TSB Başkanı Atilla Benli, deprem bölgesinde sanayi hasarlarının ödenmemesi konusundaki eleştirilere açıklık getirdi. Benli, “Doğru sigortayı yaptırmayıp, sonrasında sigorta şirketleri suçlanmamalı. Yazılı ve vaat ettiğimiz teminatlar üzerinden hasarları ödüyoruz ve bu bizim için namus meselesi” dedi.
Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı ve Türkiye Sigorta Genel Müdürü Atilla Benli, deprem bölgesinde, 60 milyar TL hasar öngördüklerini, bu tutarın 76 milyar TL’ye ulaşacağını belirterek, bunun 7 milyar TL’sinin ödendiğini, haziran sonu gibi hasarların yüzde 90’nın ödeneceğini söyledi.
Atilla Benli, deprem bölgesinde sanayi hasarlarının ödenmemesi veya geç ödenmesi konusundaki eleştirilere de açıklık getirdi. Doğru sigortayı yaptırmayıp, sonrasında sigorta şirketlerinin suçlanmaması gerektiğini kaydeden Benli, “Sanayi hasarlarına baktığımızda 100 tanesinin 99’unda sigortaya aracılık eden kişilerin işinin ehli olmadığını, sigortayı yapan kurumların bu işe önem vermediğini ve doğru poliçe yapılmadığını gördük. Doğru hizmeti almak, doğru poliçeyi yaptırmak o ticari işletmenin sorumluluğunda. Bu sorumluluğun sigorta şirketlerine bırakılmaması lazım” dedi.
EKSPERİ İÇERİ ALMIYORLAR
Benli, karşılaştıkları en yaygın sorunun eksik sigortadan kaynaklı olduğuna da değinerek, milyonlarca dolarlık şirketleri yönetenlerin basiretli tüccar gibi karşılaşabilecekleri riskleri doğru tespit edip, analizini de doğru yapmaları gerektiğini vurguladı. Benli, “Poliçe yapılırken, risk analizi konusunda sigorta şirketleri zorluk çekiyor. Hasar tespitine gidiyoruz, eksperleri içeri sokmuyorlar. Hasarı tamamlamak için gerekli evraklı istiyoruz, haftalarca gelmiyor, gelse de eksik geliyor” şeklinde konuştu,
BİZİM İÇİN NAMUS MESELESİ
Hasar konusunda tek sorumlunun sigorta şirketi olmadığını, şirketlerin ödeyecekleri hasarları reasürans şirketlerine sattıklarını, tüm riskleri üzerlerinde tutmadıklarını belirterek, şu açıklamaları yaptı: “Poliçe yapılırken şirketin varlığı 1 milyon dolar gösteriliyor, hasardan sonra 10 milyon dolar olduğu söylenip, bunu öde deniyor. Ben tek değilim, benim de karşımda reasürans şirketi var ve benim onunla yaptığım anlaşmalar var. Primi alınmayan bir riskin ödemesini yapamayız. Sigorta şirketlerini suçlayarak, sigorta şirketlerine geç ödüyorlar, eksik ödemeye çalışıyorlar, haksız kazanç elde etmeye çalışıyorlar diyerek, bir şey elde edilemez. Yazılı ve vaat ettiğimiz teminatlar üzerinden hasarları ödüyoruz ve bu bizim için namus meselesi. Hak edene gecikmeden ödemek istiyoruz. Gecikmenin sebebi de biz değiliz.” (Hürriyet Gazetesi)