alanlarda kaymaya, bitkisel çeşitliliğin azalmasına ve kültürel işlemlerde sorunlara neden olmaktadır.
Dünya nüfusunun artmasına rağmen sağlıklı gıdaya ve suya ulaşımı zorlaştırmaktadır. Tarım üstü açık bir fabrikadır. Çiftçilerimiz, hemen hemen her türlü doğal afetle karşı karşıya kalıyor. Baharda yaşanan don afeti, çoğu zaman meyvede tomurcuk, çiçek, ürün bırakmıyor. Birçok üründe alışılmış hasat dönemlerinde değişiklikler görülüyor. Bazı ürünlerde hasat daha erken başlarken bazılarında bir aya yaklaşan gecikmeler oluyor. Fırtına, hortum son yıllarda hemen hemen her yıl Akdeniz Bölgesinde seralara zarar veriyor. Bu ortamda, artan doğal afetlerin tarım sektörüne verdiği zararların azaltılması, beklenen afetlere karşı önceden önlem alınabilmesi artık daha önemlidir.”