Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mehmet Tuğtan, Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen deprem felaketi ile ilgili değerlendirmelerde bulunurken bu felaketten çıkarılacak dersler üzerinden sektöre, Anadolu Sigorta’nın gelecek dönem hedeflerine ve sürdürülebilirlik projelerine yönelik açıklamalar yaptı. Tuğtan, bugüne kadar 2 milyar TL’nin üzerine tazminat ödediklerini belirterek, “Sektörde depremden en fazla etkilenen branş olan yangın branşında, ödenen hasarın yüzde 26’sını Anadolu Sigorta karşılıyor” dedi.
Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mehmet Tuğtan, depremde 2 milyar TL tazminat ödediklerini, ödemeye devam ettiklerini söyledi. Tuğtan, Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen deprem felaketi ile ilgili değerlendirmelerde bulunurken bu felaketten çıkarılacak dersler üzerinden sektöre, Anadolu Sigorta’nın gelecek dönem hedeflerine ve sürdürülebilirlik projelerine yönelik açıklamalar yaptı.
Şubat ayında gerçekleşen depremlerin sigortanın önemini bir kez daha hatırlattığını belirten Tuğtan, “Bu felaket bize, ülkemizin doğal afetler konusundaki risklerini bir kez daha hatırlattı. Deprem kuşağında yer alan ülkemiz, iklim değişikliği kaynaklı risklerle de karşı karşıya” dedi.
Depremin hemen ardından bölgedeki hasarlara öncelik vererek hızla çalışmaya başladıklarını, deprem gerçekleştiğinde 11 ilde 171 milyar TL teminatları bulunduğunu ifade eden Tuğtan, “Bugüne kadar 2 milyar TL’nin üzerine tazminat ödemiş durumdayız ve ödemeler devam ediyor. Sektörde depremden en fazla etkilenen branş olan yangın branşında, ödenen hasarın yüzde 26’sını Anadolu Sigorta karşılıyor. Ekspertiz süreçlerindeki zorlu şartlara ve hasar adedinin çok yüksek olmasına rağmen hasar dosyalarını mümkün olan en kısa sürede ödemek için var gücümüzle çalışıyoruz” dedi.
GÖREVİMİZ SADECE HASAR ÖDEMEK DEĞİL
Tuğtan, sigortacıların görevinin sadece tazminat ödemek değil aynı zamanda değerleri korumak olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle gerçeğine vurgu yaparak devam eden Tuğtan: “Bu açıdan baktığımızda çok sayıda büyük işletmede koruma ve kurtarma faaliyetlerine yüklü miktarda ödemeler yaparak emteaların ve makinelerin kurtarılmasına destek olduk. Ayrıca, konut sigorta poliçelerinde eşya kıymeti için muafiyet, eksik sigorta, aşınma, yıpranma gibi uygulamaları depremzedelerimizin yanında olmak adına askıya aldık. Yine depremzede sigortalılarımıza destek olmak için hasarın yüzde 30’unu dosya işlemlerini beklemeden avans olarak ödedik. Enkaz altında kalan ve çekilemeyen araçlarda hiç beklemeden ve çekme belgesi istemeden hasar ödemesi yaptık. Bu tür uygulamalarımıza; konut sigorta poliçelerinde belirli bir tutara kadar tapu ve rehinli alacaklı muvafakatı talep edilmemesi, DASK’tan tam zayi hasar listesi alınarak ihbar açılmayan dosyalar için konut ihbar alımı ve hasar süreçlerinin işletilmesi ve DASK’ın ödeme yapması beklenilmeden tazminat ödenmesi gibi birçok örnek verebilmenin huzurunu yaşıyoruz.”
MARMARA DEPREMİNE HAZIRLIK DEĞERLENDİRMESİ
Yaşanan deprem felaketinin muhtemel Marmara depremini bir kez daha hatırlattığına değinen Tuğtan, alınması gereken önlemleri de sıraladı: “Uzun yıllardır uzmanların uyarıları doğrultusunda geçekleşmesi beklenen Marmara depreminin, ülkemizin en yüksek nüfus yoğunluğuna sahip İstanbul, Bursa, Kocaeli gibi şehirleri büyük oranda etkilemesi bekleniyor. Depremle birlikte tsunami, su baskını, sel, baraj taşma, yangın ve patlamalar, güvenlik zafiyetleri gibi riskler söz konusu. Sigorta sektörü mali olarak bu depremi üstlenebilecek güce sahip olsa da şirketlerin kriz senaryolarıyla hızlı müdahale noktasında da hazırlıklı olması çok önemli. Bu çerçevede Anadolu Sigorta olarak deprem senaryolarına dayalı, ‘insan odaklı’ bir programla hazırlıklarımızı tamamladık. ‘Marmara Depremine Hazırlık Değerlendirmesi’ kapsamında danışmanımız ile birlikte müdürlüklerimizle görüşmeler yaptık, mevcut sistemler ve dokümantasyonu gözden geçirdik, verileri analiz ettik. Bunların neticesinde oluşturduğumuz 9 odak alanı kapsamında projelerimiz devam ediyor.”
SİGORTALI ADEDİ ARTIRILMALI
Sektör olarak prim üretiminde artış sağlandığını ve bunun sevindirici bir gelişme olduğunu, ancak asıl yapılması gerekenin sigortalı adedinin arttırılması olduğunu vurgulayan Tuğtan, şu açıklamaları yaptı:
“Swiss RE’nin yayınladığı rapora göre 2021 yılında GSYİH’da dünyada 20’nci sırada olan ülkemiz kişi başı prim üretiminde 68, sigorta penetrasyonunda ise 73’üncü sırada yer alıyor. Rakamsal veriler; prim hacmi, sigorta yoğunluğu gibi kriterler açısından sigorta sektörü olarak kat etmemiz gereken daha çok yol olduğunu gösteriyor. Ancak rakamsal verileri, aynı zamanda sektör için bir gelişim alanı olarak değerlendirebiliriz. Bu noktada sektöre çok iş düşüyor. Sigorta bilincinin artırılmasıyla büyük farklar yaratmak mümkün. Diğer taraftan ürünlerin herkes için ulaşılır olması sigortalanma oranlarında etkisini gösteriyor. Anadolu Sigorta olarak bu sorumluluk bilinciyle sigorta konusunda farkındalık yaratmak ve her ihtiyaca, her bütçeye uygun ürünler geliştirmek için çalışıyoruz.”
Anadolu Sigorta’nın finansal sonuçlarına da değinen Tuğtan, “Geçen yılı yüzde 121 prim üretimi artışıyla kapatan şirketimizin 2023’ün ilk çeyreğinde prim üretimi 9,1 milyar TL olarak gerçekleşti. Yüzde 10’luk pazar payıyla sektördeki güçlü konumumuzu sürdürdük. Anadolu Sigorta olarak her dönem daha da güçlenen mali yapımızla ülkemizin güvencesi olmaya devam ediyoruz” dedi.
MALİYET YÖNETİMİ ÖNEMLİ HALE GELDİ
Farklı müşteri kitlelerine ve ihtiyaçlarına yönelik kapsamı net ve erişimi daha kolay sigorta ürünleri ve hizmetleri geliştirerek müşteri memnuniyetini her geçen gün artırdıklarını belirten Mehmet Tuğtan, şunları söyledi:
“Bu ürünlerin ve hizmetlerin dijital kanallardan satılması ve yaşam döngüsünün de buradan işletilmesi çabalarımıza hız verdik. Enflasyonist ortamın hasar/prim dengelerini bozduğu zorlu bir faaliyet döneminde, maliyet yönetimi her zamankinden daha önemli hale geldi. Sorumlu sigortacılık anlayışımız gereği doğru ürünlerin doğru fiyatlandırma ile sigortalılara sunulması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Prim artışlarının sigortalıları sistemin içinde tutacak seviyelerde olmasına özen gösteriyoruz. Güçlü sermaye yapımız ve müşteri odaklı yaklaşımımızı sigortalılarımızın lehine kullanıyor ve bu bakış açısıyla ürünlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz. 98 yılı geride bırakan bir şirket olarak bu köklü deneyimimizi çağın teknolojisi ve yenilikleriyle ustaca buluşturuyor, müşteri deneyimini en önemli önceliğimiz olarak görüyoruz.”
YENİLEBİLİR ENERJİ YATIRIMLARI
Son yıllarda doğal afetlerin meydana getirdiği hasarların frekansları ve şiddetlerinde bir artış yaşandığına vurgu yapan Tuğtan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İklim krizinin ekonomik ve sosyal yansımalarının önümüzdeki dönem sigorta sektörü üzerinde doğrudan veya dolaylı etkilerinin artması bekleniyor. Bu aynı zamanda sigortacılık sektörüne de önemli sorumluluklar getiriyor. Sürdürülebilir kalkınma ve katma değer yaratma bakış açısını benimseyen bir şirket olarak, pek çok küresel gelişmeye karşı proaktif uygulamaları hayata geçirmekte öncülük ve kılavuzluk ediyoruz. İklim değişikliğinin yarattığı risk ve fırsatları titizlikle analiz ediyor, tüm süreçlerimizi bu bakış açısıyla gözden geçiriyoruz. Başlıca portföy stratejimizi de yenilenebilir enerji yatırımlarının aranan sigorta çözüm ortağı olmak üzerine kurguluyoruz. Ülkemiz için büyük bir fırsat alanı olarak gördüğümüz yenilenebilir enerji yatırımlarına yönelik yenilikçi hizmetler sunuyoruz ve bu alandaki varlığımızı artırmayı hedefliyoruz.”
MEGA RİSKLER ARASINDA İKLİM VE ÇEVRE VAR
Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından gerçekleştirilen araştırmalarda önümüzdeki 5-10 yıl arasında dünya üzerinde kritik bir tehdit oluşturacağı öngörülen mega risklerin ilk 5 sırasını iklim ve çevre ile ilgili riskler oluşturduğunu da ifade eden Tuğtan, bu konuda da şunları söyledi:
“Sigorta sektörünün bu alanda özel bir konumu var, hem bu riskleri sorumlu sigortacılık anlayışıyla yönetmek hem de gerçekleştiğinde tazminatı karşılamak durumunda. Sürdürülebilirlik yaklaşımımız gereği yeşil dönüşümü destekliyoruz. Sadece çevre ile ilgili konular değil, ÇSY (çevresel, sosyal, yönetsel) olarak adlandırılan bir bakış açısıyla ve Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na yönelik ilerleme sağlamak için birçok farklı girişim ve proje yürütüyoruz. Önümüzdeki dönemde bu alana daha fazla odaklanmak istiyoruz. Sürdürülebilirlik anlayışımızı ürün geliştirmeden satın almaya, sosyal sorumluluk projelerimizden insan kaynakları uygulamalarımıza uzanan tüm faaliyetlerimize entegre ediyoruz. Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşmak için ulusal ve uluslararası paydaşlar ile iş birliğini önemsiyoruz. UN Global Compact, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ve Hedef Toplumsal Cinsiyet Eşitliği gibi küresel inisiyatiflerin katılımcısı olarak çalışmalarda yerimizi alıyoruz. 1 Ekim 2021’den bu yana BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’nde yer alan şirketimiz, sürdürülebilirlik risk ve fırsatlarını yönetmeye, değer üretmeye ve paylaşmaya devam edecek.”
ORMAN YANGILARI EN BÜYÜK RİSKLERDEN BİRİ
Yine bu kapsamda geçen yıl başlatılan Ormanın Gözleri projesine değinen Tuğtan, “Son yıllarda şiddeti artan orman yangıları da en büyük risklerden biri. Bu kapsamda orman yangınlarını önlemek için farkındalık ve bilinçlendirme çalışmaları yapmayı hedefleyerek “Ormanın Gözleri” projesini hayata geçirdik. Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü ile yürüttüğümüz proje kapsamında yangına erken müdahalede hayati bir önemi bulunan gözetleme kulelerinin yenilenmesi ve insansız yangın gözetleme kulelerinin yaygınlaştırılması için çalışıyoruz. Ormanın Gözleri Projesi kapsamında geçtiğimiz yıl Adana Balcalı’da insansız yangın gözetleme kulesinin kurulumunu tamamlayarak hizmete sunduk. Bu sene de Çanakkale, Muğla, Adana ve Antalya’da olmak üzere dört adet yangın gözetleme kulesini daha hizmete açacağız. Cumhuriyet’in ilk yıllarından bu yana faaliyet gösteren öncü bir şirket olmanın sorumluluğuyla, sigorta sektörüne ve ülkemize katma değer yaratan çalışmalarımızla sektörümüze örnek olmanın en önemli sorumluluklarımızdan biri olduğunu düşünüyoruz. Bu projenin de önemli bir fayda ve farkındalık yaratacağına inanıyoruz” dedi.