Bu ay başında uluslararası bir rapor yayınlandı. Raporun adı, Küresel Mega Trend Raporu (Global Mega Trend Report). SUPERLAB tarafından hazırlanan raporu okumanızı öneririm. Mega trendleri anlamanın çok önemli olduğunu gerekçelendiren raporun ilk bölümü; değişimin kaçınılmazlığından başlayarak, dönüşüm işaretlerini tahmin edebilen ve ona göre hareket edenlerin başarılı olduğunu vurguluyor. Raporda, “Toplum 5.0”, insan yaşamını iyileştirmek için yapay zeka, veri ve dijital altyapının bir araya geldiği sistemik bir değişim anlamında kullanılmaktadır.
Bu ay başında uluslararası bir rapor yayınlandı. Raporun adı, Küresel Mega Trend Raporu (Global Mega Trend Report). SUPERLAB tarafından hazırlanan raporu okumanızı öneririm (https://superlab.se/projects/global-mega-trend-report-v1-0/). Rapor’da sözü edilen bir kavramı ve farklı boyutlarını gündeme getireceğim.
Mega trendleri anlamanın çok önemli olduğunu gerekçelendiren raporun ilk bölümü; değişimin kaçınılmazlığından başlayarak, dönüşüm işaretlerini tahmin edebilen ve ona göre hareket edenlerin başarılı olduğunu vurguluyor. Bu işaretleri bekleyenlerin de geri kalma riskine sahip olduğundan söz ediliyor. Yerinde durmayan, geleceğe hazırlananların bilinçli içgörü sahibi olmalarına dikkati çekiyor. Yöneticilerin iyi bildiği gibi, içgörü kendi kendini anlayabilme yeteneği anlamına gelmektedir.
Toplum 5.0
Raporda, “Toplum 5.0”, insan yaşamını iyileştirmek için yapay zeka, veri ve dijital altyapının bir araya geldiği sistemik bir değişim anlamında kullanılmaktadır. İlerlemenin üretkenliğe göre değil amaca göre yeniden tanımlandığı, bu bağlamda şehirleri, içinde sağlık hizmetlerinin de yer aldığı hizmetleri dönüştürdüğü ve gerçek zamanlı zeka, döngüsel tasarım ve etik inovasyon yoluyla çalıştığı sıralanmaktadır.
Buna uyum sağlayan yapıların geleceği şekillendireceğinden, yapmayanların ise kendilerinin şekillendirileceğinden söz edilmektedir.
Gerçek yaşamda bunlar; çok fazla kişiselleştirilmiş ortamlar, insan-makine ortak yaşamı, dijital entegrasyon, merkezi olmayan zeka gibi ayrı parçalardan oluşmaktadır. İnsan-makine ortak yaşamı, sanki iki canlının tek bir organizma gibi birbirleriyle yardımlaşarak bir arada yaşaması gibi yani simbiyoz olarak ifade edilmektedir.
Kişiselleştirilmiş ortamlarda, yapay zeka ve nesnelerin interneti (IoT) ile her alanda kişisellik hedeflenmektedir. Çalışma alanlarından sağlık hizmetlerine kadar her alan ve hizmet, gerçek zamanlı olarak kişisel ihtiyaçlara göre düzenlenir. Bilindiği gibi nesnelerin interneti, internet üzerinden diğer cihaz ve sistemlerle veri bağlantı ve paylaşımı amacıyla sensörlerden, yazılımlardan ve diğer teknolojik ağlardan yararlanır. Bunlar o kadar geniş bir sunucu ağıdır ki; cihazları, ev aletlerini, hatta gelişmiş endüstriyel araçları bile içerebilmektedir.
İnsan-makine simbiyozu kavramı, insan ve makinenin ortak olarak tek bir canlı gibi yardımlaşarak bir arada yaşaması şeklinde tanımlanmaktadır. Böylelikle otomasyonun da ötesinde, insan kapasitesinin geliştirildiği bir büyütme hedeflenmektedir.
Dijital entegrasyon ile dijital kimlikler, tahmine dayalı yapay zeka ve biyo-entegre arayüzler gibi etkileşimlerin yeniden tanımlanacağı raporda belirtilmektedir. Arayüz ifadesiyle, genellikle kullanıcı ile sistem arasındaki iletişime fırsat veren yazılımdan söz edilir.
Son parça olan merkezi olmayan zeka ile merkezi kontrol yerine, yapay zeka aracılığıyla yetki devri yapılmış, dağıtılmış karar verme gücü yoluyla, yalnızca kurumlar yerine bireyler ve toplumun güçlendirilmesi (katılımı) kastedilmektedir.
Küresel Ölçekte Etki Oluşturan Eğilimler
Bu kapsamda, 5 ana eğilimden söz edilmektedir. Rapor, mega trend olarak adlandırılan küresel ölçekte etki oluşturan eğilimleri 5 ana başlık ve 6 alt başlıkta sıralamaktadır;
- Hızlı değişim,
- Yeni teknolojik ilerleme dalgası (yapay zekanın yükselişi, yeni işgücünün girişi, insan ve teknolojinin ortak çalışması),
- Oyun endüstrisi, dünyanın en etkili pazarları (fiziksel ve dijital kaynaşma),
- (Hayalet çalışma kültürü olarak adlandırılabilen) Yeni bir çalışma devriminin başlangıcı,
- Esneklik (bir sonraki büyüme pazarı olarak da dayanıklılık).
Modern Bir Geliştirme İçin “Portföy”
Tam bu noktada, yine Ağustos 2025 tarihli bir UNDP yayınından da söz etmek istiyorum. Birleşmiş Milletler Nüfus Faaliyetleri Fonu UNDP, GELİŞTİRMEYİ MODERNLEŞTİRMEK: Portföylerle Tanışın (MODERNIZING DEVELOPMENT: Introducing Portfolios) adlı yayınında bilinenden farklı portföy tanımı yapıyor (https://www.undp.org/systems-portfolio)
Hisse senedi, sabit getirili menkul kıymetler, yatırım fonları, emtialar ve gayrimenkuller gibi yatırımcının finansal olarak sahip olduğu varlıkların tamamını ifade eden portföy kavramını UNDP, bambaşka bir anlamda aktarmış.
UNDP, kendi portföyünü, karmaşık kalkınma zorluklarını ele almayı amaçlayan, birbiriyle bağlantılı müdahalelerden oluşan dinamik bir bütün olarak tanımlıyor. Portföylerin, esneklik sağlayacak şekilde tasarlandığında, yeni bakış açılarına hızla uyum sağlayabileceğinden söz ediliyor. Herhangi bir sektörün ötesinde, toplumlar ve ekonomiler genelinde etkiyi en üst düzeye çıkarmak için sistem düzeyinde seçeneklerin sürekli olarak oluşturulmasını sağlayacağı anlatılıyor.
Peki, nedir portföy? UNDP’ye göre “portföy”, karmaşık, sistem düzeyindeki zorlukları ele almak ve stratejik geliştirme etkisi sağlamak için tasarlanmış, birbirine bağlı dinamik bir müdahaleler kümesidir.
Geçişlerin nasıl finanse edildiğini, izlendiğini ve yönetildiğini yeniden tasarlıyor ve öğrenmeyi, işbirliğini ve kurumsal inovasyonu vurguluyor. Portföyler; belirsizliği yönetmek, zaman içinde uyum sağlamak ve uzun vadeli dönüşüm ve sürekli seçenekler geliştirmek için yetenekler oluşturur.
İşte burada UNDP, Hükümet ve kalkınma ortaklarının, sistem ve portföy yaklaşımları hakkında neyi değerli bulduğunu anlatıyor. Hatta, daha da somutlaştırarak, bazı önemli tavsiyelerde bulunuyor;
- Kaynakları ve uzmanlığı temel kaldıraç noktalarına odaklayarak, daha fazla etki oluşturun ve dönüştürücü sonuçların anahtarlarını bulun,
- Kaynakları bir araya getirerek, tekrarları azaltarak ve yeni yatırımları çekerek finansmanı daha akıllı kullanmanın yollarını bulun,
- Sürekli içgörüler oluşturarak, çeşitli paydaşları hizalayarak ve gelişen bağlamlara uyum sağlayarak daha fazla seçenek, daha az risk üretin.
Küresel kalkınma sektörünün değişim içinde olduğunu vurgulayan UNDP;
- Ülkeler, yerel öncelikleri çeşitli aktör ve kaynakları harekete geçirerek ve entegre stratejilerle uyumlu hale getirerek değişime öncülük edeceğine,
- Sistem odaklı yaklaşımlarla yapısal engellerin üstesinden gelme ve yatırım çekme için müdahaleleri bir araya getirdikçe finansın daha da ileri gideceğine,
- Öğrenme yoluyla ölçeklendirme, karar vericilerin karmaşık ortamlara uyum sağlamasına, geçişleri yönetmesine ve eylemliliği sürdürmesine fırsat tanıyacağına
vurgu yapıyor.
Geride Kalmama
Bu hafta tüm bunlar, sanki biri diğerini tamamlayan iki bakış gibi oldu. Küresel eğilimleri anlamanın önemi ile dönüşüm işaretlerine göre hareket etmeye, bunun gerisinde kalmamaya kadar giden sonuçta yerinde durmayı kabul etmeyerek geleceğe hazırlanmayı öğütleyen stratejileri birlikte değerlendirmiş olduk.
Toplum 5.0 ile insan yaşamını daha da iyileştirmek için yenilikçiliğe uyum sağlayan organizasyonlar olarak, geleceğin şekillenmesinde UNDP değişim önerilerine uymak tüm yöneticilerin çıkış noktası olmalıdır. UNDP tarafından portföy olarak tanımlanan bütünün, Toplum 5.0 amacına uygun bir şekilde; belirsizlikleri yönetmede, uzun dönemli doğru seçenekler oluşturmada başta sağlık alanı olmak üzere yatırımcılara ve yöneticilere yeni yeni anahtarlar kazandıracak olduğu unutulmamalıdır.